“Minareler süngü / Kubbeler miğfer / Camiler kışlamız / Müminler asker.”
*
Özgür Özel de geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın okuduğu bu şiiri okumaya kalktı ama fena halde çuvallayarak.
Meşhur şiiri şöyle okudu Özgür Özel:
*
“Minareler mızrak / Kubbeler miğfer / Saldır asker / Allahuekber falan.”
*
Yaptığı konuşmayı baştan sona dinledim.
*
Kibar kibar, nazik nazik başladığı konuşmada vermek istediği ana mesaj şu:
*
“Biz devlet olarak sağlık yatırımları yapıyoruz. Hizmetin en iyi şekilde yürütülmesi için de sağlık çalışanlarımızdan çaba bekliyoruz.”
*
Kibar kibar, nazik nazik bu mesajı vermeye çalışan Milletvekili Sarıçam, konuşmasının sonuna doğru aniden olayı çığırından çıkarıp şöyle şeyler söylemeye başlıyor:
*
AVRUPA: Tutucu ve allame.
*
2. ABD: Bam bam yapıyor.
AVRUPA: Taktik maktik peşinde.
*
3. ABD: Çılgın yeninin temsilcisi.
- TÜSİAD’ın “iktidara karşı şahlanış” toplantısındaki ortaokul sunum görsellerini kim hazırladı acaba?
*
- Mert Demir ile Serenay Sarıkaya’nın aşklarını kanıtlama çabaları, sizde de bir acıma duygusuna neden oluyor mu acaba?
*
-
- Senin susman, konuşmandan daha hayırlı. Çünkü sen konuştuğun zaman hükümetin eline “Bakın, bakın! Milleti sömüren para babaları nasıl da bize karşılar” falan türü enfes bir koz veriyorsun. Senin konuşman, hükümete şahane bir pas oluyor. O nedenle sus istersen.
*
- Geçmişte hükümetler kurup hükümetler devirmiş bir örgütsün. Şu ana kadar bu kirli geçmişinle hesaplaşmadın, en küçük bir nedametin yok. İşte bu kirli bagajın nedeniyle itirazlarının haklılığına ya da haksızlığına pek bakılmıyor. “Bunların mutlaka bir hesabı vardır” deniliyor. İşin en kötü tarafı: İster istemez bu hesaba ben de ortak oluyorum. O nedenle sussan çok daha iyi edersin.
*
- Sen bu iktidara ana muhalefet partisinin dili ve üslubuyla itiraz edince... Seninle benim aramda hiçbir fark kalmıyor. Bu durum da aramızda gizli bir mutabakat olduğu algısına neden oluyor. Sanki ben iktidara gelince sana gün doğacakmış gibi bir algı! Sanki ben para babalarının iktidarını kuracakmışım gibi bir algı! O nedenle çok rica ederim sus.
*
- Senin dile getirdiğin itirazlar, benim sabah akşam haykırdığım gerçeklerdir. Ama ne hikmetse... Benim sabah akşam haykırdığım bu gerçekleri senin dile getirmen iktidara moral motivasyon sağlıyor. Sen konuştuğunda iktidarı yıpratmış olmuyorsun, tam tersine iktidara müthiş bir enerji yüklemiş oluyorsun. Yani hükümete hiç de hak etmediği bir alan açmış oluyorsun. Ne olur sus.
*
- Öyle kötü bir bagajın var ki sevgili TÜSİAD... Söylediğin en doğru sözler, o berbat bagaja tosluyor. Söylediğin en haklı sözler, o kirli bagaj nedeniyle un ufak oluyor.
*
- Öyle antipatik bir figüre dönüştün ki sevgili TÜSİAD... Her hükümet eleştirinde gazete ilanlarıyla Ecevit hükümetini düşürdüğün günler geliyor akla.
*
- Öyle çıkarcı ve bencilsin ki sevgili TÜSİAD... İşine geldiğinde, çıkarların gerektirdiğinde sus pus olup kenara çekilirsin. Konuştuğunda ise mutlaka bir hesabın olur.
*
- Öyle etkisiz bir elemana dönüştün ki sevgili TÜSİAD... Bildirilerin artık yeri göğü sarsamıyor. Basın toplantıların sekiz sütuna manşet olamıyor.
*
- CEVAP: Birden fazla güçlü adayı, en demokratik yoldan bire indirmek için.
*
- SORU: Mansur Yavaş’ın ön seçime girmeme kararıyla CHP’de birden fazla güçlü aday kaldı mı?
- CEVAP: Kalmadı. Yavaş’ın kararıyla sonuç baştan belli oldu. Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayıdır.
*
- SORU: Bu durumda CHP’nin ön seçimi, bir formaliteden ibaret hale gelmiş olmuyor mu?
- CEVAP: Doğru. Formaliteden ibaret hale gelmiş oluyor.
*
- Özgür Özel’in bakışlarında... Büyük zafer kazanmış komutanlara özgü bir gururu yakalamak mümkün.
- Ekrem İmamoğlu’nun bakışlarında... “Bu masa benim şerefime emmioğlu” vurgusunu yakalamak mümkün.
- Mansur Yavaş’ın bakışlarında... “Bu ikisi beni ötekileştiriyor ey halkım” tarzı bir acıyı yakalamak mümkün.
DURUŞLAR
- Özgür Özel’in duruşunda... “Nasıl da bir araya getirdim bu ikisini. Liderliğimin tescilidir bu” havası var.
- Ekrem İmamoğlu’nun duruşunda... Peşin satan tüccar, galibiyeti baştan garantilemiş yarışçı havası var.
- Mansur Yavaş’ın