Sufi bilgelerine atfedilen son derece ilginç öyküler var. Mesela bunlardan biri, Şeyh Şahabeddin ile ilgili. Bu kişinin çeşitli manzaralar, insan ve hayvan görüntüleri yaratabildiği söylenir ve Mısır Sultanı’na da benzer bir hal yaşattığı rivayet edilir.
"Bir zamanlar Mısır Sultanı’na başını bir su kabına daldırmasını istemiş. Sultan bir anda kendini batan bir gemide bulmuş. Dalgalar onu bilinmeyen kıyılara sürüklemiş.
Oduncuların yardımıyla en yakın köye götürülen Sultan, Şeyh’ten intikam almak için bu sırada yemin etmiş. Bir kaç yıl köyde tutsak olarak çalıştıktan sonra özgürlüğünü kazanmış, iş sahibi olmuş ve evlenmiş. Zamanla yeniden fakir düşmüş ve karısıyla yedi çocuğuna bakmak için hamallık yapmaya başlamış. Günün birinde, deniz kıyısında dolaşırken suya girip yıkanmak istemiş.
O anda, kendini Kahire’deki sarayında, etrafında maiyeti, Şeyhin şakacı bakışlarıyla karşı karşıya bulmuş. Ona yıllarca sürmüş gibi gelen deney, gerçekte bir kaç saniyede olup bitmiş." Sufiler zamanı durdurabildiği gibi, istediği anda mekan da değiştirebiliyorlar. Mesela Abdül Kaadir Geylani’nin bir dostunun cenazesine katılmak için yıldırım hızıyla bir anda binlerce kilometrelik yolu aştığı söylenir.
Aslında Sufi’nin amacı mucizeler yaratmak değildir. Zaten yola çıktığı ilk aşamalarda Sufizmin gizemli yönleriyle pek ilgilenmez. Sadece kendini geliştirmeye çalışır. Bütün mucizeler bir yana Sufizm, erkeğin ve kadının yaşamdaki rolünü belirleyen özgün ve eksiz bir yaşama tarzı. Beden ve düşünce ikilemini aşmayı hedefleyen çalışmalar sonucunda ise, mucizeler meydana gelmeye başlıyor.