Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Türkiye önemli

Türkiye'nin ne kadar önemli bir konumda bulunduğunun farkında mısınız? Belki şu son günlerde AGİT nedeniyle düşünmüş olabilirsiniz. Çünkü, dünya ülkelerinin başkanları Türkiye'de buluştu ve hepbirlikte aynı masaya oturdular.

Türkiye televizyonları bu buluşmayı anında aktarırken diğer ülkeler de farklı davranmıyorlardı. Onlar da kendi televizyonlarından yayınlıyorlardı.

Depremler ve felaketler bu buluşmaya engel olamadı. Zaten olmamalıydı da... Çünkü, kısaca AGİT olarak bilinen bu topluluk ‘‘Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı’’ olduğu için ve de şu ara güvenliğe en fazla ihtiyaç duyulan bir dönem içinde bulunulduğu için ertelenmemeliydi. Ve de olması gerektiği gibi yapıldı.

İyi ki de yapıldı. Böylece ne çok şey öğrendik. Ne çok şey anladık. Ve de en önemlisi, Türkiye'nin önemini kavradık.

Coğrafik açıdan Türkiye, Asya'dan Avrupa'ya uzanan bir köprü misali kültürler arası bir geçit gibi duruyor. Sonra bir ucu su, diğer ucu petrol. Her ikisi de çok değerli. Biri ülkemizden çıkıp gidiyor. Diğeri ülkemize girecek.

Sonra onlarca medeniyetin kurulduğu ve de her kültürün izlerini taşıyan topraklarımızdan yayılan kutsal titreşimleri de hesaba katmak gerek. biliyorsunuz, Hillary Clinton kısa sürede görebildikleri karşısında bile kendinden geçip tarihi değerlerin yerinde korunması gerektiğini ve bunun için destek vereceğini söyledi. Acaba uzun bir süre kalıp da ‘‘sarı tabelalar’’ın hepsine girip çıksaydı ne diyecekti?

Yani kısaca ülkemizde yok, yok. Tarih desen var. Toprak altı zenginlikleri desen, o da var. Hatta ‘‘altın’’ bile var da, bunu çıkartmak için uğraşmasalar iyi olur. Çünkü toprak daha değerli.

Şu anda bizim topraklarımız (Düşünmeden canına okumaya devam etsek bile) Avrupa ülkelerinin topraklarından daha değerli. Çünkü, hala temiz. Hala ürün veriyor. Tabii bu arada hayatın kaynağı ‘‘su’’yu da unutmamak gerekiyor. Sularımız da hala berrak ve şırıl şırıl akıyor.

Yani hem bizi, hem de dünyanın pek çok yerini besleyecek ekmeğimiz, içecek suyumuz var. ‘‘Altın’’ı yiyemezsiniz. Petrolü içemezsiniz. Yaşamak için temiz suya, temiz topraklara ihtiyacımız var. Ve de bütün bunların hepsi Türkiye'de var.

Belki sanayileşmede geri kaldık. Ama hiçbir şey manasız değildir. Biz farkına varmasak bile, anlamını kavramasak bile bir gün gelir ve anlarız.

İşte o gün geldi. Şimdi anlama zamanı.

Bir zamanlar, Avrupa'nın hep birlikte sanayileştiği dönemlerde biz de aynı hızla fabrikalar kursaydık bizim topraklarımız ve suyumuz da şimdiki Almanya'nın haline dönerdi.

Biliyorsunuz Almanya'nın göllerinde tek bir canlı yaşamıyor, çünkü asit yağmurları göllerin tamamen ölmesine neden olmuş. Öte yandan meşhur Kara Ormanlar'ı günden güne ölüyor. Ve de sahip oldukları teknoloji ağaçların kurtulmasına yetmiyor. Çünkü, toprak zehirlenmiş. Yani ölmesini izlemekten başka yapacak bir şey yok.

İşte biz de zamanında sanayileşseydik belki çok zengin olurduk ama daha sonra yiyecek ekmeğimizi bile dışardan alırdık. Tıpkı onların şimdi yaptıkları gibi.

Gün olur, devran döner ve anlayamadığımız pek çok şeyin nedeni ortaya çıkar. İşte dünyanın büyük bir hızla kirlendiği böyle bir dönemde Türkiye'nin temiz olmasının önemini sanırım anlamışsınızdır.

Bir zamanlar birileri çıkıp da ‘‘gün gelecek, siz hiçbir şey yapmadığınız için dünyaya hükmedeceksiniz’’ deselerdi bütün organlarımızla gülerdik herhalde. Şimdiyse, bu lafa belki kuşkuyla bakabilirsiniz ama kimsenin gülmeyeceğinden eminim. Tabii bunun önemini kavramışsa...

Öte yandan Asya'nın Avrupa'ya ve de bütün dünyaya çıkış kapısı konumunda bulunan Türkiye, aynı zamanda dünyanın ihtiyacı olan enerjiye ulaşabilmesi için de çok önemli bir geçit durumunda.

Yani bütün dünyanın Türkiye ile iyi geçinmesi gerekiyor. Bu da Türkiye'ye çok büyük bir yaptırım gücü verecek demektir. Tabii bu gücünü nasıl kullanacağı ise, siyasetçilerimize kalmış bir şey. Sanırım onlar da Türkiye'nin önemini kavrarlar ve de buna uygun davranırlar, diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları