Yasemin'ce

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Atatürk ve Serdar

Şimdi bu Serdar'da kim? Atatürk'ü anladık ama tarihte hiç de önemli bir Serdar bilmiyoruz, diyeceksiniz.

Doğruyu söylemek gerekirse, Nuran Turan'la tanışmadan önce ben de bilmiyordum. Taa ki, ‘‘Soroptimist’’lerin davetine gidinceye kadar.

Şimdi bunlar da kim, diyeceksiniz ve bu yazı birazdan soru cevap şekline dönüşecek. Ve tabii ben de bundan sıkılacağım. En iyisi bütün hikayeyi baştan anlatmak.

Efendim benim kadim dostum Canan, şimdi Canan da kim diyeceksiniz, ve yeniden soru-cevap şekline dönüşecek. Fakat, ondan birazcık bahsetmeliyim. Kendisi ‘‘Kibele Modaevi’’nin sahibi olup hızlı yaratıcılığı ile son dakika kıyafet taleplerimi hiç şikayet etmeden anında ortaya çıkarır. Düşünebilmiyor musunuz, son davette giydiğim kıyafeti iki gün içinde tasarlayıp hazırladı ve teslim etti. Onun üzerine başkasını tanımıyorum. Yani bu kadar hızlı. Hem iyi, hem hızlı. Neyse, konuyu daha fazla dağıtıp içinden çıkılmaz hale getirmeden anlatmaya başlıyorum.

Canan bir gün kendisinin ‘‘Soroptimist’’ olduğunu söyledi. O da nedir, deyince başladı anlatmaya... Soroptimistleri başka bir günün konusu yapmaya karar verdiğim için kısaca bütün üyelerinin kadınlardan oluştuğu bir çeşit dayanışma derneği olduğunu söylemekle yetineyim.

Sonra bir başka gün telefon etti ve dedi ki; ‘‘Yaseminciğim biliyorum hiç vaktin yok ama bizim için bir konferans verir misin?’’ Ne demek, lafı mı, olur. Olmayan tüm zamanlar yaratılır. Ve yarattım tabii...

Çok keyifli bir toplantıydı doğrusu. Ve burada çok hoş insanlarla tanıştım. İşte onların arasında bir Nuran Turan ve bir de Cahide Uçkun vardı ki, beni varlıklarıyla ve yaptıkları çalışmalarla müthiş etkilediler.

Şimdi Cahide Uçkun da kim, diye sormayın. Anlatmayacağım. Çünkü onu özel bir yazı konusu yapacağım. Sadece, 96 yaşında olup böylesine dinç, enerjik, hayat dolu ve yaratıcı kısaca ender bulunur biri olduğunu söyleyip sizi merakta bırakacağım.

Şimdi gelelim ‘‘Serdar’’a. Nuran Turan'ın ‘‘Atatürk ve Serdar’’ adlı çocuk kitapları dizisinin kahramanı, Serdar...

Bu hikayaler ‘‘Mavibulut Yayınları’’nın hazırladığı çok özel bir çocuk kitapları dizisi. Öylesine özel bir titizlikle hazırlanmış ki, mesela ‘‘Atatürk ve Serdar Yalova'da’’ adlı kitabın içinde yer alan resimler Deniz Kuvvetleri Komutlanlığı'nın 1996 ve 1997 geleneksel 'deniz' konulu yarışmasında ödül almış tablolar.

Resimlerin dışında baskısından cildine kadar çok özenle hazırlanmış bu kitapların içinde yer alan öyküler muhteşem. Doğruyu söylemek gerekirse, Nuran Turan'ın yazdığı hikayeler böylesine titiz çalışmayı fazlasıyla hak ediyor.

Çünkü, hikayelerin akıcılığı bir yana insanın zihninde yepyeni ufuklar açacak nitelikte. Ve de bilgilendirici. Çocuklarının kitap okuma alışkanlığı kazanmasını isteyen yetişkinlerin kendilerinin bile okuyup bilgilenmelerinde yarar görebileceğim nitelikte bu kitaplar.

Haaa, bir de Nuran Turan'ın ‘‘NUR ANA’’ adlı kitabını da almayı unutmayın.

Biliyorsunuz, yaratıcı zekanın açığa çıkması için hayal gücünü harekete geçirmek gerekiyor. Hayal gücünü besleyen ise, başta kitaplar... Okurken kitabın kahramanından, olayların geçtiği yerlere kadar hayalinizde tipleri ve anlatılan olayları canlandırıyorsunuz. Yani hayal gücünüzü harekete geçiriyorsunuz.

Tabii bu arada hayal gücünüzü harekete geçirecek araçların kalitesi çok önemli. Özellikle de henüz gelişmeye ve oluşmaya başlayan çocuklarımızın zihinlerini düşünecek olursak.

Evet, Nuran Turan'ın kitapları bu açıdan, yani sağlıklı gelişim açısından son derece dikkat çekici ve önemli, diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları