Paylaş
Bundan seneler önce milli takım antrenmanını izlemek için izin alacağım söylenseydi hiç inanmazdım. Bunu şunun için yazıyorum. Yıllar geçtikçe her şey değişiyor. Bugünün milli takım oyuncuları da bir gün aynı durumla karşılaşacaklardır. Bu yüzden bugünün kıymetini bilsinler.
Bugün tribünler, parkeler çılgıncasına onları bekliyor. Gelin oynayın, bize bu mutluluğu yaşatın diyorlar. Bu yüzden ben tüm kıymetli milli takım oyuncularımıza sesleniyorum: Günün kıymetini bilin, çıkın çalışın, önünüze geleni yenin, bize de bu şerefi yaşatın diyorum. Tekrar söylüyorum. Milli takımın başarısı onların fiziki yeteneklerinden çok psikolojilerine dayanıyor. Antrenmanda gördüğüm kadarıyla oyuncular moral olarak da iyi yoldalar. Ancak önlerinde daha boşluk var. Basketbolda oyuncular ikiye ayrılır. Bazıları pozitif enerji yayarlar bazıları ise içe dönük davranıp bu yayılan enerjiyi emip yok ederler. Siz attığınız her şutu sokamazsınız. Boyunuz kısa ise smaç vuramazsınız. Ancak karar verdiğiniz an pozitif enerji yayan biri olabilirisiniz. Yanınızdaki arkadaşınız sessiz ve düşünceli ise ona moral verirsiniz. Kendisine ne kadar iyi oyuncu olduğunu art arda tekrarlar ve onu havaya sokarsınız. Bugün için milli takımın yumruk olması gerek. Bunun için de herkesin pozitif enerji yayması şart. Bu da mümkün.
Antrenmanda mutlu gözükmeyen birkaç oyuncu vardı. Başta Ersan İlyasova. Ersan henüz moral olarak hazır değil. Maçlarda da henüz bir katkıda bulunamadı. Ama hücumda ona ihtiyacımız var. Ersan bildiğimiz Ersan olursa sayı gücümüz çok artar. Başta Hido. Ömer, Kerem, ne yapıp yapıp Ersan’ı milli takıma kazandırmalıdırlar. Hido’ya gelince, İzmir’deki maçta son dakikada oyunu terk edip gidişi herkesin kafasını karıştırdı. Bence eğer Hido kırılıp sahadan ayrılmışsa tüm oyuncuların teknik kadro ile birlikte olduğu bir ortamda herkesten özür dilerse takım, takım olur. Özür dilemek Hido’yu küçültmez aksine büyütür. Bu takımın moral kazanması için tutulacak yolun savunma olduğunu yazmıştım. Savunmanın temeli Ömer Aşık’ın gelişi ile çok güçlenecektir. Ömer’in NBA’de hücumunu daha da geliştirmesi gerek. Ama o şimdiden NBA’de ortayı kapatan, pota altına duvar ören yeteneklerin başında geliyor. Ömer’in milli takımda yapacağı ribaunt ve bloklarla savunmamıza çok olumlu katkı sağlayacağı ve tüm oyuncularımızın öz güvenini arttıracağı muhakkak.
Koç Orhun Ene’ye de bir tavsiyem yardımcılarından daha çok faydalanması olacaktır.
Takım çift kale (tam saha) oynarken takımların yönetimlerini Nihat İziç ve Alaattin Yakan’a bıraksın. Onların bağırıp çağırmalarıyla çift kale antrenman hayal ettiğimiz maç savunmalarına benzeyecektir. Bu durum aynı zamanda Orhun’un takımın son durumunu görme durumunu arttıracaktır.
Son olarak oyunculara hatırlatıyorum. Kimse enerji tüketen, enerji emen oyuncu olmasın. Herkes pozitif enerji yayan oyuncu olduğunda ne kadar güçlü bir takım olduğumuzu Avrupa görecektir. Bu konuda Semih’e de ihtiyaç var. Semih pozitif enerji yayar, arkadaşlarının sırtına vurur, onlara örnek olursa hiç oynamasa bile başarının temeli olur. Semih’i de göreve çağırıyorum.
Milli Takımın başarını tüm Türkiye bekliyor ve tüm basketbolseverler bu başarıya inanıyoruz.
Paylaş