DÜNKÜ oyunu seyrederken sıkıntıdan patladım. Ahmed Hassan’ın attığı golü çıkar, maçta akılda kalacak hiçbir şey yok. Konya’ya gelirken Konyaspor’un iyi takım olduğunu biliyordum. Herhalde onlar da Beşiktaş’a ayak uydurdular.
Onlar da çok kötü oynadı. Beşiktaş’ın oyuncuları 11 benzemez gibi. Poker oynayanlar bilir. Pokerde adamın eline 5 tane ayrı kağıt gelir, ancak blöf yaparsa kurtulur. Beşiktaş’ın blöf yapacak hali de yok. Hep beraber düşünemiyorlar, hep beraber oynayamıyorlar. O zaman iyi bir takım olamazsın. Herkes ayrı telden çalıyor. Birleştikleri hiçbir ortak nokta yok.
Yanlış oynuyor
İbrahim Akın’a iyi futbolcu diyoruz. Tabii ki iyi, ama çok yanlış oynuyor. Her aldığı topu zorlaya zorlaya çıkmaz sokaktan geçmek istiyor. Dünkü maçta da öyle toplar oldu ki, kaleye vurmayıp boşta olan arkadaşlarına verse, oyun daha başında kopardı. Ailton’un oyunun 1. dakikasında çok güzel bir şutu var... Kaleci kurtardı. Ondan sonra Ailton’u sahada ara ki bulasın, saklambaç oynadı. Veysel’i oyuna almak akıllıcaydı. Bir başkalaşım oldu. Hücumlar renklendi, o arada da gol geldi.
Maçın hakemleri, şu kolay maçı kendileri açısından zora soktular. Komedi dans üçlüsü... Yardımcı hakemler ofsayt olanlara bayrak kaldırmıyor, olmayanlara kaldırıyorlar. Maçın hakemi hangisi faul, hangisi faul değil çözemiyor. İki takımın oyuncuları iyi niyetli olmasa başlarına tarak örerlerdi.
Neticede Beşiktaş kazandı. Kazanana kızacak halimiz yok. Ama oynanan oyuna kızılır. Ben bu galibiyete ‘Beşiktaş düzeldi, bundan sonra iyi olacak’ gözüyle bakmıyorum. İyi olması için yukarıda söylediklerimi tekrarlıyorum. Hep beraber düşünüp, hep beraber oynayamazsan bu iş olmaz.