Tonu 900 dolara gidiyor 6 milyon dolarlık ürün oluyor

- Bizim aile Türkiye’nin en eski meyan kökü ihracatçısı. Meyan kökünün tonu 800-900 dolara ihraç edilir.

Ardından kozmetik üretiminde kullanılan bir maddeyi örnek gösterdi:

- Glabridin adlı bir madde var. Kozmetik endüstrisi cilt beyazlatıcı ürünlerde kullanır. Bu maddenin bir tonu 6 milyon dolardır. Bizim kozmetikçiler de ithal edilen bu maddeyi kullanır.

Meyan kökünden “Glabridin”e geçiş nedenini açtı:

- Glabridin, meyan kökünün işlenmesi ile elde edilir. Yani, tonunu 800-900 dolara ihraç ettiğimiz meyan kökü, tonu 6 milyon dolar olan Glabridin’e dönüşüp, ülkemizin ithalat kalemleri arasına girer.

Türkiye’nin meyan kökü ihracat miktarını sordum, yanıtladı:

- Türkiye, yılda 8-10 bin ton meyan kökü ihraç eder. Buradan elde edilen gelir 10 milyon dolar geçmez.. Genelde 7-8 milyon dolarda seyreder.

Anadolu topraklarından meyan kökü toplanması işini ilk 1887’de ABD’li bir şirketin yaptığını belirtti:

- Bizim aile 40-50 yıl sonra meyan kökü işinine girdi. ABD’li şirket, meyan kökünden çıkardığı ekstraktı sigara fabrikalarına satardı. Meyan kökü, sigara üretiminde de kullanılır.

Aymen, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde (TİM) son yıllarda sıkça değindikleri konunun altını çizdi:

- Bizim 8-10 bin tonluk meyan kökü ihracatından elde ettiğimiz döviz geliri, ondan sağlanan glabridin adlı maddenin 1 tonunun ithalatıyla elimizden gidiyor. Yani, bizim artık söz konusu ürünleri işlemeyi ülkemizde yapmamız lazım.

8-10 bin ton meyan kökü, en fazla 10 milyon dolar getiriyor...

Ondan elde edilen 1 ton glabridin 6 milyon doları götürüyor...

Türkiye, “babayiğit” arayışına yerli otomobilde yüklendi, 5 şirketi aynı hedefte buluşturdu...

Asıl “babayiğit”leri meyan kökü-glabridin benzeri “uçurum” yaratan ürünler için de arayamaz mıyız?

TARLADA DENİZ BALIĞI ÜRETİP İHRAÇ EDECEĞİZ

AKDENİZ Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (ASHİB) Başkanı Alican Yamanyılmaz, Adana’nın Karataş bölgesinde kurulacak Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) değindi:

- Türkiye’de kişi başına yıllık balık tüketimimiz 7.5 kilo. 10 kiloya çıktığında, ürettiğimiz balık sadece iç tüketime yetecek. Bu nedenle tarla balıkçılığına da başlamamız gerekiyor.

Alabalık üretiminin karada, havuzlarda gerçekleştiğini anımsattım, sürdürdü:

- Bizim kastettiğimiz deniz suyunu karada kullanıp, deniz balığı ve karides üretimi yapmak.

Su ürünleri ihracatında klilo başı gelire değindi:

- Balığı kilo başına ortalama 5.5, karidesi 8.5 dolara ihraç ediyoruz. Tarlada üreteceğimiz balık ve karidesler de yine ihraç ürünlerimiz arasına girer.

Türkiye’nin 100’ü aşkın ülkeye gerçekleştirdiği yıllık su ürünleri ihracat gelirinin 850 milyon dolar olduğuna dikkat çekti:

- Tarla balıkçılığı ile üretimi artırırsak, ihracat gelirimiz orta ve uzun vadede 3 katına çıkabilir.

Karideste ihracat gelirinin yıllık 4 milyon dolarda kaldığına işaret etti:

- Tarlada üreteceğimiz karidesi Japonya, Kore, yeni Zelanda ve İsviçre’nin başında yer aldığı pazarlara ihraç edip, gelirimizi artırabiliriz.

MEHMET AKİF ERSOY’UN EVİNDEN ESİNLENDİLER

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 2013’te Başbakan iken 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma törenindeki konuşmasında şu noktanın altını çizdi:

- Şehitlikler iyileştirilirken buraya ibadethaneler de yapılmalı.

THY-Opet yönetim kurulu, o tarihten sonra bölgeye bir cami yapmayı gündemine aldı. Alçıtepe Köyü’nde 15 bin metrekarelik alanda 1300 kişilik ibadet alanı başta olmak üzere, imam evi, misafirhane, kütüphaneyi içeren külliye yaptırıldı.

Daelim-Limak-SK-Yapı Merkezi konsorsiyumunun yap-işlet-devret modeliyle üstlendiği “1915 Çanakkale Köprüsü”nün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıya gerçekleşen ilk kazıklarının çakılması töreninde THY-Opet Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’ya camiyi sordum, şu ayrıntıyı paylaştı:

- Caminin yanındaki misafir evi ve cumbalı yapıda Mehmet Akif Ersoy’un evinden esinlenildi.