Paylaş
Yaşanan trajik gelişmelerin ardından 5 aylık bir bebek annesi olan Zehra Betül Şenol tarafından başlatılan imza kampanyası kısa sürede 8 binin üzerinde kişi tarafından imzalandı.
Kampanya, menenjit ve rotavirüs gibi hayati öneme sahip ancak devletin ücretsiz aşı takviminde yer almayan özel aşıların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmasını talep ediyor.
Menenjit aşısının maliyeti 10 bin TL’yi aşıyor. Zehra Betül Şenol kampanya metninde, bu aşıların yüksek maliyetine dikkat çekerek şunları söylüyor: “Sadece menenjit B grubu aşısının maliyeti 10 bin TL’yi aşıyor. Rotavirüs aşısının doz başı maliyeti ise yaklaşık 2.000 TL. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçerken çocuklarımızı hayati hastalıklara karşı koruyamamak, bir anne olarak beni derinden üzüyor. Çocuklarımızın sağlığı, ailelerin gelirine bağlı olmamalı. Tüm çocuklar eşit sağlık hakkına sahip olmalı.”
UZMANLARDAN VE HEKİM ÖRGÜTLERİNDEN DESTEK
Ankara Tabip Odası geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada “Meningokok Aşıları Ulusal Aşı Takvimi’ne bir an önce eklenmelidir” çağrısında bulundu ve şu ifadeleri kullandı: “Meningokok menenjiti; beyin zarı, omurilik ve kan dolaşımı enfeksiyonlarını içeren ağır ve ölümcül bir hastalıktır. Hızlı ilerleyen bu enfeksiyon acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur. Meningokok menenjitine karşı bilimsel olarak en etkili ve en iyi korunma yöntemi aşılamadır.”
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu ise Sağlık Bakanlığı’nı artan menenjit vakalarıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmeye çağırdı.
Menenjite karşı geliştirilen aşıların yalnızca biri devlet tarafından karşılanıyor. Menenjite neden olan meningokok bakterisinin farklı serotiplerine karşı geliştirilmiş iki farklı aşı türü bulunuyor. MenACWY aşıları: A, C, W ve Y serogrubuna karşı koruma sağlar. MenB aşısı: B serogrubuna karşı koruma sağlar. Türkiye’de sadece biri, yani MenACWY aşısı devletin ücretsiz aşı takviminde yer almaktadır. MenB aşısı ise tamamen ailelerin kendi imkânlarıyla karşılaması gereken bir aşıdır.
Özetle, artan Menenjit vakaları sonrası binlerce kişi aşı için SGK’ya çağrı yapıyor. gulcin.sahin@change.org
GÜNÜN SÖZÜ
“Hukuk hava gibidir, var oldukça duyumsanmaz, değeri ve önemi anlaşılmaz ama hele biraz eksilsin soluk alınmaz, yok olursa yaşanmaz.”
Bir özdeyiş
‘HALKIN İSMET PAŞA’SINI ANIYORUZ’
Pembe Köşk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeni ile 19 Nisan 2025 ve 1 Haziran 2025 tarihleri arasında her gün saat 10.00-12.00 ve 13.00-16.00 arasında “Halkın İsmet Paşa’sı” sergisi ile ziyaretçiler ve okullarımıza ücretsiz olarak açık olacaktır.
Kurtuluş Savaşı’ndan başlayarak, İsmet İnönü, komutan, devlet adamı ve siyasetçi olarak yurdun her yanında ailelere konuk olmuş, albümlerde fotoğrafları saklanmış. Bir bölümü İnönü Vakfı’na emanet edilen bu milli hatıralardan bir kısmını bu sergimizde sizlerle paylaşıyoruz.
Sergide ayrıca Pembe Köşk yaşantısı ile ilgili objeler, Mevhibe İnönü ve İsmet Paşa’nın kıyafetleri, 23 Nisan Bayramı ile ilgili fotoğraflar, benim küçükken oynadığım bebeklerim de yer alacak.
Hepinizi sergimize bekler, konunun yayın organlarınız aracılığıyla okuyucu, dinleyici ve seyircilerinize duyurulmasını izninize sunarım. Özden TOKER-İnönü Vakfı Başkanı
KÜRESEL ISINMAYLA MÜCADELE ANDI
HER zaman doğruları söyleyeceğime
Haykırarak yanlışlara dur diyeceğime
Rantın esiri olmayacağıma
ve
heyelanında boğulmayacağıma
Namusun ve şerefim üzerine
and içerim.
HAYATIN HER ALANINDA...
Küresel ısınmayla mücadelenin olmazsa olmazı; Küresel Isınmayla Mücadele Derneği’mizin (Kürem-Der) yaşanılmışlıklardan hareketle geliştirdiği ‘küresel ısınmayla’ mücadele andına’ hayatın her alanında sımsıkı bağlı kalmaktır. Gerisi lafügüzaftır.
Faruk ÇEBİ-Küresel Isınmayla Mücadele Derneği (Kürem-Der) Genel Başkanı.
MESAJ PANOSU
* “SÖYLER misiniz? Türkiye geri mi gitmiş, ileri mi? S. Y.
DSP’DEN SERT KIBRIS MESAJI
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, partinin başkanlık kurulundan sonra şu bildiriyi yayınladıklarını söyledi:
“Emperyalizmin dört koldan saldırdığı Kıbrıs, yeni bir oldubitti ile karşı karşıyadır. 2004 yılında GKRY’nin Kıbrıs’ın tümünün hükümeti olarak kabul edildikten sonra yine bir defacto kararla AB’ye üye yapılması sonrası yaşanan sıkıntılar bugün önümüzde dururken TDT’nun dört üyesinin GKRY’nde büyükelçilik açması kararı karşısında sessiz kalınamaz. Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere TDT bir bütünlük içinde davranmalıdır. AB ile kurulacak ilişkilerde Kıbrıs konusu bir pazarlık ön şartı olamaz. Türkiye ve TDT yeni bir Annan Planı kumpasına gelmemelidir. Unutulmamalıdır ki Türkiye, bugün itibarıyla hâlâ daha Kıbrıs Adası’nın üç garantör devletinden biridir.”
Paylaş