Paylaş
Yüksel Yalova, bizi siyasetçi kimliğine yakışır şekilde takım elbiseyle karşılıyor. Elinde metinlerle provadan henüz çıkmış. Hazırlığı bir miting için değil; biz de bir siyasi büroda değiliz. Yalova, 45 sene sonra tiyatro sahnesine dönmeye hazırlanıyor. Resmi olarak 45 sene ama işin evveliyatı da varmış. Biz en iyisi hikâyeyi en baştan dinlemek üzere filmi geriye saralım…
TİYATRO KARİYERİM ANTİK SAHNEDE BAŞLADI
Yüksel Yalova, 1955 yılında Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Karpuzlu’da dünyaya geliyor. Esnaf bir aileden gelen babası ilçede demircilik yapıyor. Yalova da bağ bahçe içinde bir çocukluk geçiriyor. Zeytinlikleri eski Yunan medeniyetlerinden birine ait bir epik tiyatronun kalıntıları içinde. Yüksel Bey, “Yarı yıkık sahneye çıkar ve zeytin toplamaya gelmiş kim varsa onlara şov yapardım; yani tiyatro kariyerim bir antik tiyatroda başladı!” diye gülerek anlatıyor: “Ancak aile büyüklerimiz siyasetle ilgililerdi ve ‘Bu okur, ileride büyük adam olur’ düşüncesiyle beni adeta bir ‘prens’ gibi yetiştirdiler.” İlkokuldan sonra yatılı olarak Çine Ortaokulu’na ve sonra Çine Lisesi’ne gidiyor.
SENE 1975 - İstanbul Belediye Konservatuvarı öğrencisi
ÇİNELİ ŞÜKRAN GÜNGÖR KEŞFEDİYOR
‘Prens’ evladın hemen fark edilen bir başka yeteneği daha vardı; tiyatro. Birinci sınıftan itibaren okul piyeslerinde rol alıyor. Çine Lisesi’nde sahneye koydukları ‘Deli İbrahim’ oyununda, tiyatromuzun usta ismi Şükran Güngör’ün dikkatini çekiyor. Bu nasıl oluyor? Güngör de Çineli ve oyunun yönetmenliğini kuzeni Yalçın Dinçer yapıyor…Yalova’nın da içine sahne tozu kaçıyor ama ailenin ‘büyük adam’ beklentisi gereğince, eğitimine Denizli Eğitim Enstitüsü’nde devam ediyor.
SENE 1982 Nice, Fransa günleri
YILDIZ HOCA’DAN FIRÇA YEDİM
Bir yıl sonra bir turne için Denizli’ye gelen Şükran Güngör-Yıldız Kenter çiftiyle yolları yeniden kesişiyor. Kenter’in “Yüksel, neden İstanbul’a konservatuvara gelmedin” sitemiyle kararını veriyor; tiyatro eğitimi alacak. Peki ailesine ne diyecek? Çalışıyor, sınava giriyor ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanıyor. Yalova anlatıyor: “Hem hukuk hem konservatuvar okuyanların örnekleri vardı; aileye bir şey söylemek gerekiyordu. Konservatuvar sınavını da kazandım. Hemen ilk oyunuma çıktım. Bir ayda iki okul ve bir oyuna girmiş oldum.”
DUBLAJ DA YAPTIM MANKENLİK DE
Sesi de beğeniliyor, dublajlara gidiyor. Fiziği de iş getiriyor; uluslararası moda fuarında mankenlik yapıyor! 1979 senesinde iki okuldan da başarıyla mezun oluyor. Devamı: “Marmara Üniversitesi’nde Yaşar Gürbüz Hoca beni anayasa hukuku kürsüsüne asistan olarak aldı. Tiyatroyu seçseydim hep orada kalacaktım. Akademide uzun vadede, üniversiteden sonra siyaset yapabilirim diye düşündüm.”
SENE 2000 Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Devlet Bakanı Tunca Toskay ile
‘BEN BU İŞİ BIRAKMAM DEDİM VE…’
Yalova, “Yurtdışında okumak önemliydi” diye devam ediyor: “İzmir’e benziyor diye Fransa’nın Nice şehrine gittim. Hukuk Fakültesi’ne kaydoldum. Akşamları da reji kurslarına gidiyordum. Gün 24 saat sevgili Zeynep! İki yıl sabahtan akşama kadar sadece bilim ve sanatla ilgilendim. 1983’te Türkiye’ye döndüm. Hem üniversitede devam ettim hem avukatlık yaptım. 1987’de erken seçime gidiliyordu. Adaylık teklifi geldi ama sonra olmadı. Bunun üzerine ‘Ben bu işi bırakmam’ dedim ve üniversiteden ayrılıp Aydın’a döndüm.”
