Paylaş
Arkasında halk olmayan hiçbir hükümet başarılı olamaz. Arkasında halk olmayan hiçbir hükümet vaatlerini yerine getiremez. Ve gene arkasında halk olmayan zorlama bir hükümetin Türkiye'nin temel meselesi ekonomide bir şeyler yapmaya çalışması boşuna bir hayalden ibarettir.
Dante, ‘‘Cehennem’’de şöyle der: ‘‘Cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir.’’ Bu yüzden atanmışlar hükümeti ne kadar iyi niyetli olursa olsun, ekonomide temelde bir şeyler yapmaya kalktığı takdirde sadece ve sadece kendi sonunu hazırlamış olacaktır.
Bu nedenlerle ben, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'in açıkladığı ekonomik programa gülüp geçemesem bile sıcak da bakamıyorum. İnanıyorum ki, bu programı açıklayanlar da başarılı olamayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Sadece dostlar alışverişte görsün istiyorlar.
* * *
Ekonomisi kendi özgün yapısı dışında devlet tarafından dikte edilmiş bir ülkede ekonomide reform yapmaya çalışmak, sadece her şeyi eskisinden beter hale getirmeye yarar. Türkiye böyle bir ülkedir ve Türkiye'de Anadolu'nun özgün yapısı devlet tarafından inkâr edilmiş, bölgesel üretim özellikleri yadsınmış ve ülkeye merkezi devlet planlaması dikte edilmiştir. İşte Türkiye'nin topyekûn bir ekonomik kalkınmaya geçemeyişinin ve bu kafayla asla geçemeyecek olmasının temel nedeni budur.
Türkiye ekonomisi, büyük başlı ve cılız gövdeli bir yaratığa benziyor. Bu cılız gövde, yani Anadolu ne zaman silkinip kendi kendine atılım yapmaya kalkışsa kaynakları büyük baş, yani İstanbul tarafından kesiliyor. Anlaşılamayan, başın gövde olmadan ayakta duramayacağı gerçeğidir.
O halde yapılması gereken, böylesi çarpık bir ekonomiye yapay reçeteler sunmak olamaz. Yapılması gereken, önce ekonomiyi kan damarlarını kurutmadan dengelemek ve bu dengelerin yerine oturmasıyla kendiliğinden gelecek canlanmayı beklemektir.
Aksi halde enflasyonu düşüreyim derken ülkeyi topyekûn ateşin içine düşürmek ihtimal dahilindedir.
Ben Türkiye ekonomisini kurtarmaya çalışanları, ameliyat masasına yatırdıkları hastanın kan ve oksijen borularını tıkayan acemi cerrahlara benzetiyorum. Bunlar hastanın kan dolaşımını serbest bıraksalar belki de her şey kendiliğinden hallolacaktır. Ne var ki, bırakmıyorlar; bırakamazlar.
* * *
Bırakamazlar çünkü: Bunlar kapitalizm adı altında merkezi devlet planlaması uyguluyorlar ve bundan başka hiçbir şey bildikleri yok. Serbest piyasa ekonomisi diyorlar ama siyaseti ekonominin üzerine çelikten bir çarşaf gibi örttükleri için aslında tüm ekonomiyi tutsak ediyorlar.
Tutsaklıktan kurtulabilen tek ekonomi, kayda girmeyen kara para ekonomisidir. Asıl bu ekonomiyi kayda almaları gerekirken, bunu yapamayacaklarını bildikleri için dürüst ekonomiye saldırıyorlar.
Kara para ekonomisi de bu arada hükmünü yürütüyor, siyaseti kendi ölçülerine göre çürüterek yozlaştırıyor. Susurluk olayının temelinde bürokratik devletin kara para ekonomisiyle işbirliği yatmaktadır.
Önce bu işbirliği kırılmalıdır.
Paylaş