ÖNCE Başmüzakereci Babacan, "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için tarih öngörülmeli" diye demeç verdi.
Ardından Türk medyasından aralarında benim de olduğum bir grup, geçen hafta TRT'nin "Konuşuyorum" programında 2014 yılını telaffuz ettik. Derken Mustafa Koç 2014 dedi ve TÜSİAD Başkanı Yalçındağ'ın desteğini aldı. Bu, şu anlama geliyor: Türkiye'de hükümet, medya ve iş dünyası 2014 tarihi üzerinde birleşiyor.
Diyeceksiniz ki bu hedef için ne yapılıyor? Ankara ve Brüksel'deki temaslarım sırasında gördüğüm, ilişkiler buzdolabında falan değil. Müzakere konularında Kıbrıs nedeniyle açılamayan başlıklar olmasına rağmen Ankara kendi tarafında sanki her şey olağan sürüyormuşçasına tüm hazırlıkları takvime bağlı olarak tamamlamaya çalışacak. Brüksel tarafında ise AB Komisyonu'nun ciddi gayretleri sürüyor. Öyle ki AB gazetecileri Türkiye hakkındaki önyargılarından nasıl arınsın diye bizim yerimize komisyondakiler düşünüyorlar.
AB ülkelerinin pek çoğundaki seçim havası nedeniyle ilişkilerde heyecanlı bir atılım olması mümkün değil; ama bu sakin dönem sonunda kayıp hanesine yazılmayacak.
* * *
Diğer taraftan da Türk sivil toplumu, çok renkli ve farklı projelerle AB halklarının önüne çıkmaya hazırlanıyor. Doğa Derneği'nin Avrupa Parlamentosu'nda sergisi var. TR Plus ise bu projeye genç yönetmenlerin çevre konusundaki kısa filmleriyle katılacak. Yine TR Plus, Türk resminin büyük ismi Burhan Doğançay'ın dünya duvarlarında fotoğraflarını Avrupa Parlamentosu'nda sergilemeye hazırlanıyor. TÜSİAD'ın sonbahardaki Türk Haftası, bu yıl zengin projelere gebe. AB başkentindeki projelerde oradaki Türk kökenli milletvekillerinin rolü büyük. Bunun da kıymetini bilmeliyiz.
Türkiye'nin AB üyeliği hedefine kilitlenmesini neden istiyoruz?
Dilara'lar rögar çukuruna düşüp ölmesin diye istiyoruz. Evlerimiz başımıza yıkılmasın diye istiyoruz. Müslümanlar ile Hıristiyanlar birbirinin boğazını sıkmasın, dünya her anlamda herkes için daha güvenli bir yer olsun diye istiyoruz.
Ayrıca AB üyeliğini Türkiye'de seçim barajı insin, parti içi demokrasi gelsin diye istiyoruz. Türkiye'de Avrupalı sol partilerin muhatabı olsun diye istiyoruz. Çünkü bugün artık AB'deki sosyal demokratlar, CHP'yi söylem olarak kendilerine çok uzak buluyorlar. Oysa AB'de en büyük destekçimiz hep sosyalistler oldu. Bugün ise Türkiye'de kiminle konuşacaklarını bilmemekten yakınıyorlar.
* * *
Geçenlerde AB ülkelerinde seçilmiş 24 Türk kökenli milletvekili, CHP'yi ziyaret etti. Neden sizde bu kadar az kadın milletvekili var diye sordular. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, yarısı kadın olan bu siyasetçilere ne yanıt vermiş dersiniz? Onur Öymen demiş ki, "Bizdeki bir kadın, sizin 10 kadınınıza bedeldir".
Siyaset insanlarımız, hele hele sol bir partide böyle tuhaf şakalar yapmak durumunda kalmasınlar diye AB'yi istiyoruz.