UÇAKLA Rize’ye gelirken, çok beğendiğim, çok da sevdiğim bir futbolcu kardeşim, "Ahh be Vedat ağabey, yine gündüz maçı. Gündüz maçlarında biz iyi oynayamıyoruz" dedi.
Ben de maçı seyrederken o güzel kardeşimin laflarını hatırladım. Bundan daha kötüsü oynanamaz. Ama ben bu çocukların gece maçlarını da seyrettim. Gece ile gündüz farkı yok. Gelelim oyuna...
Hep deriz ya futbol çok garip bir oyun. 85’inci dakikaya kadar Beşiktaş’ın gol pozisyonu yok. Oyuna sonradan giren Bobo, ilk defa topla buluştu, o da gol oldu. "Bu ligdir,attığına ve kazandığına bakacaksın" diyenlere, bu işin maçlar yol aldıkça böyle oynayarak zor olacağını söylerim. Takıma şöyle bir göz gezdiriyorum, şu futbolcu bugün takımının da, sahanın da en iyisi diyeceğim bir adam yok. Tek tek yoklar da, zaten hep beraber de iyi oynayamıyorlar.
Rize de kötüydü
Rize takımı ligin mütevazı takımlarından biri. Onlar da Beşiktaş’ın kötü futboluna ayak uydurdular, kötü maça ortak oldular. Bir tek direkten dönen topları var, bir de kaleci Runje’nin son dakikada kaleyi daraltıp kurtardığı bir pozisyon var. Nobre’nin son saniyelerde çok güzel sıyrılıp vurduğu top da direkten döndü, bu da maçın süsü oldu. Hareket de şıktı, vuruş da. Maçın hakemi bir daha bu kadar kolay maç bulamaz. Hiçbir sıkıntıya girmeden maçı bitirdi.
Bu kafayla olmaz Baki!
Baki Mercimek’e bir parantez açacağım... "Bak, benim güzel kardeşim, futbolu nerede öğrendin bilmiyorum. Ama kim öğrettiyse yanlış öğretmiş. Bir defans adamı, topu yere çarptırdıktan sonra, veya rakip ayağına aldığı zaman müdahale etmeye kalkmaz. Daha rakibin ayağına gelmeden senin o topu alman lazım. Bu, futbolun anayasasına aykırı. Bu kafayla gidersen Beşiktaş’ın başına çok çorap öreceksin. Dün akşam da bunu yaptın, rakip faydalanamadı.
Dünkü oyunda gol olmasaydı hiçkimse arkasına sığınacağı bir mazeret bulamazdı. Galibiyet, hem Tigana’nın hem de oyuncuların ayıbını örttü. Ama tekrar ediyorum, Tigana yanlışlarından vazgeçmezse, futbolcular da dünkü gibi lakait olurlarsa işleri zor. Böyle oynayarak olmaz...