Ordu, OYAK ve AB

OYAK birçok kereler Avrupa Birliği gündemine gelmiş olan bir kurum. Bu gündeme gelişi, AB uyum sürecinde ele almak gerekir.

Nitekim OYAK kendisini bu sürece Türkiye’de en erken hazırlamaya başlamış ve konuyu herkesten önce ciddiye almış olan ilk kurumdur. Bu ciddi yaklaşım sonuç vermiş ve AB, OYAK’ın peşini bırakmıştır.

AB, OYAK sistemine neden kuşkulu yaklaşmıştı? Ordu Yardımlaşma Kurumu, 1961 tarihli yasaya göre tüm Silahlı Kuvvetler mensuplarından OYAK için yüzde 10’luk zorunlu bir maaş kesintisi yapıyor. Bu meseleyi AB gündemine "ordunun Türk siyasetinde rolünün azaltılması" lobisi getirdi. PKK lobisi de iyi çalıştı.

AB de meseleyi araştırdı. Sonuçta kesintilerin kazanç getiren uygulamalara gittiği, OYAK’ın başarılı bir operasyon olduğu anlaşıldı. Tek sorun çıkarabilecek nokta, astsubay maaşlarından yapılan kesintinin geri dönmeyişidir ki, bunun çözümlenebilecek bir ayrıntıdan ibaret olduğu görüşü hákim.

* * *

Oyakbank’ın satışına gelince... 2001 krizini başarıyla atlatan bu bankanın satışı son derece iyi koşullarda gerçekleşti. Silahlı Kuvvetler istemeseydi bu satış yapılabilir miydi? Elbette ki hayır.

O halde nedir bu tuhaf ulusalcı üslup? Ve neden bu kadar çok şaşkınlık? Türkiye’nin uluslararası dünyaya en fazla entegre olmuş kuruluşunun Silahlı Kuvvetler olduğunu görmüyor muyuz? Kuzey Atlantik İttifakı NATO, son derece hayati bir alanda egemenlik paylaşımı değil midir? Türkiye’yi NATO’da esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri temsil etmemekte midir?

Türk ordusu Baas ordusu değildir; moderndir ve Türkiye’nin pek çok bakımdan küresel dünyaya en iyi entegre olmuş kurumlarının başında gelmektedir. OYAK’ın satışı bu akılcı küresel duruşun en belirgin simgesi olarak ele alınabilir. Ordu yine öncülük yapmaktadır, ama bunu algılama kapasitemiz düşük.

* * *

Sonuç itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının maaşlarının yüzde 10’unu verdikleri OYAK, bankacılık sektöründen çekilmek gibi stratejik bir karar almıştır, ama Türkiye’nin "milli" olarak kalması gerektiğini düşündüğü kurumlarıyla ilgili görüşü değişmemiştir. OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un bundan önce de saydığı kurumlar arasında TÜPRAŞ, Telekom, Erdemir vardı, ama Oyakbank yoktu. Bu açıdan OYAK’ın duruşu Fransızlardan daha az ulusalcı değildir.

Ve tekrar etmek gerekir; TSK bir Baas ordusu değildir. Dünya ile en iyi entegre olmuş, uluslararası düşünme kapasitesi olan, akılcı küresel bir duruşun sahibidir. Oyakbank’ın satışında kopan tartışmanın ulusalcı üslubunu mutlaka sorgulamamız gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları