Bu başkanlık seçimi neden çok önemli

Dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı (ekonomik işler) gazetecilerin sorularını cevaplarken şöyle diyor:

“Bu memlekette bir tek kurşun atılmayacak dönemler yaşayacağız. Türkiye, nasıl terörün maliyetini yüklendiyse bundan sonra barış ekonomisinin getireceği güçle, ivmeyle daha ileriye doğru gidecektir. Ben buna inananlardan birisiyim.”

Kimdir o birisi?

Bu sorunun cevabı önümüzdeki TBMM Başkanlığı seçiminde yatıyor.

3-4 Haziran’da Türkiye önemli bir seçim yaşayacak.

“Terörsüz Türkiye” için nefeslerin tutulduğu,

Anayasa değişikliği için tartışmaların yükseldiği bir dönemde,

TBMM Başkanı seçilecek.

İşte yukarıdaki sözleri 12 yıl önce Prof. Dr. Numan Kurtulmuş söylüyor.
Bugün öyle bir tecrübeden sonra, “Terörsüz Türkiye”ye en yakın olduğumuz günlerde Numan Kurtulmuş ikinci dönem TBMM Başkanlığı için aday gösteriliyor.

Numan Bey’in adaylığını önemsiyorum.

Çünkü “Terörsüz Türkiye” projesinin tecelli edeceği, millete mal olacağı yer TBMM olacaktır.

Bu noktada TBMM Başkanı’nın kimliği, tecrübesi, kişiliği Meclis’teki komisyonlar ve görüşmelerde etkili olacaktır.

Siyasi partilerin birlikte hareket edebilmeleri,

Karşılıklı anlayışın hâkim olabilmesi,

Güvenin sağlanması açısından Numan Kurtulmuş değerli bir isimdir.

Demokrasiye, insana, düşünceye değer veren,

Makulü ve çözümü en sıkıntılı süreçlerde bile bulabilen bir isimdir.

Kavgayı, dövüşü değil,

Uyumu ve fikri öne çıkartan bir siyasi kişiliktir.

O nedenle toplumun “sinir uçları”nın açık olduğu ve “acı hatıraların canlı olduğu” hassas bir dönemde; “Terörsüz Türkiye”nin konuşulacağı TBMM’ye Numan Bey’in başkanlık etmesi değerlidir.

MİT’İN SAHA RAPORLARI

Şu anda en büyük beklenti;

PKK’nın silah bırakması. Dahası Suriye’deki YPG/PKK militanlarının Suriye ordusuna katılmaları.

Soru şu:

-Nasıl olacak bu?

-Nerede olacak?

-Ve nasıl kontrol edilecek?

Cevabı önceki gün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in konuşmalarından alıyoruz:

“Bağdat ile, Erbil ile koordine edilecek meseleler var. Bu konularda ilerleme sağlandı. MİT ve TSK sahada. Bu doğrulama mekanizmaları ile silahın bırakılıp bırakılmadığı ve ne düzeyde olduğu teyit edilecek.”

Bu açıklamadan anlıyoruz ki;

Barzani ve Bağdat yönetimi ile birlikte bir süreç işleyecek. Sanıyorum MİT, şimdi Erbil ve Bağdat’ta bu görüşmeleri ve teslim zeminini hazırlıyor.

Çelik’in “MİT ve TSK sahada” sözünün anlamı budur.

Ayrıca MİT ve TSK istihbaratı, teröristlerin ellerinde bulunan silahları bildiği için de ayrıca kontrol mekanizması gelişecek.

Çelik’in “Bu konularda ilerleme sağlandı” demesi de önümüzdeki kısa dönemde sürecin hızlanacağını gösteriyor.

SİLAHLAR NASIL TESLİM EDİLECEK

Türkiye bu mekanizmaları gerçekleştirirken Şam’da da bazı gelişmeler oluyor.

Örneğin önceki gün Suriye’nin kuzeyinden bir heyet Şam’a gidiyor.

SDG’nin, YPG’nin Suriye ordusuyla ne şekilde entegre edileceği konuşuluyor.

Bu noktada SDG’den Mazlum Abdi’nin “Türkiye ile görüşürüm” mesajı da dikkat çekiyor.

Gerçi bizim Dışişleri Bakanlığı görüşmenin gerçekleşeceği haberini yalanladı.

Ancak MİT’in bu sürecin hızlanması ve Türkiye’nin beklentilerine uygun şekilde ilerlemesi için elbette her türlü görüşmeyi yapacağını biliyoruz.

Sonuç olarak “Terörsüz Türkiye” projesi iki şekilde ilerliyor.

Birincisi TBMM’de oluşacak komisyonlar.

Ki burada TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un önemi ortaya çıkıyor.

Diğeri sahada...

O da MİT ve TSK’nın, Dışişleri Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü süreç.

Amaç belli:

- “Terörsüz Türkiye.”

-Terörden temizlenmiş Suriye’nin toprak bütünlüğü.

Kolay mı?

Elbette zor.

Ama siyasi irade sağlam duruyor. Bu nedenle beklentimiz olumlu.

İzlemeye devam edeceğiz.