Yasin Girgin

Odam kamerayla izleniyor

7 Ağustos 2014
Merhabalar, bir fabrikanın kalite bölümünde çalışmaktayım. Üst amirlerim tarafından bana sürekli baskı yapılıyor. İşten bezdirme yoluna gidilip tazminatsız işten çıkarılmaya çalışılmaktayım.

En son olarak fabrikada bir çok oda olmasına rağmen sadece benim odama kamera kondu ve 24 saat odam izlenmekte. Bu beni psikolojik olarak baskı altında hissettiriyor. Bu sebeple tazminat alıp çıkmam mümkün mü? Emre D.

* Emre bey, odanıza kamera konulması işle ilgili zorunlu bir tedbir olabilir. Bunun böyle olmadığı durumlarda ise bezdirme dediğimiz mobbingden söz edebiliriz. Size mobbing uygulanıyorsa, iş akdinizi haklı sebeple feshedebileceğiniz gibi mobbing uygulayan kişilere karşı da manevi tazminat davası açma hakkınız bulunmaktadır.

* Yasin bey iyi günler. Ankara’da görülen bir davada kadının ev işi vazifelerini yapmadığı anlaşılınca kadın erkeğe tazminat ve nafaka ödemeye mahkum edilmiş. Eşim bana boşanma davası açtı. Ancak benim sıkıntım ev işlerini yapmaması sebebiyleydi. Hatta barışmak için erkekliğimi unutmamı, sadece yemek ve çamaşır, temizlik işlerini yapmamı şart koşuyor. Bunu şahitlerle ispatlayabilirim. Boşanma halinde hakim lehime karar verir mi, Ankara’daki olay emsal gösterilebilir mi? Erdoğan A.

Erdoğan bey, geçtiğimiz hafta Nurettin Kurt’un haberine konu olan davayı okuduğunuzu tahmin ediyorum. İlk önce belirtmek gerekir ki 2002 yılında Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle kadın ve erkeğin eşit olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle kadının, ev işlerini yapma erkeğin ise çalışarak bakma zorunluluğu yoktur. Eşlerin evin geçimine kendi gelirleri oranında katkıda bulunma yükümlülükleri vardır.
Bununla birlikte çalışmayan bir eşin evin idaresini sağlaması, örf-adet ve geleneklerimize uygun bir durumdur. Bunun dışında bir kadının ev işini yapmadığı için boşanma davasında kusurlu sayılmasını kanuna uygun bulmuyorum.
Öte yandan bir davanın diğer bir davaya emsal olabilmesi için Yargıtay incelemesinden geçmesi gerekir. Boşanma davalarında ise emsal konusuna biraz daha ihtiyatlı yaklaşırız, çünkü hiçbir davanın diğerine birebir örtüşmediğini düşünürüz.
Sizin durumunuza gelince: eşinizin barışmak için koştuğu şartların, halinize uygun olmadığını ve gerçekten bir barışma iradesini içermediğini düşünüyorum. Böyle bir beyan bana samimi gelmedi. Hakim barışma iradesini samimi bulursa açılmış boşanma davasını reddedebilir.

* 20 yıllık eşinden ayrılmış ve 2. eşinden ayrılıp nafaka alan dul bayan, nafaka aldığı 2. eşi ölünce ilk eşinden yeniden nafaka alabilir mi? Ayrıca babası ölünce ikisini birden alabilir mi? Ayşe C.

Yazının Devamını Oku

İşyerinin devrinde işçilik alacakları

31 Temmuz 2014
S. isimli şirketin işinde alt işveren olan D. şirketinde işçi olarak 2003 yılından 2009 yılına kadar çalıştım. Daha sonra D. isimli şirket kapandı ve tüm işçilerin kadrosunu S.’ye kaydırdılar...

• S. isimli şirketin işinde alt işveren olan D. şirketinde işçi olarak 2003 yılından 2009 yılına kadar çalıştım. Daha sonra D. isimli şirket kapandı ve tüm işçilerin kadrosunu S.’ye kaydırdılar. S. İsimli şirkette de 2009 yılından 2014 yılı başına kadar çalıştım. İş akdim haksız olarak feshedildi, ancak 2009 yılından 2014 yılına kadar olan çalışmama ait alacaklarım ödenmesine rağmen 2003’ten 2009’a kadar olan döneme ait alacaklarım ödenmiyor. D’den alman gerekirdi, hakkını kaybettin, diyorlar. Bu alacaklarımı S.’den alabilir miyim? Hasan Ş.

Hasan Bey, işyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı kanunun 3. fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Bu sebeple, 2003 yılından itibaren tüm alacaklarınızı S. İsimli şirketten talep edebilirsiniz.

MAHKEME MASRAFLARINDAN KİM SORUMLU

• Merhabalar. Bir konuda yardımınızı istiyorum. Anneannemin vefatı sonucu oturduğu evi 5 çocuğuna miras kaldı fakat onunla yaşayan dayım evden çıkmayarak bizi mahkeme açmaya mecbur etti. Fakat mahkeme için başvurduğumuzda 730 TL’lik bir mahkeme masrafı belgesi verdiler. Bu mahkeme masrafı bir defaya mahsus mudur yoksa yeniden mahkemenin devamında bu tür masraflar istenir mi? Son olarak mahkeme masrafları mirasçılar arasında bölüştürülür mü ya da davayı açanın üstüne mi kalır? Şimdiden çok teşekkür ederim. Çalışmalarınızın devamını dileriz. Alper T.

Alper Bey, mahkeme masrafları ilk dava açılırken peşin olarak ödenmek zorundadır. Bu masrafları birlikte dava açan kişiler aralarında toplayarak mahkeme veznesine öderler. Dava sonucunda dava açan haklı çıkarsa haksız çıkan davalıdan bu masraflarını da isteyebilir. Haksız çıkması halinde karar harcı, peşin harcın alınmayan dörtte üçlük kısmı, avukatlık ücreti gibi ayrıca ödemesi gereken harç ve masraflar da olacaktır.

SENETLERDE ZAMANAŞIMI SÜRESİ

• Ödeme tarihi 2009 olan senet 2014 yılında icraya verilebilir mi? Adem A.

Adem Bey, senetler ödeme gününden itibaren 3 yılda zamanaşımına uğrar. Bu nedenle icra yoluyla tahsile konulduğunda itiraza uğrayabilir. Ancak temel borç ilişkisine gidilerek zamanaşımına uğramış senede bağlı alacak tahsil edilebilir.

Yazının Devamını Oku

Eşten eşe borç sorgusu

24 Temmuz 2014
Son günlerde özellikle vergi daireleri, e-haciz yöntemiyle alacaklarını yoğun bir şekilde tahsile çalışıyorlar.

Okurlardan gelen sorular da genellikle eşlerine ait borçlar nedeniyle kendi banka hesaplarının, evlerinin, ev eşyalarının haczedilip haczedilemeyeceği konusunda yoğunlaşıyor.

* Merhaba Yasin Bey, eşimin, öğrenim kredi borcu var ve haciz durumunda, benim bankadaki parama el konabilir mi bu durumda? Cemhan K.

Medeni Kanun ile yapılan değişiklikle bir eşin mallarının değerinin yarısının diğer eşe ait olacağı kabul edilmişti. Ancak bu paylaşım mal rejiminin sona ermesinden yani evliliğin sona ermesinden itibaren söz konusu olabilir. Bu nedenle bir eşin şahsi borcundan diğer eş sorumlu değildir, alacaklılar banka hesabınıza, gayrimenkul ve diğer malvarlığınıza haciz koyamaz.

* Benim kendi adi şirketimden dolayı bir vergi borcum vardı bir kısmını ödedim diğer kısmını ödeyemedim. Bu sebepten dolayı banka hesabıma bloke konuldu başka bir borçtan dolayı da haciz konuldu. Acaba eşimin hesabına da (devlet memuru) haciz konulur mu teşekkürler. Şükrü G.

Adi şirket, bir sermaye şirketi değildir, bu nedenle adi şirket ortakları şirket borçlarından tüm malvarlıkları ile sorumludur. Ancak bir eşin borcunun diğer eşi bağlaması için bu borcun evlilik birliğini temsiline yapılmış olması gerekir. Bu nedenle devlet memuru olan eşinizin adi şirketin borçları nedeniyle sorumlu tutulması yanlıştır.

ŞİRKET BORÇLARINDAN EŞİM SORUMLU MU?

