Paylaş
Belirsiz gelecek
Zaman ve mekan, Newton'a gelinceye kadar zamanın ünlü bilimadamları ve düşünürleri tarafından mutlak değerler olarak kabul ediliyordu. Derken Newton çıkıp mekanın mutlak olmadığını ileri sürdü.
Sonra, 20. yüzyıla geldiğimizde de Einstein, zamanın mutlak olmadığını kanıtladı.
Bu durumda hem zaman, hem de mekan mutlak değil.
Peki, içinde yaşadığımız medeniyetin bugün kabul etmiş olduğu mutlak değerler gerçekten ‘‘mutlak’’ mı? Newton ve Einstein örneklerini aslında çoğaltabiliriz ve bunun sonucunda da ‘‘değişmez olan hiçbir şey yok’’ diyebiliriz.
Tabii böyle bir şey diyemeyiz. Daha doğrusu demememiz gerekiyor. Şüphesiz ‘‘mutlak’’ olan değerler var. Mesela yer çekimi gibi. Yoksa, o da mı yok?
Yok, yok kafanızı karıştırmaya hiç niyetim yok. Sadece biraz zihin jimnastiği yapalım dedim, o kadar.
Aslında anlatmaya çalıştığım şu; bilgilendikçe ve bildiklerimiz değişip çoğaldıkça, baktığımız dünyanın daha bir belirginleşeceğine, tam tersine belirsizleşiyor olması. Bilmem anlatabildim mi?
Sanırım pek anlatamadım. Elbette ki, anlatamam. Küçücük bir köşede böylesine uçsuz bucaksız bir konuya dalmaya kalkışırsam, değil dalmak, ayaklarımızı bile ıslatamayız.
Olsun ama, ne yapalım. Marifet, kitaplar dolusu anlatmak değil. Üç-beş cümleyle demek istediğini söyleyebilmek.
Sonuç olarak; bilinen gerçeklerin bile belirsiz olduğu bir dünyada geleceği belirlemeye çalışmak, ancak bilinmeyen bilgilerle gerçekleşebilir diyorum, Yasemince.
Paylaş