SENE 2021 Suna Keskin ile ‘Yaprak Dökümü’ oyununda
HEM SİYASET HEM SANAT BİLEN ADAM
TBMM’ye girişi 1991 yılında oluyor: “Aydın’da sivil toplum kuruluşlarında yer aldım. Aydınspor’un yönetimine girip takımı birinci lige çıkardık. Bir işaret fişeği olsun diye belediye başkanlığına adaylığımı koydum. 1991 seçimlerinde dilekçe verdim. Mesut Yılmaz’la yakın tanışıklığım yoktu. Aydın’a geldiğinde kendimi ‘ikinci sıra adayı’ diye tanıttım. Allah rahmet eylesin, Allah razı olsun Mesut Bey’in takdiridir, beni CV’me bakarak seçti. Bunda konservatuvar diplomamın da etkisi oldu; ‘Hem siyaset hem sanat biliyor, Fransa’da kalmış adam’ dediler.”
SENE 1975 - Şükran Güngör ve Yıldız Kenter, Kenter Tiyatrosu’nda ‘Kafesten Bir Kuş Uçtu’
ANAP BURJUVA PARTİSİYDİ
Peki kendisi neden ANAP’ı tercih etmişti? Yalova, “Her iki taraftan CHP’li bir ailede yetiştim. 12 Eylül darbesinden sonra CHP kapatıldı. Ecevit, DSP ile başka yol tutturunca ANAP’ı tercih ettim çünkü Mesut Yılmaz kent kültürüne sahip, dünya görmüş, hakiki burjuva bir kişilikti. DYP kırsal kesime daha yakınken, ANAP daha burjuva partisiydi” diye yanıtlıyor. ANAP da onu seviyor; siyasette hızla yükseliyor: “1991-2002 arası dönemde genel başkan yardımcılığı yaptım, 1999’da devlet bakanı oldum. Özelleştirme idaresi, TRT, Vakıfbank, AA, Vakıflar Genel Müdürlüğü bana bağlıydı, ben bile bana bağlıydım!”
22 YILDIR ŞEREFİMLE DOLAŞIYORUM
“1999 seçimlerinde DSP birinci, MHP ikinci, ANAP üçüncü parti oldu ve büyük bir toplumsal rızayla üçlü koalisyon kuruldu. Toplumda ‘Partiler arası çekişme bitti’ diye rahatlık vardı. Kemal Derviş geldiğinde dibe çökmüş ekonominin düzelmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdık. Ancak birkaç ay sonra özelleştirmelerin kapsamıyla ilgili anlaşmazlıklar oldu. Sonunda istifa ettim. Erken seçimde ANAP’ın baraj altı kalacağını bekliyordum ama ‘Bu partiden milletvekili oldum, başka partiye gitmem. Namusumla 3 Kasım akşamı dayağımı yer sonra ‘çavv’ derim’ dedim. 4 Kasım’da vatandaşlığa terfi ettim. 22 senedir şerefimle dolaşıyorum.Avukatlık yaptım, üniversiteye döndüm.”
SENE 2024
BABA KIZ OYUNCULAR
Sanat geni ailede de var… Yüksel Yalova, ünlü oyuncu Melike İpek Yalova’nın da babası. Aralarında rekabet var mı? Gülerek yanıtlıyor: “Eskiden Melike, Yüksel Yalova’nın kızıydı. Sonra ben ‘Melike İpek Yalova’nın babası oluverdim! Melike’yi ona çok saygı duyarak yetiştirdim. Roma Üniversitesi’nde uluslararası krizler yüksek lisansı var. Muhteşem Yüzyıl’a gireceği vakit, ‘Sanatta torpil olmaz, kamera seni severse olur’ dedim. Olmuş. Oyunculuğunu çok beğeniyorum. Müşfik Kenter bize ‘yüzde 10 yetenek, yüzde 90 çalışma’ derdi. Melike çok çalışkandır. Sürekli kendisini geliştirir, dünyayı takip eder.”
SENE 2011 Kızı oyuncu Melike İpek Yalova ile
HİZMETİN TEK YOLU İKTİDAR DEĞİL
Yalova, bugünlerde ‘Despina’ ve ‘Çubuklu Sevda’ isimli iki ayrı oyunla sahneye dönüyor: “Çok sevdiğim Hakan Altıner kanıma girdi. Bakan olamadık bunlarla idare edelim dedik (gülüyor). Hizmet sadece iktidar yoluyla olmaz. İyi bir terzi de şoför de ülkeye hizmet eder. Tiyatro bilimlerin anasıdır. Elimden geldiğince bilimde ve sanatta olmaya çalışıyorum. Tiyatro tozu diye bir şey var. Hâlâ çok heyecan duyuyorum.”
OYNAK EKSEN TEORİSİ
Yüksel Yalova, siyasette bulunduğu dönemde ‘merkez sağın prensi’ olarak da anılıyordu. Peki bugün merkez sağ nerede? Şöyle yanıtlıyor: “Ben 1994 yılından beri ‘merkez sağ’ın olmadığını söylerim. Siyaset merkez ve kenar arasında gidip geliyor. Özal buna ‘oynak eksen teorisi’ derdi. Ben ‘ANAP’ın sol açığı’ diye görülürdüm (gülüyor). Benim önerdiğim ama o zaman merkez sağ için ‘fazla sol’ görülen fikirleri daha sonra MHP’nin benimsediğine tanık oldum. Şimdi merkez sağ ve soldan çok artık ulus devlet ve globalizasyon çatışması var.”
Paylaş