* Ben Devlet memuruyum. Eşim 1994 yılında abisinin şirketini devralmış. 2002 yılında vergi ziyaı cezalarından dolayı vergi borcu olduğunu öğrenmiş. Borç miktarı oldukça yüksek. Biz 2002 yılında evlendik. 2004 yılında da şirketi devretmiş. Şirket müdürü de abisi imiş o zamanlar. Devrettikten sonra kişi şirket müdürlüğünü de almış ve satış yapılırken noterde tüm borçlarıyla devir edilmiş. Duyduğumuz kadarıyla devir alan kişi re’sen kapatmış şirketi. Bu şirketteki borçlardan eşim sorumlu mudur? Ben bir ev almak istiyorum. Kendi adıma ev alsam bu eve haciz gelir mi? Eşimin Bu evde payı olur mu? Tabii ki kendi gelirimle alacağım. Nasıl bir yol izlemem gerekir. Seçil T.

Seçil Hanım, noterde yapılmış olan “tüm alacak ve borçlarıyla şirket hissesinin devri sözleşmesi” devletin şirketten olan alacaklarının durumunu etkilemez. Şirket hissedarı kendi dönemine ait borçların ödenmemiş olması halinde bunlardan devlete karşı sorumludur.

Yazının Devamını Oku

Şirket müdürü şirketi zarara uğratıyor

17 Temmuz 2014
3 ortaklı bir limited şirketin yüzde 25 ortağıyım. Ortaklardan bir tanesini ana sözleşmeyi hazırlarken şirket müdürü olarak görevlendirmiştik.

* Tüm sermaye borcumuzu da şirket adına açtığımız banka hesabına yatırmıştık. İlk yıl işlerimiz beklemediğimiz kadar iyi oldu, çok yüklü anlaşmalar yaptık. Şimdi şirket müdürü bu sermayeyi kafasına göre kullanıyor, olmadık yerlere para harcıyor, ihtiyacımız olmayan makineleri satın alıyor. Şirket defterlerini incelemek istiyoruz, bize göstermiyor, defterleri usulüne uygun tutmuyor. Şirketi kasıtlı olarak batırmaya çalıştığını düşünüyoruz. Dava açsak bu ortağın hissesini alabilir miyiz? İhsan Ö.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, şirketin feshi yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Şirketin feshi istenirse, fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir. Ayrıca her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.

FİRMANIN VERDİĞİ DOLAP

* Yasin Bey, bir restoran işletiyorum. Restoranımızda ayran, kola ve dondurma firmalarından aldığımız dolaplar var. Bu dolaplar için ayrıca para ödemedim, yani dolapları firma istese alıp götürebilir. Bu dolaplardan bir tanesi arızalanmış ve sabaha karşı kimsenin olmadığı sırada tutuşarak dükkan içinde kısmi bir yangına sebep olmuş. Sigortam olmadığı için zararımı da karşılayamıyorum. Sorum şu: Bu dolapların bakımından kim sorumlu, yangın nedeniyle zararımı nasıl karşılarım. Mehmet R.

Mehmet Bey, öncelikle geçmiş olsun. Sizin başınıza gelen hadise, sigorta yaptırmanın önemini hatırlatan, her zaman hepimizin başına gelebilecek bir durum. Sorunuza gelince: Tedarikçi firmaların kendi mallarının satışını kolaylaştırması için restoran ve market gibi yerlere verdikleri buzdolabı gibi eşyalar için ariyet adı verilen bir sözleşme yapılıyor. Bu sözleşmeye göre eşyanın sahibi firma oluyor. Bu nedenle bu eşyanın bakımı, onarımı, gerekirse değişmesi tedarikçi firma tarafından yapılıyor. Dolayısıyla, bu eşyadan doğan zararların da tedarikçi firmalar tarafından karşılanması gerekir. Tespit davası açın, elektrik mühendisi, yangın mühendisi bilirkişiler yangının çıkma nedenini tespit etsinler, sonra da zararınızın miktarını tespit ettirerek tedarikçi firmadan talep edebileceğiniz düşüncesindeyim.

