Picasso yaşasaydı belki de Ağlayan Çocuk resmi yapardı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Teknolojinin sanatı yaygınlaştırıp yaygınlaştırmadığını sorgulamış Doğan Hızlan, pazartesi günkü yazısında.
Hürriyet’in yayın yönetmenliğini yaptığım teknoloji eki e.yaşam’da İş Yemeği başlıklı bir bölümümüz var. Bu bölümde teknoloji dünyasından önemli bir ismi, bambaşka bir sektörden önemli bir isimle, tercihen yeni açılmış iyi bir restoranda bir araya getiriyoruz.
e.yaşam’ın 13 Haziran sayısında yayınlanan İş Yemeği’nin teması "sanat ve teknoloji" idi. Doğan Hızlan’ın sorguladığı teknoloji-sanat ilişkisini konuşmak için, HP Görüntüleme ve Baskı Grubu Ülke Müdürü Fikret Ergüder, Galeri Nev İstanbul Yöneticisi Haldun Dostoğlu ve Ali Esad Göksel ile birlikte Bice’de buluştuk. Konu dönüp dolaşıp Hızlan’ın da aklına takılan "Teknoloji sanatı yaygınlaştırıyor mu" sorusunda düğümlenmişti. İşte o sohbetten, sevgili Doğan Ağabey’in de ilgisini çekeceğini düşündüğüm bazı bölümler.
Fikret Ergüder (FE): Bugün müzeyi gezip, beğendiğiniz eserlerin kopyasını da müzeden çıkmadan evvel bir makine ile basıp kolunuzun altında evinize gidebilirsiniz. Bunu Birtish Museum’da ve National Gallery’de uyguluyoruz.
Ali Esad (AE): Bence bu yaygınlaşmasın. Bunu ahlaksızca bir Amerikan pazarlaması olarak görüyorum. Yurtsan sen ne diyorsun?
Ben: Pahalı sanatı kitlelere erişilebilir kılması açısından olumlu bence.
Haldun Dostoğlu (HD): Hong Kong’un kuzeyinde nüfusu 32-33 bin olan bir köy var. Herkes ressam. Teknolojik olarak yapılan şeyi onlar elle yapıyor. Siz Van Gogh siparişi veriyorsunuz. Senede 200 bin tane teslim ediyorlar. Picasso alacak paran yoksa buradan kopya resimleri de alabilirsin.
AE: Ben kitabını almayı tercih ederim.
FE: Kitapların teknoloji ile buluşması ise şöyle oluyor: 10 yıl sonrayı düşünün. Bir kitapçıya girdik. Raf falan yok, stok yok. Siz makinenin başına gidiyorsunuz. Buldum bulamadım da yok. Kitabınızı seçiyorsunuz. Kitabın kapakları sert olsun, şu renk olsun, içinde de yazardan bir önsöz olsun, benim adıma imza da olsun. Düğmeye bastınız. 10 dakika içinde kitap basıldı ve teslim edildi. Bu hayal gibi geliyor mu? Gelmesin. Çünkü İsrail’de bugün uyguladığımız bir teknoloji.
Ben: Kitap da bir teknoloji ürünü sonuçta. Bugün Mona Lisa’yı dünya tanıyorsa, bunu da teknolojiye borçluyuz. Baskı teknolojisi olmadan önce dünyadaki insanların ondan haberi yoktu.
AE: Yanlış anlaşılmasın, ben muazzam bir teknoloji taraftarıyım. Ama otantik olan her şeyin de bir kıymeti olduğuna inanıyorum. Teknolojinin bu yolda kullanılmasının otantikliğe karşı haince bir saldırı olduğunu düşünüyorum.
Ben: İleride baskı teknolojileri kullanılarak üretilecek, yaratılacak yepyeni sanat dalları da çıkacak.
FE: Ben bunu şöyle görüyorum. Bir yerden sevdiğin bir manzaraya bakıyorsan, o anıyı yanında taşımak için fotoğrafını çekiyorsun. Fotoğraf makinen yoksa da kartpostal satan bir yere gidip o şehrin o güzel görüntülerini yanına alıp paylaşıyorsun.
AE: Sayısal dünyanın nimetlerine yüzde yüz hayranım. Fakat bu yapılan işi hoş görmüyorum. Haldun bunu benim Mısır Çarşısı’nda Ağlayan Çocuk resmini almamdan hiçbir farkı yok.
HD: Farkı yok çünkü Picasso bugün yaşsaydı belki de Ağlayan Çocuk resmi yapardı.
Ben: Sanatçının şunu keşfetmesi lazım: "Bu yeni teknoloji ile bugüne kadar yapılmayan neyi yapabilirim?"
Doğan Hızlan yazısının sonunda teknolojinin edebiyata yararının olup olmadığını da sorgulamış ve bir romanın bilgisayarda yazılmasının, İnternet’te yazılmasının, eserin niteliğine hiçbir etkisi olmayacağı yargısına varmış. Enis Batur da bu fikirdeymiş.
Müşteri Çıldırtmama Merkezleri de var
Geçen hafta yazdığım "Müşteri Çıldırtma Merkezleri" başlıklı yazıma beklemediğim kadar çok okur mektubu geldi. Meğer herkes aynı dertten muzdaripmiş. Şirketlerin Müşteri Hizmetleri Hatları’nı aradıklarında, müşteri temsilcisine bağlanamadığı için çıldıranların sayısı sandığımdan da kalabalıkmış.
Turkcell’e haksızlık olmasın diye ufak bir araştırma yaptım. Yardımcım editör Serbülent Aksayar ile birlikte bazı şirketlerin müşteri hizmetleri merkezlerini arayarak, telefon açıldığında karşımıza çıkan otomatik yanıt sisteminin ilk mönüsünde "müşteri temsilcisine bağlanma" seçeneğinin olup olmadığını araştırdık. İşte sonuçlar:
Avea: Yok
Vodafone: Telefon numaranızı girdikten sonra var
Turkcell: Geçen haftaki yazıdan sonra düzelmiş, telefon numarasını girer girmez müşteri temsilcisi bağlanıyor
Akbank: "Diğer konularda yardım almak için" seçeneği tuşlandıktan sonra var
Denizbank: Var
Finansbank: Bankacılık işlemleri bölümü tuşlandıktan sonra var
Fortis: Yok
Garanti: Yok
ING: Var
Türkiye İş Bankası: Var
Yapı Kredi: Yok
THY: Rezervasyon, danışma ve e.bilet seçeneği tuşlandıktan sonra var
TT-Net (ADSL): Teknik destek seçeneği tuşlandıktan sonra var