Uçkur ve erkek

Bu arada, neden www.hurriyet.com.tr yazarı olarak KADIN sayfasında yazdığımı sorup durmayın.

Bilmiyorum.

Öyle uygun görüldü.

Daha sık yazmam için dilek ve isteklerinizi bana değil, yönetime dillendirirseniz, bilmem vatana millete hayrımız dokunur mu?

Dokunur.

Şimdi konumuza dönelim.

Erkeklerin “ehlileştiremedikleri” uçkurları yüzünden kadınların düşürüldüğü durum üzerine fikir beyan edeyim.

Bu konuda yazmamak için direnilecek durum kalmadı.

Karım beni “duyarsız bir odun” olarak damgaladı.

“Odun olmadığını anlatıp odun gibi davranarak ADAM olunmaz!” gibilerinden ağır laflar edip akşam akşam tepemi attırdı!

Ben odun değilim. Daha önce de belirttim, babam odun.

Kadınların, erkeklerin uçkur davası uğruna hibe edilmesine utançla bakıyorum.

Yalnız kanımca, oturup erkeklerden medet uman kadınların olaya bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor.

Ben her önüme gelen kadına sapıkça bakacak olsam baktığım kadını değil, beni kapatmak gerekir.

Biz bunu yapamıyoruz sorun orada başlıyor.

Hukuk devreye girince de “imaj” sıkıntısı geyiğinden bahsediliyor.

Bu memleket herkesi, hepimizi zorlar oldu.

Görüldüğü üzere AŞK MEŞK konuşmak giderek zorlaşıyor.

“Pazartesi sabahı piyasalar ne olacak?” tasasıyla yatağa giren Adam bilmiyorum karısının teninden zevk alır mı?

Bu durumda dokunmaya yeltenmek hata olur!

Dokunmadım.

Benim için bir toplumu yaşanılır kılan tek unsur KADIN varlığıdır.

Kadınların olduğu yerde özgürlük vardır.

Rekabet oluşur.

Kadınlar hem diğer kadınlarla hem erkeklerle rekabet ederken, erkekler de diğer erkeklere karşı kadınlardan altta kalmamak için rekabet ettiklerinden, dinamik bir toplum çıkar ortaya.

Ben kadınımın her daim açık olmasını isterim.

Şehvet dolu olmasını istediğimi de her zaman söylüyorum. Bunda ayıp yok.

Ama karıma bakarken uçkuruna sahip olamayıp dil uzatan adama da çakarım.

Kadınların arka plana itilip kakıldığı her toplum, kendi pimini çeker.  

Kadını güçsüz bir toplum, bomba gibidir.

Elinde patlar.

Adam

adam@hurriyet.com.tr