İsmail SARI / isari@hurriyet.com.tr
Fotoğraf peşinde 73 ülke gezen çılgın Türk
Nasri Özel’in (38) kendine ait bir finans şirketi var. Ortaokulda Fransız bir gazetecinin kendisine ödünç verdiği fotoğraf makinesi onun hayatını değiştirdi. Artık ‘fotoğraf’ tutkusu haline geldi. Tam 73 ülkeyi sadece fotoğraf çekmek için dolaştı. Kimi zaman hayatını bile tehlikeye attı. Fransız Alpleri’nde kayak, Afrika’da dev beyaz köpekbalıklarıyla dalış, vahşi hayvanların içinde safari derken en son da Kilimanjaro’nun zirvesinde Türk bayrağı açtı… Çılgın fotoğrafçıyla seyahat maceralarını konuştuk.
Nasri Özel’in (38) kendine ait bir finans şirketi var. Ortaokulda Fransız bir gazetecinin kendisine ödünç verdiği fotoğraf makinesi onun hayatını değiştirdi. Artık ‘fotoğraf’ tutkusu haline geldi. Tam 73 ülkeyi sadece fotoğraf çekmek için dolaştı. Kimi zaman hayatını bile tehlikeye attı. Fransız Alpleri’nde kayak, Afrika’da dev beyaz köpekbalıklarıyla dalış, vahşi hayvanların içinde safari derken en son da Kilimanjaro’nun zirvesinde Türk bayrağı açtı… Çılgın fotoğrafçıyla seyahat maceralarını konuştuk.
Nasri Özel’in (38) kendine ait bir finans şirketi var. Ortaokulda Fransız bir gazetecinin kendisine ödünç verdiği fotoğraf makinesi onun hayatını değiştirdi. Artık ‘fotoğraf’ tutkusu haline geldi. Tam 73 ülkeyi sadece fotoğraf çekmek için dolaştı. Kimi zaman hayatını bile tehlikeye attı. Fransız Alpleri’nde kayak, Afrika’da dev beyaz köpekbalıklarıyla dalış, vahşi hayvanların içinde safari derken en son da Kilimanjaro’nun zirvesinde Türk bayrağı açtı… Çılgın fotoğrafçıyla seyahat maceralarını konuştuk.
Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
- İlk, orta ve lise öğrenimimi Fransız Pierre Loti Lisesi’nde tamamladıktan sonra Amerika’ya üniversiteye gittim. Finans ve uluslararası ticaret mezunuyum. Yedi sene Amerika’da yaşadıktan sonra yurda geri döndüm. 2001’de kendi yerel finans şirketimi kurdum. Hayatım ya yurtdışında seyahatle ya da yurtiçinde kampçılıkla geçiyor.
Amerika’daki yedi yıl yaşamak sizi farklı kültürleri tanımaya mı itti?
- O da bir etken ama aslında son beş yıldır hayatımın bir parçası oldu. Seyahat benim için yeni tecrübeler, yeni maceralar, yeni arkadaşlıklar ve her şeyden önemlisi yeni fotoğraflar demek. Bir seyahate çıkıp fotoğraf çekmeden gelmek bende bir eksiklik hissi yaratıyor.
Bu merak nasıl başladı?
- Ortaokuldaki bir anıyla... Fransa’dan bir muhabir Beyoğlu Fransız Konsolosluğu’nda sergi yapmak üzere davet edilmişti.
En çok yaban hayatını ölümsüzleştirme peşindeyim. Bugüne kadar da 73 ülke ve sayısını bilmediğim kadar şehir gezdim.
Deneyimleriniz hem eğlenceli hem de zor şeyler. Sizi zorlayan anlar oldu mu?
- Bazı kazalar atlattım. Örneğin, Fransız Alpleri’nde kayakla akrobatik atlayışlar sırasında iki kaburgamı çatlattım. Afrika Botswana’da Okawango deltasında safaride çadır kampımızı gece sırtlanlar gündüz de filler bastı.
Güney Afrika’da Gansbaai kentinde kafesli büyük beyaz köpekbalığı dalışında kafesinin benim bulunduğum köşesinde beş metrelik büyük beyazın kafa attığını, kafesin içinde bir taraftan diğer tarafa savrulduğumu dün gibi hatırlıyorum.
Öğlen güneş yukarıdayken mümkün olduğu kadar fotoğraf çekmekten sakınılmalı, zira gölgeler çok sevimsiz olacaktır.
Tek mi geziyorsunuz?
- Eşim işinden izin alabildiği zamanlar yanımda oluyor. Aksi takdirde yıllar içerisinde geliştirmiş olduğum dostluklar neticesinde ikili veya ufak gruplar halinde seyahat ediyorum. Örneğin dalışlarda ayrı arkadaşlar, safaride ayrı arkadaşlar, yurt içinde ise 2 ve 3 yaşındaki kızlarımla ailecek geziyoruz.
Bu bir yaşam tarzı mı?
- Bunun adı ‘Overlanding’… Yani insanın medeniyetten kaçmak veya uzaklaşmak adına yapabileceği üç unsurdan biri. Diğerleri tekne ya da yelkenliyle denize açılmak, ikincisi dağa çıkmak… Overlanding aslında tam olarak şu: arazi yeteneği olan bir araçla medeniyetin olmadığı veya az olduğu yerlere ulaşmak ve doğada yaşamak…
Peki bu amaçlı en son nereye gittiniz?
- Manisa Kula... Pek az insanın varlığından haberdar olduğu bu bölge UNESCO’dan ‘Türkiye’nin ilk geoparkı’ unvanını aldı. Avrupa’da dahi çok az bulunan bu parklar dünya mirası kabul ediliyor. Kula’yı özel kılansa mevcut Bronz Çağı’ndan kalma 14 volkanın olması...
Gezerken kendinize ne kadar bütçe ayırıyorsunuz?
- Ortalama bir seyahatimin günlüğü 100 dolar civarında. Yalnız buna uçak ve ekstra aktiviteler dâhil değil.
“Seyahat etmek her şeyden önce kişisel bir tatmin, kitap okumak gibi… Genelde seyahatlere yüksek meblağlar ödeniyor ve ardından yine yaşadığınız yere dönüyorsunuz. Kimine göre boşa verilmiş paralar, ama bana göre kalıcı izler bırakan deneyimler… Bunlar hayatımın bir parçasından öte hayatın ta kendisi…”