Hiç bu kadar heyecanlanmadım.
*
Her saniyesi dehşet, merak ve endişe içeren nice film izledim.
Hiçbirinde bunu yaşamadım.
*
Çok acayip sokak kavgalarına tanık olmuşluğum vardır.
Hiçbirinde kalbim böyle çarpmadı.
*
İki nedenle devam ettirmiyoruz, ettiremiyoruz:
· BİR: Araya pandemi girdi, alışkanlıklar değişti, başka türlü meşgaleler edinildi ve olay tavsadı.
· İKİ: Yıldırım Bey’in tavlayı sular seller gibi bilmesi nedeniyle maalesef ben aşırı yıprandım ve kaçtım.
*
Geçen gün sözleştik ve Yıldırım Bey’le Demirören Holding’in yeni merkezinde buluştuk. Biraz gündelik konuşmalar yaptık. Biraz işlerden güçlerden söz ettik. Biraz grup içindeki yayınlardan bahsettik. Meyve veren ağacın taşlanması olgusuna vurgu yaptık. Baktım sohbet iyi gidiyor.
*
Şöyle bir öneri sundum kendisine: Yıldırım Demirören, biraz düşündü. Ardından “Tamam, olur. Nasıl isterseniz” dedi. Ve ortaya işte bu röportaj çıktı.
Yıldırım Demirören’le holding merkezindeki odasında konuştuk. Masasının arkasında çok sayıda fotoğraf dikkatimi çekti.
Sanki yürüyen bir kültür mekanizması. Sanki hümanizmanın yeryüzü temsilcisi. Sanki incelikli zevklerin adamı. Sanki müziğin maneviyatına kendini adamış bir derviş.
Ayhan Sicimoğlu’ndan söz ediyorum.
Videosunu gördüm ve beynimden vurulmuşa döndüm:
Teknesinde çalıştırdığı 19 yaşındaki denizci bir çocuğu darp ediyordu resmen.
- Kültür adamının yerini yumruk sallayan adam almıştı.
- İncelikli zevklerin adamı magandalık yapıyordu.
- Müziğin maneviyatı gitmiş yumruğun maddiyatı gelmişti.
Çocuk “
- UMUT SÜREÇLERİ: İlk golü yedik, şimdi bastırırız. / Kendi kalemize gol attık, şimdi bunu telafi için atağa kalkarız. / Arda Güler nihayet oyuna girdi, kesin atarız. / Son 15 dakikada kesin açılırız. / Çekya maçında işi düzeltiriz, turu kesin atlarız.
- ŞAKA MI BU: Kendi kalemize gol attığımız anda tepkilerim: Yok artık! Şaka mı bu? Halı sahada bile yaşanmaz böylesi saçmalık.
- İLETİŞİMSİZLİK: İletişim olanaklarının zirveye çıktığı zamanları yaşıyoruz ve en büyük sorunumuz: İletişimsizlik. Bunun için verilebilecek en iyi örnek: Samet ile Altay arasındaki iletişimsizlik.
- KÖTÜ ADAM: Yenilgi sırasında insan sürekli öfkesini yönlendirecek birini arıyor. Herkes gibi ben de maç boyunca Montella’ya saydırdım da saydırdım. Üçüncü golü yediğimiz anda “Söyle bakalım, en çok kimden nefret ediyorsun?” diye sorsalardı “Montella dışında herkesi çok seviyorum” diye cevap verirdim.
- FUTBOLDAN ANLAMAK: Futboldan anlamam ama koordinasyondan, kondisyondan, fizik gücünden, taktikten, disiplinden, serinkanlılıktan, paniklememekten, organize olmayı becermekten iyi anlarım. Bizim takımın içine girdiği buhranı yorumlamak için futboldan anlamaya gerek yok yani.
-
“Doğrudan vergilerin payını arttıracağız. Büyük şirketlerden vergi alacağız. Çok uluslu şirketlerden vergi alacağız.”
*
Cevdet Yılmaz vurguluyor:
*
“Vergi adaletini güçlendireceğiz. Doğrudan vergilerin payını arttırarak vergi adaletini sağlayacağız.”
*
Bunlar çok güzel mesajlar.
*
Türkiye’yi suçlamış.
Türkiye’nin insan hakları ihlalleri yaptığını söyleyerek Biden’dan müdahale istemiş.
*
Bu mektup olayı, FETÖ denilen örgütün iyice kafasızlaştığının, alıklaştığının, ahmaklaştığının bir kanıtı.
Seçimi kaybedince seçmene hakaret etmenin sembol ifadesidir.
*
Olay hep şöyle olmuştur:
*
Seçim kaybedilir. Kendisini seçimi kaybedenlerin sözcüsü pozisyonuna getiren sözde gazeteci, seçimin kaybedildiği andan itibaren başlar saydırmaya.
- “Bunlar bidon kafa” der.
Dünya futbol tarihinin en iyi sevinme fotoğrafı yarışması yapılsa bu fotoğraf birinci olur.
*
Dünkü Hürriyet’in arka sayfasında da yer alan bu fotoğraf...
Dinamizmiyle... Samimiyetiyle... Doğallığıyla... Hakikiliğiyle... Coşkuyu yansıtma biçimiyle... Arda’nın kollarını açmasının altını çizmesiyle...
Harikanın da fevkinde bir fotoğraftı.
*
Poster yapılası bu fotoğrafı