Daha önce Madonna, Beyonce, Bruno Mars gibi dünyaca ünlü sanatçıların yer aldığı etkinlikte bu yıl Katy Perry başroldeydi.
Bu harika koreografileri, hatasız şekilde sunabilmek gerçekten ciddi bir ekip işi.
Yaklaşık 13 dakikalık şovda 1 saniye bile boşluk yoktu.
Katy Perry’nin Lenny Kravitz ve Missy Elliott gibi farklı tarzları olan sanatçılarla hem kostüm hem de duruş olarak uyumunu izlemek gerçekten keyifliydi.
Dünyaca ünlü sanatçıların prodüksiyonlarını zaman zaman Türkiye’de canlı olarak izleme şansı buluyoruz. Bu tarz şovların bizlere de örnek olması gerekiyor. Dinleyicilerimiz tabii ki öncelikle şarkılarımızı dinlemek için konserlerimize geliyorlar. Ancak değişen ve hızla gelişen dünyada bunu görsel şovlarla sunma zorunluluğu, kaçınılmaz bir gerçek.
GEÇEN HAFTA NEREDEYDİM?
Sevgili dostlarım Demet Sabancı-Cengiz Çetindoğan çiftinin ABD’li sinema oyuncusu, yönetmen ve yapımcı John Malkovich onuruna evlerinde verdikleri özel yemekte çok keyifli bir akşam geçirdim.
Bir süredir gerek yeni yıl proje koşuşturması, gerek bu yıl sizlere yapacağım yeni sürprizler nedeniyle ara vermiştim yazmaya...
İnanı sizleri çok özledim.
Yeni yılın heyecanıyla, yeni projeleri sizlerle paylaşmaya sabırsızlanıyorum.
Neler yaptığımı soracak olursanız...
İç sesime renk veren kitaplar okudum, filmler keşfettim, İstanbul’un yenilenen semtlerinde keşfe çıktım, şehrin ritmini dinlemeye devam ettim.
Şimdi kahvenizi alın, arkanıza yaslanın, yeni keşiflere çıkalım.
Bu aralar ben...
BİR FİLM: MUCİZE
Galatasaray’daki Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde açılan sergiyi gezemedim ama fotoğraflarını ve haberlerini gördüm.
Benim de Zeki Müren’le yanyana olduğum fotoğraflar ve özel eşyaları, Zeki Bey’le yaşadığım hatıralarımı canlandırdı.
Müthiş bir ses, muhteşem bir sanatçı ve her zaman yenilikçiydi.
Yolun başında olan genç bir şarkıcı olarak onun yanında heyecandan ne yapacağımı şaşırırdım.
Elim ayağıma dolanırdı...
Hiç unutmuyorum sahnelerde ‘eko’yu ilk kullanan da Zeki Müren’di...
Derhal uzaklaşın yanlarından.
Arkadaş olarak da, dost olarak da, muhabbet olarak da hayır gelmez onlardan.
Vallahi böyle bir adam tanıdığımı itiraf etmeliyim.
Kalabalık masamıza her yalnız geldiğinde gecenin kahramanı olur, yükselir, bütün kadınlarla ilgilenir, iltifatlar eder.
Bazen de karısıyla birlikte gelir aramıza.
Aaa o da ne? Şen şakrak adam gitmiş, flörtöz haller yok olmuş, enerjisi düşmüş, masanın bir köşesinde karısının dizi dibinde sessizce oturur gece boyu.
İyi de bir önceki adam kim, bu adam kim?
Birincisi modayla uğraşmak, ikincisi gastronomi.
İyi yemek yapar mısın diye sorarsanız, mutfağa vakit ayıramadığımı itiraf etmeliyim.
Ama restoranlara gitmeyi, yeni lezzetler keşfetmeyi severim.
İster sevgilinizle olsun, ister dostlarınızla iyi bir akşam yemeği günün en güzel anlarından biridir.
İstanbul’da son yıllarda çok iyi restoranlar açılmaya başandı.
Dekorasyonu, menüsü, sunumu, lezzetleriyle dünya çapında restoranlar bunlar.
İşin sevindirici yanı bu restoranlarla birlikte gastronomi alanında yetişmiş personelin de çıkması.
Araçsız seyahat edenlerin canını
daha da çok sıkan
bir mevzu hatta...
İnsanların sinirleriyle oynuyor.
Yoruyor, yıpratıyor...
Çok daha verimli ve sevdiğimiz insanlarla geçirebileceğimiz zamanımızı, tanımadığımız sürücülere sinirlenerek, kornalara ve sıkışık vasıtalarda yolculuklara maruz kalarak geçirmek zorundayız.
İnsanların birbirine tahammülü git gide daha da azalıyor, bunu sıkışık trafikte sıkça görmek mümkün.
“Biri Bizi Gözetliyor” diye bir reality program vardı, “BBG evi” diye geçerdi.
İşte ünlü olmak, o BBG evine girmek demek.
İster müzik, ister oyunculuk, ister spor, hangi alanda olursa olsun herkesin tanıdığı bir isim olduğunuz anda BBG evine adım atmışsınız demektir.
Ünlü olduğunuz sürece de o evden dışarıya adım atamazsınız.
Orası, her tarafı kameralarla dolu, dört bir tarafı duvar değil camlarla çevrili bir evdir. 24 saat gözetim altında yaşarsınız.
Her hareketiniz izlenir, attığınız her adım takip edilir, her şeyiniz gözlenir.
Hele teknolojinin gelişmesiyle o BBG evi iyice şeffaf hale döndü.
Yılan falan değil efendim...
13. burcu açıklıyorum: Hıyar burcu!
Hepimizin hayatında yaptığı çeşit çeşit hıyarlıklar yok mu?
Aşk hayatında, iş hayatında, arkadaşlıklarda...
Oturun düşünün bakalım, neler kaybettiniz bu yanlışlar sonunda.
Bugün dönüp baktığınızda ah şunu yapmasaydım dediğiniz hiçbir şey yok mu hayatınızda?
Yok desek de, itiraf edemesek de hepimizin illa var pişmanlıkları...