Paylaş
Ortası yok.
Ampul yok... Ampulün çağrıştırdıkları var.
“Ampul” bir parti, bir görüş, bir tek şeyin tanımı olmuş yani. Algımız değişmiş, kemikleşmiş. Politikayla özdeşleşmiş.
Oysa ampul bazen sadece ampul.
Hatta bazen ışık, akla gelen bi fikir, aydınlık DA demek bütün politikalardan bağımsız.
Biz o kısmını geçmişiz, unutmuşuz, silmişiz.
O şeye salt kendisi olarak bakamaz olmuşuz.
“Sağ-sol” dediğinde de aynı şey.
“Sağcılık-solculuk” ile ilgili espri kılıklı, kinayeler, ince göndermeler yapılıyor. “Sağdaki resimde ampul...” demişim mesela... “Hmmm ilginç, yoksa sen de mi?” filan gibi cümleler uçuyor havada.
Önce anlamıyorum. Sonra ayılıyorum.
Ne?
Ne alakası var yahu!
Kelimelerin mecazi değil, düz anlamlarıyla basit bi cümle kurmuştum aslında.
Hiç aklıma gelmez, ama demek algıda seçicilik o noktaya gelmiş. Her kelime, her tını, her eşya, malzeme, söz illa o zemine çekiliyor...
Politikaya!
Çamura, bataklığa...
Düşüncemiz, algımız, dilimiz, sohbetimiz tamamen politik kirliliğe uğramış.
Zehirlenmişiz biz!
Hiçbir şeye neyse o olarak bakamaz olmuşuz.
Hiçbir şekilde özgür değiliz artık. Aklımızla fikrimizle hep o şekilde algılamaya kitlenmişiz.
Kelimeleri rahat kullanamaz olmuşuz bırak özgür basını.
Paralel kelimesi... bitti gitti. Matematik dersinden çıkmalı... o derece tehlikeli.
Diğer uçta da örneklerim var.
“Ezan sesiyle koşmaya başladım” dedim. Biri “Aman Ezan deme, aklıma hep aynı şey ve kişi!” geliyor dedi...
Geçenlerde bir yazımda “Allah korusun!” yazmışım, bir okurdan bana “sen hala ne kadar rahat “Allah korusun” filan diyorsun, o kadar bıktım ki din sömürüsünden “maşallah” bile demek istemiyorum” diye yorum geldi.
Kalakaldım.
Hay Allah’ın cezası Politika!
Oysa bütün politikalardan bağımsızdı bir zamanlar inanç değil mi?
Allah ve kul arasındaydı hani... bu da zaten oldu mazi.
İçine politika karıştırmadan hiçbir şey yapamaz, hayatı yaşayamaz, görmez, göremez olmuşuz resmen.
Her zaman yaptığın, söylediğin, taktığın bir şeyler bile hep damgalanmış.
Ya öylesin ya böyle.
Ya da hiçbiri olmadığın için daha da kötüsün.
Damgalasın mutlaka bi şekilde.
Demokrasi dediğimiz şey ise, sadece senin veya benim istediğim gibi oldu mu demokrasi sayılıyor zaten. Yani demokrasinin tanımı sana göre başka, bana göre başka. Ortak bir demokrasi bilinci, anlayışı, benimsemesi yok.
Oysa demokrasi böyle değil ki.
Hoşuna gitse de gitmese de haklar haktır. Haksızlık da haksızlık. Özgürlük dediğin herkes için aynı şekilde, eşit derecede geçerlidir. Senden olana özgürlük, ötekine kölelik olmaz diyeceğim... bizde böyle diyeceksiniz...
Bana bu yazıyı yazdıransa dün Instagram’da işin içinden çıkıp karar veremediğim için paylaştığım iki fotoğrafım.
Konuşma yapacak olduğum yer benden profilim için fotoğraf istedi.
Karar veremedim.
“Sağdaki fotoğraf mı, soldaki mi?” dedim.
Gayet basit bir soruydu, eğlencesine sordumdu.
Sağdakinde kafamda ampul vardı. Evin o köşesinde öyle durduğum ve o ampul bana çocukluğumdaki Vikingleri çağrıştırdığı, “bir fikrim geldi” şeklinde gördüğüm için çok sevdiğim bir fotoğrafımdı.
Bir baktım direk mesaj yağıyor, şaşakaldım.
Kızan, bozulan, yargılayan, sitem eden... Dikkat et diye uyaran...
Espriyle karışık işi politik görüşe çeken çekene...
Ben gülemedim ama.
Üzüldüm baktığımız yerde ne gördüğümüzü görünce.
Birbirimize, havaya suya politikadan bağımsız, algı yönetiminden uzak duygularla bakabildiğimiz; baktığımız yerde neyse o dediğimiz gerçeği görebildiğimiz zaman sanki daha özgürüz.
Hatırlatmak isterim.
Yani...
Arkadaşlar, ampul bazen sadece ampul.
Ben de Yonca.
Yonca
""
Paylaş