VEKALETNAMEYLE SATILAN EV

* Almanya’nın Köln şehrinde yaşıyorum. Ankara’daki evin satışı için bundan 2 yıl kadar önce o tarihteki eşimin kardeşine konsolosluktan vekaletname göndermiştim. Ama hiç beklenmeyen şeyler oldu ve eşimle aram bozuldu. Bana boşanma davası açtı, karakolluk olduk. Olaylar nedeniyle o arada verdiğim vekaletnameyi iptal ettirmeyi düşünemedim. Kayınbirader ile de eski eşimle aramızın bozulması nedeniyle görüşemedim. Geçen ay bir başkasına daireyi satmak için vekalet verdim, ancak tapuda evin yaklaşık 1 yıl önce satıldığını öğrendim. Kayınbirader vekaletnamesiyle gidip daireyi satmış. Evimi geri alabilir miyim, tapu iptal tescil davası açabilir miyim? Hasan İ.

Hasan Bey. Eğer kayınbiraderinizin evi sattığı kişi iyi niyetli ise, yani sizin eski eşinizle aranızın bozulduğunu, boşanma davası açıldığını, kayınbiraderinizin kötü niyetle hareket ederek evi sattığını bilmiyorsa evi geri alamazsınız. Ancak durum anlattığınız gibiyse kayınbiraderinize karşı dava açın, evin değerini kayınbiraderinizden alabilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Ankara Tüketici Mahkemeleri çöktü

10 Temmuz 2014
Tüketicinin korunması için sürekli kanun değişiklikleri yapılıyor, mevzuat yeni ortaya çıkan problemleri çözmeye yönelik olarak değiştirilmeye çalışılıyor biliyorsunuz.

Ancak bir tüketicinin korunmasında en önemli nokta sürekli gözden kaçırılıyor: Adalete erişim süresi.
Tüketiciler uğradıkları mağduriyetin giderilmesi için oturdukları ilçe Tüketici Hakem Heyetlerine başvurabiliyor. Tüketici hakem heyetlerinin itiraz edilen kararları Tüketici mahkemelerinde inceleniyor, bazı uyuşmazlıklar ise doğrudan tüketici mahkemelerine başvurmak gerekiyor.
Çankaya ilçesindeki hakem heyetine yılın ilk altı ayında yaklaşık 50 bin başvuru yapılmış. Ayıplı bir mal nedeniyle hakem heyetine başvurduğunuzda karar verilmesi Çankaya İlçesi Tüketici Hakem Heyeti’nde en erken 7-8 ayı buluyor. Bu süre Yenimahalle’de 4-5 ay ortalamasında seyrediyor. Sincan’da oturanlar ise daha şanslı: Ortalama 3-4 ayda karar veriliyor.
Keçiören, Çankaya ile birlikte hakem heyetlerinin en uzun karar verdiği ilçeler arasında. Örneğin mart ayında yapılan bir başvuruya ekim ayı için duruşma günü verilmiş.
Karar verme sürelerinin kısaltılması için acilen raportör ve diğer eleman eksikliklerinin giderilmesi zorunlu.
Öte yandan, Tüketici Mahkemelerinde de durum çok farklı değil. Ankara Sıhhıye Adliyesi’nde tüketici mahkemeleri yaklaşık 8-10 ay sonrasına duruşma günü verebiliyor. Her davanın 3-4 duruşma sürdüğünü düşünürseniz, Yargıtay safhasıyla birlikte bir uyuşmazlığın bitmesi yaklaşık 4 yılı bulacak. Örneğin cep telefonunuz arızalandığında, haklı ya da haksız bir karar verilmesinin bu kadar zaman alması vatandaşların adalet hizmetine inancını zedeleyecektir. Buradan HSYK’ya ve diğer yetkililere duyurmuş olalım.

0 ARAÇ ALDIM, ÇAMURLUĞU BOYALI ÇIKTI

* Bundan yaklaşık 3 ay kadar önce yetkili bayiden 52 bin TL’ye 0 km bir otomobil satın aldım. Aracın sağ arka çamurluğunda ve ön tamponun sol tarafında boyada kabarmalar meydana geldi. Aracı, yetkili servise götürdüm, servis inceleme yaptı ve boyanın fabrikada hatalı olarak boyandığını, yeniden boyanmasının yaklaşık bin 500 TL’ye mâl olacağını tespit etti. Bana bununla ilgili rapor hazırlayıp verdiler. Tüketici Kanununa göre ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahip olduğumu okudum. Aracı iade edip bana yeni bir araç verilmesini ya da parasının iadesini isteyebilir miyim? Seçimlik haklarımdan istediğimi kullanabilir miyim? Fatih K.

