Paylaş
Bu kapsamda, ömrünü tamamlamış binaların kontrollü patlatma ile güvenli bir şekilde yıkılması, yeni yapı temellerinin sağlam kayalarda patlatmalı kazılarla oluşturulması ve altyapı yatırımlarında patlatma teknolojilerinin kullanılması, patlayıcı mühendisliğinin hayati rolünü ortaya koymaktadır.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve ‘asrın felaketi’ olarak nitelendirilen büyük deprem sonrasında, depremzede yurttaşlarımızın normal yaşamlarına hızla kavuşmasını sağlamak amacıyla Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep gibi bölgelerde patlayıcı mühendisliği uygulamaları on binlerce konutun hızlı bir şekilde inşa edilmesine katkı sağlamış, güvenli ve yaşanabilir alanların oluşturulmasına olanak tanımıştır.
İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesinde de gerçekleşebilecek büyük ölçekli bir depremin, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyeceği, mevcut yapı stokunun büyük bir kısmının risk taşıdığı ve hızlı dönüşümün kaçınılmaz olduğu ifade edilmektedir. Bu noktada, patlayıcı mühendisliği uygulamaları, İstanbul’un yoğun yapılaşmış bölgelerinde hızlı, güvenli ve ekonomik bir dönüşüm süreci için kritik bir çözüm sunmaktadır. Özellikle eski ve çürük yapıların güvenli bir şekilde yıkılması, yerlerine depreme dayanıklı yeni binaların yapılması sürecinde kontrollü patlatma yöntemlerinin sağladığı hız ve maliyet avantajı büyük bir fark yaratacaktır.
Olası Marmara Depremi öncesinde, sistemi yönetme yetki ve sorumluluğu bulunan; Büyükşehir Belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıkların, TOKİ, Emlak Konut, Kiptaş gibi uygulayıcı kurumların, mevzuat ve uygulama prosedürlerinde ‘patlayıcı mühendisliği’ ilkelerine yer vermesi büyük önem taşımaktadır. İlgili kurumlarımızın daha fazla gecikmeden işbirliği ile bu alanda gerekli düzenlemeleri yapacağını umarım. Prof. Dr. Ali KAHRİMAN - Patlayıcı Mühendisliği
Derneği YKB
GÜNÜN SÖZÜ
ABD ve Rusya, Ukrayna’yı kendi aralarında paylaştılar. Kırım vs. topraklar Rusya’ya; tüm yeraltı yerüstü kaynaklarıyla madenler ABD’ye “win-win”... Avrupa Birliği paylaşımdan dışlanmış olmaktan dolayı şaşkın! Cengiz ÖZAKINCI
KAFA KARIŞTIRMA!..
Emanete ihanet./ İranlı çete Türk vatandaşı olmuş./ Toprağa biraz zerdeçal serp./ Necdet Uğur’u bilir misiniz./ Umut ışılıyorsun./ Sağdan da girsen soldan da girsen dördüncü maddede işin içinden çıkamazsın./ Akıl, niyet, şefkat./ Kararlarım kafa karıştırabilir./ Öğretmek mi, öğrenmek mi?/ Bulgarlar Edirne’den elini ayağını çekti, biz artık oraya gideriz./ Dünyanın efendisi Zelenski mi olur?/ Kozanlı Marina./ Yeni işini bulma zamanı gelmedi mi?/ Kuzey Kore olmaya dolu dizgin./ ’Los Angelos Kürdü’./ AKP’nin yeni kadro zenginliğini nasıl buldun?
KAYABAL’IN ANILARI YAYINLANDI: THA BİR OKULDU
Kadri Kayabal’ın ölümünün 45. yılında ‘Unutamadığımız gazeteci Kadri Kayabal’ adlı bir anı kitabı yayımlandı. Kayabal’ın çok renkli bir kişiliği vardı. 1940, 50 ve 60’lardaki basın ve siyaset dünyasının çok tanınan bir ismiydi. 1921 yılında Adıyaman’da doğmuştu. Kısa boylu, zeki ışıltılı mavi gözleri ile ‘kabak kafalı’ idi. ‘Haber’ gazetesinde muhabir olarak başladığı gazetecilik yaşamı basın tarihi gibidir. Ondan sonra Tasvir’i Efkâr, Tasvir, Yeni Sabah, Tan, Milliyet, Hürriyet, BBA ve daha sonra kurduğu Türk Haberler Ajansı ile basın dünyasının önemli isimlerinden sayılırdı. Gazeteciler Cemiyeti’nin yerinde faaliyet gösterirken, yüzlerce gazeteci bu ‘okuldan’ yetişti; onlara haber kokusu almadan iyi gazeteci olamayacaklarını öğretti. ‘Öğrencisi’ olan, yakın çalışanı gazeteci- akademisyen Mehmet Sağnak’ın hazırladığı kitabın başında Mukbil Özyürek, Çetin Altan, Oktay Akbal, Örsan Öymen, Mustafa Ekmekçi ile kendisini yakından tanıyan 42 isim arasında yer alan Altan Öymen, Attila Onuk, oğlu Bedri Kayabal, David Tonge, Haluk Şahin, Hayati Asılyazıcı, Jan Devletoğlu, John Lawton, Leyla Emeç Tavşanoğlu, Kenan Mortan, Mustafa Küçük, Nuri Çolakoğlu, Sedat Ergin, Seracettin Zıddıoğlu ve Yalçın Bayer’in yazıları yer alıyor. Kadri Kayabal’la ilgili anıları anlatan ve Adalı Yayınları’ndan çıkan kitap, Türk basın tarihi için de önemli bir kaynak oluşturuyor.
BİLİYOR MUSUNUZ?
- ÜMİT Özdağ’ın annesi Gönül Özdağ’ın Ankara’daki evine ziyarete gelen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a, eşi Muzaffer Özdağ’ın Atatürk ve Türk Milliyetçiliği kitabını hediye ettiğini ve onlara “Birlik olun, demokratik, laik, bağımsız Türkiye için çalışın” diye tavsiyede bulunduğunu...
MESAJ PANOSU
- ORMANCILIKLA ilgili şûralarda doğruyu konuşabilen deneyim sahibi uzmanlara söz hakkı verilseydi ne kömürü zeytine, ne de taşı ormana tercih eden uygulamaların mevzuatı olmazdı. Uzmanların etkisiz, yetkililerin de bilgisiz olduğu bürokratik sistemler asla yaşam bulmazdı. m Faruk ÇEBİ
Paylaş