Paylaş
YOK iftar, yok muhtarlarla toplantı derken, Tayyip Erdoğan yine hızını alamıyor, ayrımcılığa devam ediyor:
“Bunlar kendilerine Beyaz Türk diyor, aradan çıkıp sıyrılanlar hep zenci Türk olarak görülmüştür, işte biz onlardanız, kendisi iyi işlerde çalışır, iyi konutlarda oturur ama yoksulu gecekonduya mahkûm eder”.
Sanki 1150 odalı sarayda o oturmuyor. Sanki ona ayrılan parayı az bulup ayrıca “örtülü ödenek” alarak, “Yüzde 52 oy aldım, parayı istediğim gibi kullanırım” pervasızlığını o göstermiyor. Sanki özel uçaklarda, lüks arabalarda yaşayan o değil. Başı sıkıştıkça aynı edebiyat mağduru oynamak. Farkında değil, artık kimse yemiyor.
Seçim yenilgisinden sonra Erdoğan bilinen atraksiyonunu yeniden sahneye koyuyor, toparlanmak için başa dönüyor, “ezilmişlik, başkalarının gücü, kendisinin o zinciri kırmaya talip olması, onlar ve biz”. Bayatlamış edebiyat.
ZENCİLİK
Siyasi literatürde zencilik:
- Ezilmişliğin simgelerinden,
- Ayrımcılığın temel göstergelerinden,
- İkinci sınıf insan nitelemelerinden,
- Temel hak ve özgürlüklerden yoksun bir topluluk.
Toplumun yarısını “zenci” ilan ediyor, ikinci sınıf vatandaş. Hani, on üç yılda o söylediklerinin kaderini değiştirmiştin. O insanlara hoş görünmek adına kendisini de aynı kitleye dahil ediyor. Bundan âlâ ayrımcılık olmaz. Temel siyaseti olan “kutuplaşmayı ve ötekileştirmeyi” yeniden körüklüyor. Başka malzemesi yok. Tükenmişlik belirtisi.
7 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye değişiyor, o ise değişime direniyor, yıpranmış ve geçersiz malzeme ile. O saray, o şaşaa, o debdebe, zenciye bak zenciye.
‘İntikam’la ilgisi yok
ÜÇ-BEŞ gün öncesine göre, AKP-CHP koalisyonu daha yakın. CHP Genel Merkezi’nde bu koalisyona sıcak bakanların sayısı her geçen gün artıyor. Kendi aralarında bakanlıkları paylaşanlar bile var. Gelenek olarak başka partileri ziyaret etse bile, AKP ilk rauntta CHP ile işi bitirebilir.
Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’e dün “Erdoğan’dan intikam alıyormuş gibi hava vermek istemiyoruz, toplumda böyle bir beklenti var, bu CHP’ye yakışmaz” diyor. Bu sözler Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında söylediklerinin tam tersi. Ne demek “intikam”, hukuku işletmek, ne zamandan beri “intikam”? Dış politikadan MİT TIR’larına, ihalelerden hukuka, yolsuzluklara uzanan, geniş enkazın hesabının sorulması ne zamandan beri “intikam”? Halk bunun için oy vermiş, muhalefetin aldığı yüzde 60 oyun anlamı bu.
Bunu önce Bahçeli anlamıyor. AKP-CHP’ye giden yolun asıl mimarı Bahçeli. Deniz Baykal’ın muhteşem katkısıyla, Kılıçdaroğlu şimdi o tehlikeli limana yanaşıyor.
AKP ile koalisyon CHP içinde bazı önemli koltukları bir süre koruyabilir ama orta ve uzun dönemde CHP ayvayı yer.
Yerinde saaaay
İLK onda sekiz banka, diğer ikisi iletişim sektöründen. Dün belli olan kurumlar vergisi şampiyonları listesi bu. Nerede sanayi, nerede teknoloji firmaları, yok. Vergi listesinden ayrı olarak, 2015’te en büyük on firmaya bakıyorsun, 2002’deki en büyük ilk on firma ile aynı, hiç değişmemiş.
“Dünyanın en gelişmiş bilmem kaçıncı ülkesi, büyümede bilmem ne”, hepsi masal. Vergi rekortmen listesi ile büyük firma sıralaması yan yana geldiğinde, ortaya çıkan gerçek vahim. Teknolojik değişime kapalı, diğer ülkelerle aradaki farkın açıldığı on üç yıl. Bunun adı da, “istikrar”. Baştan sona yalan. Bu liste yalanın kanıtı.
Otuz iki kez tırpanlanan İhale Yasası ile buraya kadar.
Paylaş