Yazının Devamını Oku

Maç sırasında çıkan kavga

3 Temmuz 2014
Geçen yıl Ankara’da oynanan bir maçı seyretmeye gitmiştim.

* Bir ara seyirciler arasında tartışmalar çıktı. Benim olaylarla hiçbir ilgim yoktu, ancak şahsın biri o kargaşada bana yumruk attı ve burnum kırıldı. Bana yumruk atan kişiyi yanımdaki arkadaşım tespit etti ve şikayetçi oldum. O kişi hakkında dava açıldı. Benim sorum şu, maddi ve manevi tazminat davası da açmak istiyorum. Bu mümkün mü, bunun yolu nedir? Hasan S.

Bir kişinin gelip size, her ne nedenle olursa olsun yumruk atıp yaralamasına hukukta haksız fiil adı veriyoruz. Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat açma hakkınız bulunuyor, bu davayı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmanız gerekiyor. Tedavi masraflarını, işinizden gücünüzden geri kalmanız nedeniyle kayıplarınızı, bu haksız fiil nedeniyle yaşadığınız manevi üzüntü nedeniyle uygun bir miktar tazminatı talep edebilirsiniz. Ancak benim tavsiyem, açılan ceza davasının sonucunu beklemeniz olacaktır, çünkü ceza davasında mahkeme olayları tespit ederse bunlar hukuk mahkemesi tarafından da kabul edilip bir daha araştırmaya gerek duyulmayacaktır. Geçmiş olsun, mutlaka dava açın ki yaptığı yanına kalmasın.

* Benim evde olmadığım zamanlarda yan komşum kapımıza gelerek eşime çeşitli hakaret içeren sözler söylüyormuş. Kızımın evde olduğu bir sırada yine gelmiş, eşim kapıyı açmamış, eşim yardım için kızıma bağırıp polis çağırmasını isteyince, komşumuz olan kişi kaçıp gitmiş. Polis gelince, eşim komşu hakkında şikayette bulunmuş, kızım karakolda ifade vermiş. Neticede komşu hakkında dava açıldı ama mahkeme beraat verdi. Şimdi komşu ‘beni haksız yere şikayet ettiniz’ diyerek bize tazminat davası açacağına dair haber gönderiyor. Böyle bir hakkı var mı? Hüsamettin A.

Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir. Bu nedenle, şikayetinizin hak arama özgürlüğü içinde kaldığı düşüncesindeyim, bu olayda aleyhinize tazminat davası açılamamalı.

* Altındağ’da bir okulda öğretmenlik yapıyorum. Okul müdürü ile derslerin dağıtımında adaletsizlik yapması nedeniyle sürekli anlaşmazlık yaşıyoruz. Bir nevi mobbinge uğramış hissediyorum. Bu davranışlar bana maddi ve manevi zarar veriyor, müdüre karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir miyim? Anıl K.

Anıl Bey, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. Yani, idare mahkemesinde Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine dava açmanız gerekiyor.

* G. isimli bir şahıs ile gayri resmi olarak evlendim. İki yıldır bugün-yarın diyerek beni oyalıyor, resmi nikah yapmaya yanaşmıyor. Dava açsam bir hakkım var mı? Medine H.

Medine Hanım, yaşadığınız bu olay, haksız fiil niteliğinde değerlendirilebilir. Bu nedenle maddi ve manevi tazminat alma hakkınız olabilir. Yine size ekonomik, sosyal, cinsel, fiziki şiddet uygulanıyorsa 6284 sayılı kanun yoluyla korunma da isteyebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Yeniden yargılama kararı hatalı mı

26 Haziran 2014
Ben centilmen bir Trabzonspor taraftarıyım.

Daha önce (9.1.2014 tarihinde) yazmış olduğunuz “12 Soruda Yargılamanın Yenilenmesi” yazınızı okudum. Aziz Yıldırım’ın yeniden yargılaması kararını anlayamadım. Sizce bu karar doğru mu? Faruk K.

Faruk Bey, Aziz Yıldırım hakkında İstanbul 16.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar için Savcı Abdullah Mirza Coşkun tarafından mahkemenin hatalı karar verdiği gerekçesiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edildi. Yargılamanın hangi durumlarda yenilenebileceği 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. Maddesinde tek tek sayılmış. Bu tek tek sayılı sebepler arasında, görebildiğim kadarıyla, savcının mütalaasında belirttiği nedenler bulunmuyor.

BALYOZ BU SEFER ADALETE İNDİ

Yasin Bey merhaba. Anayasa Mahkemesi’nin 9.Ceza Dairesi’nin Balyoz davası ile ilgili kararı hakkındaki yorumunuzu bir meslektaşınız olarak merak ediyorum. Saygılar, Ahmet A.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç, 12 Ekim 2013’te Metehan Demir’e verdiği röportajda “Yargıtay’daki arkadaşlarımızı tanırım. Donanımlı, bilgili ve tecrübelidirler. Olaylara hakim, titizdirler. Bu nedenle hata yapma ihtimali çok düşüktür. Bunu ben değil zaten bütün Yargıtay bilir” demişti.
Dosya önlerine geldiğinde ise, mahkemenin son derece önemli hatalar yaptığına ve bu nedenle yargılamanın yenilenmesine karar verdi.
Fakültede okurken hocalarımız bazı hataları “fahiş hata” kabul ederdi. Sınavda diğer sorulara ne cevap verirsen ver sıfır alırdın. “Bu iş hukukun temelidir, bunu bilmiyorsa diğerlerini bilmesinin benim gözümde değeri yok” derlerdi.

Yazının Devamını Oku

Katılma alacağında zaman aşımı süresi

19 Haziran 2014
2003 yılında evlendik, 2004 yılında bir araç satın aldık. 2006 yılında boşandık.

* Bu aracın değeri üzerinde hakkım zaman aşımına mı uğradı? Figen N.

Figen hanım, evlilik birliğinin içinde eşlerin çalışmaları ile aldıkları malın değerinin yarısı kanunen diğer eşe aittir. Bu haklar boşanma kararının kesinleştiği günden itibaren başlayan 10 yıllık süre içinde talep edilebilir. Varsa hakkınızın henüz zaman aşımına uğramadığını söyleyebilirim.

* Rus asıllı bir bayanla 25 Mart 2014 tarihinde resmen evlendim. Ancak amacının oturma izni almak olduğunu evlendikten sonra anladım. Oturum iznine müracaat ettikten sonra hal ve hareketleri değişti ve benimle yaşamak istemediğini söyleyerek bir ay kadar sonra evi terk etti. Ben de emniyet yabancılar şubesine oturum izninin verilmemesi için dilekçe verdim. Bu durumda benden tedbir nafakası talebinde bulunabilir mi, kandırıldığım için evliliğin iptalini isteyebilir miyim? Fazlı I.

Fazlı bey, evliliğin iptali eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması sebepleri ile istenebilir. Aldatma halinde ise eş, eşinin namus ve onuru hakkında doğrudan doğruya onun tarafından veya onun bilgisi altında bir başkası tarafından aldatılarak evlenmeye razı olmuşsa veya kendisinin veya alt soyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalık kendisinden gizlenmişse aldatma nedeniyle evliliğin iptali istenebilir.
Sizin durumunuzda her ne kadar aldatma olduğunu düşünüyorsanız da bu aldatma kanunun öngördüğü şekilde bir aldatma değil. Bu nedenle yaptığınız evliliğin sona erdirilebilmesi için boşanma davası açmanız gerekiyor.
Yapmış olduğunuz evlilik boşanma kararı kesinleşene kadar geçerli olduğu için eşiniz, kanunda yazan tüm haklarını talep edebilir. Yani eşiniz tedbir nafakası, edindiğiniz mallara katılma, miras gibi haklara sahiptir.

* Ben 5 senelik evli bir kadınım. Eşim babamın ismini kullanarak insanlardan borç istiyor, bunları ödemiyor ve kulağımıza sürekli eşimin insanları dolandırdığı gibi sözler geliyor. Evime icra gelmesinden korkuyorum. Babam kendisine güvenilen, ahlaklı bir tacirdir ve eşimin, babamın ismini kirletmesinden çok rahatsızım. Bu nedenle boşanabilir miyim? Özge A.

Özge hanım, her eş, iş hayatını istediği gibi belirlemekte özgürdür. Herhangi bir işe başlarken eşinden izin alması gerekmez. Ancak bu işini yaparken, ailesinin saygınlığına, onuruna ve haysiyetine zarar vermeyecek şekilde davranması gerekir.

Yazının Devamını Oku