BEN, Beşiktaş’ın dün akşamki oyunda ne yapmak istediğini anlamış değilim. Bir anlayan varsa parmak kaldırsın. Ne tek tek oyuncular, ne de bütün olarak takım olarak...
Del Bosque’nin sahaya sürdüğü onbir yanlış olabilir. Forma bulan futbolcuların da bu kadar kötü oynamaya hakkı yok. Hem Beşiktaş’ın kadrosunda olacaksın, hem de vurdumduymaz olacaksın. Bir kere o kadar çok top kaybıyla oynunuyorlar ki... Bu topu geri almak için çok büyük efor sarfediyorsun. Beşiktaş’ın koştuğu bir tek yer var, o da kaptırdığı topu kazanmak için.
Amatör takımlar yemez
Yenilen goller var, amatör takımlar bile yemez. İlk golde İbrahim’in bir ıskası var, bacağı bana, neredeyse basın tribününe kadar geldi. İkinci golde, beş tane Beşiktaşlı’nın arasından, bir de kaleciyi ekleyelim, rakip gol buluyor. Bu nasıl iş? Beşiktaş, Fenerbahçe ve Athletic Bilbao maçlarında taraftarının ağzına bir kaşık bal verdi. Ondan sonra sezon başındaki kötü Beşiktaş görüntüsünü seyrediyorum.
Bu, oynanan kısa boylu bir turnuva. İçeride oynanacak Standart Liege maçından 3 puan çıkarsa, 6 puan Beşiktaş’ı bir üste taşır. Bu görüntüdeki Beşiktaş’ın Parma’ya gidip puan çıkarması çok zor. Hesabı, kitabı tutanlar planları Standart Liege maçının üzerine kurmalı.
Rakip Steaua Bükreş, Avrupa’da ikinci hatta üçüncü sınıf bir takım. Böyle bir takıma mahkum olup mağlup oluyorsun.
Maçın hakemi mi nasıldı? Ne hakemi be kardeşim! Bu maçın hakemle ne ilgisi var? Hakemlik maç değil. Adamlar 10 kişi kaldıktan sonra bir gol bulundu. İki tane de kaçan var. Ama ondan önce yapılan çok ayıp var.
Beşiktaş bu şekilde oynayarak bu maçı 40 gün 40 gece oynasa kazanamazdı.