Değişimin kesintisiz gücü

Son yolların en gözde kavramı "Değişim". Evimizin içine kadar girmiş olan değişim sözcüğü ilişkilerden yaşam tarzına kadar hemen her alanda kendisini gösteriyor.

Yeni bir ürün, yeni bir tarz, yeni bir bakış, yeni bir yaşam istiyorsanız değişin deniliyor veya "değişime ayak uydurun" diyenlerle etrafımız kaynıyor. Peki bu değişimden söz edenlerin ’değişim’ kavramından ne anladıklarını biliyor musunuz? Dikkatle baktığımız zaman teknolojinin ve içinde bulunduğumuz koşulların gerektirdiği gibi davranın demekten daha ileri bir "değişimden" söz edilmiyor.

Kesintisiz bir akışın içinde sürekli değişiyoruz ama bunun bilincinde değiliz. Şimdi şuurlu olarak değişimimizi gerçekleştirmemiz bekleniyor. Daha doğrusu binlerce yıldır geliştirdiğimiz medeniyetimizin, içinde bulunduğumuz şu noktada neleri değiştirdiğimizin bilincinde olmamız gerekiyor.

Aslında bilincimiz uyandı. Değişim ihtiyacını yüksek sesle dile getirebilmek, bilincimizle bağlantılı bir sonuç. Fakat neyi değiştireceğimizi ve nasıl değişeceğimizi henüz bilemiyoruz. Bilmek için de bilincimizi yükseltmemiz gerekiyor. Bunun da farkındayız ama bunu nasıl yapabileceğimiz hakkında pek bir fikrimiz yok.

Buna karşılık bilsek de bilmesek de büyük bir hızla değişen zamanın içinde akıyoruz. Karşı konulmaz bir güç, bizi önüne katmış sürüklüyor duygusu içindeyiz ve her ne kadar karşı koysak, dirensek bile değişmeye devam ediyoruz. İsteğimizin dışında meydana gelen olaylar bizi bilemediğimiz bir geleceğe doğru götürüyor ve biz bilmemenin rahatsızlığı içinde gitmek istemiyoruz.

Halbuki meydana gelen olaylar bizim eserimiz. Fakat olan biten ne varsa, sanki bizim dışımızda gerçekleşiyormuş gibi düşünüyoruz. Bizim bu değişime hiçbir katkımız yokmuş gibi davranıyoruz. Meydana gelen ne varsa, her şey birilerinin suçu ve biz de bunun içinde sadece bir figüran duygusuyla yaşıyoruz. Rahatsız, isteksiz ve rolünü gerçekleştirmek zorunda olan bir figüran...

Artık figüranmış duygusundan çıkıp kendimizi bilme zamanı geldi. İşte değişim kavramının anlattığı bu bilincin uyanması... Ancak bilincimizin uyanması için düşünce biçimimizi değiştirmemiz gerekiyor, ki bilinçli olarak kendimizi ve olayları değiştirecek gücü içimizde uyandıralım.

Farklı duygularla uyanabilirsiniz

Yöneticisi olduğu Yengeç burcunda dolaşan Ay, sabahın erken saatlerinde Uranüs’ü harekete geçirecek ve bilinçaltının derinlerinden yükselen özgür ve yaratıcı istekler rüyalara yansıyacak. Son derece farklı duygularla uyanabilir ve bazı sorunları çözmüş gibi hissedebilirsiniz kendinizi. Moda, renkler, biçimler ve beğenilerin değiştiği bir dönem. Tutkulu aşklar ve değişen ilişkiler, davranış biçimine yansıyor. Felsefelerin tartışılacağını, yabancılarla ilişkilerin yoğun olacağını işaret eden gökyüzünün konumu isteklerin değiştiğini gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları