Özgür Özel’e yapılan saldırı...
- Kalleşçedir.
- Alçakçadır.
- Şerefsizcedir.
*
Özgür Özel’e yapılan saldırı...
- Türk siyasetine saldırıdır.
- Türkiye’nin huzuruna saldırıdır.
Ziyaretten sonra yaptığı açıklamada ise şunları söylemiş:
*
“İş dünyası temsilcisine yurtdışı yasağı doğru değil. Biz mahkemeye karışamayız ama tablo üzdü. Gözaltı görüntüleri de hoş değildi. AK Parti olarak kimseyle küs olmayız, olamayız.”
*
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi’nin bu yaklaşımında TÜSİAD’ı aklama yok.
*
Zeybekçi’ye “TÜSİAD’ın iktidarı, bir muhalefet partisi üslubuyla eleştirmesi doğru muydu” diye sorulsa...
Cumhurbaşkanlığı seçimi için yaptığı varsayımsal açıklamalardan geliyor.
*
İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayları olduğunu on kere, yüz kere, bin kere söylüyor.
Ancak hemen ardından...
“Varsayalım İmamoğlu hapisten çıkamadı ve aday olamadı... İşte bu durumda şöyle yaparız, böyle yaparız” falan diyor.
*
“Varsayalım” dedikten sonra söyledikleri, on kere, yüz kere, bin kere İmamoğlu demesini bir anda silip atıyor.
Çünkü “varsayalım” dedikten sonra söyledikleri,
*
- İtalya temaslarından çok memnun kalmış görünüyordu.
*
- Papa için Vatikan’a taziye ziyaretinde bulunmayı ihmal etmemiş.
*
- KKTC’ye yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento binasını çok önemsiyor.
*
*
-ÇÜNKÜ... Ahalinin geneli eylemciliği sevmiyor.
Geçen yılki 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda Taksim’e yürümek isteyen bazı kişiler Bozdoğan Kemeri’nin altında barikat oluşturan polislere saldırmıştı.
*
-ÇÜNKÜ... Sokak hareketleri kutuplaşmayı besliyor.
*
-ÇÜNKÜ... Kutuplaşmadan iktidar da kârlı çıkıyor.
*
Dedim ki:
*
“Bütün bakanlar, gittikleri otellerde kameraları bantla kapatıyorlar mı? Bütün bakanlar, yanlarında valizlerle jammerlar taşıyorlar mı?”
*
Bakan Yerlikaya şu yanıtı verdi:
*
“Ben hiçbir zaman gittiğim yerlere jammer taşımıyorum. Gittiğim bir yerde güvenlik kameralarını kapatmak aklımın ucundan geçmez. Bakanlarımızın böyle bir uygulaması yok. Güvenlik kameralarının bantla kapatılması, bavullarla jammer taşınması... Bunlar benim bildiğim, duyduğum işler değil.”
*
- Kanıtlama çabasına girmeye de meraklı değilim.
- Yalanlama çabasına girmeye de meraklı değilim.
İkisine de yüz vermiyorum, ikisini de görevim kabul etmiyorum, ikisiyle de uğraşmıyorum.
*
Sonuçta...
Hâkim değilim, savcı değilim, avukat değilim, mübaşir değilim.
*
Fakat Ekrem İmamoğlu’yla ilgili ortaya çıkan bazı hususlara da kafayı takmış durumdayım.
- Çok acayip bir deprem olacakmış.
- Ama öyle böyle değil, çok büyük deprem olacakmış.
- Çok büyük demek bile yetmezmiş.
- Çok çok çok büyük deprem olacakmış.