Paylaş
“BAŞKANLIĞI kendi aralarında çok konuştular, Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın Başbakanımız, sonunda seçim beyannamemize
koyduk, hassas bir konu, ifadelerime dikkat ediyorum, başkanlık sistemiyle ilgili çok detay var, parlamento etkin olmalı.”
Bu sözler Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a ait. Babacan’ın dün gazetelerde yer alan konuşması var, hukukla ilgili, onları ilk konuşmasında söylüyor. Daha sonra sohbete geçiliyor, başkanlıkla ilgili sözleri, soru üzerine, sohbet sırasında. Başka önemli vurguları da var. Babacan önceki akşam Babıâli Toplantıları’nda. Toplantıya davetli olanlar arasında ben de varım. Babacan’ın başkanlıkla ilgili sözlerini dinlerken, bizim masada beş kişiyiz, herkes mutabık:
-Doğrudan söylemiyor ama başkanlık sistemine karşı gibi. İfadesine dikkat ediyor, rahatsızlığı belli, “parlamento” vurgusunu ihmal etmiyor.
-Başkanlık AKP seçim
bildirgesine, Erdoğan ile Davutoğlu görüşmeleri sonrasında giriyor, yani Erdoğan
bastırınca. Daha önce benzer haberler çıkıyor, konuyla ilgili bu düzeyde ilk net bilgi bu sözlerde
yer alıyor. Bu ifadeler AKP içinde bir kesimin başkanlığa pek sıcak bakmadığı izlenimini veriyor. Bendeki izlenim böyle. Buna rağmen, Davutoğlu meydanlarda başkanlığı savunmak zorunda kalıyor,
siyasi intihar gibi.
Salon boş, sözler dolu
-BABIÂLİ Toplantıları on yıldır düzenleniyor, Babacan’ın katıldığı toplantı 125’incisi. Zaman zaman ben de izliyorum. Ali Babacan’ın katıldığı toplantıda salona bakıyorum, davetli çok ama ilgi az, oysa Babacan önemli mesajlar veriyor. Her zamanki gibi mütevazı ve sakin. Tavrı, konuşmaları kırgın gibi, açık konuşamıyor, yine de, satır aralarında olabildiği ölçüde mesaj veriyor.
Yargı-yabancı sermaye
-GAZETELERDE yer almayan yargı ile ilgili başka sözleri var Ali Babacan’ın. TÜİK belli aralıklarla 40-50 bin kişi ile anket yapıyor, çok yüksek katılımlı bir anket. Babacan kaygılı, yargıya güveni ankete dayanarak açıklıyor:
“TÜİK halkın memnuniyetini ölçen anketler
düzenliyor, 2002’den
bu yana memnuniyette gerileyen tek alan yargı,
yargıya güven çok aşağıda, hızla geriliyor”.
Güven kaybı ile yabancı sermaye arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor, önemli bir vurgu:
“Yurtdışında da yargıya güven çok az, doğrudan sermaye girişi güvensizlik nedeniyle azaldı”.
Çarpıcı bir ifade, net ve en yüksek düzeyde.
Dolar: Bizde ve onlarda
-SOHBETTE Babacan’a Merkez Bankası tartışmaları ışığında “doların serüveni” de soruluyor, verdiği yanıt yine dikkat çekici:
“Dünyadaki
gelişmeler nedeniyle dolar her yerde değer kazandı, iç sorunlarımız nedeniyle, bizde dolar daha çok değer kazandı”.
Yine diplomatik bir ifade ve fakat yine net. Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’na
dönük eleştirilerini, adını koymadan, “iç sorunlarımız” olarak niteliyor. Doların fazla değer kazanmasının Merkez Bankası eleştirilerinden geldiği zaten biliniyor, çok yazılıp çiziliyor, ancak diplomatik dille de olsa vurgulamaktan çekinmiyor.
‘Uçuk vaatler’
-CHP’nin emeklilere, çalışanlara, çiftçilere dönük vaatleri sorusuna Babacan’ın yanıtı: “Maliye Bakanımız hesapladı, CHP’nin vaatleri 150 milyar lira tutuyor. Bu para ya vergi ya borçlanma ile elde edilebilir. Vergi ile olursa vergileri yüzde otuz arttırmak zorunda, verdiğini vergi ile geri alıyor demek. Ya da para basarak mümkün, o da enflasyon ve batak demek. Türkiye bunu daha önce yaşadı, uçuk vaatler”.
Paylaş