Müthiş bir döneme girmiş bulunuyoruz. Aklın sınırlarını zorlayan buluşlar hayatımızın bir parçası oluyor.
Duygularımıza kendimiz bile şaşıyoruz ve "Eskiden olsa, şöyle yapardım ama gerçekten değiştim. Artık öyle hissetmiyorum." diyebiliyoruz.
Zamanın akışı içinde zaten değişiyoruz fakat bu değişimin pek farkında olmuyoruz. Halbuki şimdi hangi zamanda ne yaptığımızı bilecek ve yüksek sesle söyleyecek kadar şuurlu yaşamaya başladık. Meydana gelen olaylar bizi daha da şuurlu yaşamaya zorluyor. Keşiflerde bulunuyoruz ve isteklerimiz değişiyor. Kendimize tekrar ve tekrar bakıyoruz.
Evet bakmayı, yaşamayı öğreniyoruz. İsteklerimiz değişiyor. Bizde heyecan ve arzu uyandıran şeyler değişiyor. Değerlerimiz değişiyor ve bu değişimin içinde yaşarken farkına varıyoruz. İşte bu farkındalığın yarattığı heyecan hayatı ertelemekten vazgeçmemizi sağlıyor. Yapacaklarımız için yaşamak yerine, yaptığımız ve yapacaklarımızın tamamının yaşamak olduğunu anlayacak duruma geliyoruz.
Sevdiklerimiz ve bizi sevenlerle birlikte yaşamanın değerini keşfediyor olmak, geçici zevkler ve peşinde koştuğumuz hayaller ile gerçekler arasında pek fazla bir fark olmadığını anlayacak duruma gelmek müthiş bir duygu. Bu durum tıpkı rüya ile hayat arasında pek fazla bir fark olmadığını hissettiğimiz, rüyadan uyanış anına benziyor. "Hangisi gerçek" sorusunu sorduran rüya gibi yaşamak ve hepsi gerçek sonucuna varmak, müthiş bir an.
İşte şimdi hepsinin gerçek olduğunu kavramaya başlıyoruz. Ya da bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Kendimizi anlıyoruz, çevremizin farkına varıyoruz. Sevdiklerimizi ve ne istediğimizi gözden geçiriyoruz. İstediklerimiz ve istemediklerimizin hepsinin iç içe bulunduğunu kavrıyoruz. Sevgi ve nefret, hayat ve ölüm, güzellik ve çirkinlik, hayal ve gerçek... Hepsi bir arada ve iç içe bulunuyor. Ve biz sadece bir tanesini yaşamak yerine hepsini içimizde hissetmeyi öğreniyoruz. Bunların birini diğerinden ayırmak için uğraşmak, beyhude bir çaba. Zaten biri olmazsa, diğerinin olması da mümkün değil ve biz öğreniyoruz. Hepsini birden yaşamayı öğrendiğimiz an, gerçekten yaşamaya başlıyoruz. Ve yaşamayı öğrendiğimiz bir dönemde bulunuyoruz.
Yenilenmenin zamanı
Yenilenmek ve değişmek için güçlü arzuların uyandığı bir gün. Gizli isteklerin ortaya çıkacağını işaret eden gökyüzünün konumu derinden etkileyen olayların meydana geleceğini gösteriyor. Özellikle bilinçaltının derinlerinde gizli kalmış olaylar açığa çıkabili. Duygusal patlamaların meydana gelebileceğini işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda şiddetli duyguların açığa çıkabileceğini ve çeşitli patlamaların olabileceğini gösteriyor.