Paylaş
Seçimden seçime kömür, erzak dağıtmakla, her hangi bir köye su ve elektrik getirmekle ülkeyi sosyal devlet yaptıklarını sananlar sadece halkı değil, kendilerini de aldatıyorlar.
Nedir sosyal devlet olmak? Yukarıda saydığım şeylere sahip olmak mı? Hayır
Sosyal devlet olmak, halkına yaşam güvencesi vermektir. Yani, işsizlere işsizlik yardımı, yaşlılara, engellilere ve fakirlere insanca yaşam şansı tanımak, hayatlarını kolaylaştırmak, ücret ödemeden sağlık ve eğitim haklarından yararlanmak gibi hakları yaratan devlet, sosyal devlettir.
Sosyal devlet olmak kolay değildir. Sosyal haklar, demokrasiye, insana saygısı olan hükümetler tarafından tanınır.
Sosyal devlet siyasetçinin dürüst ve adaletli olmasını, halkını düşünmesini gerektirir
Halkına sosyal haklar tanıyan, demokrasiyi, ifade özgürlüğünü yaşatan hükümetler, ekonomide, iç ve dış politikada da başarılıdırlar. Sosyal devlet halkını düşünen devlettir. Halk da aldığının karşılığını verir ve ülkesinin kalkınması için gayret gösterir. Yasalara uyar, herkesin uyması için de kendi kendine kontrol mekanizmasını işletir.
Siyasetçiye, kamu çalışanına kısacası devletine güvenir. Halkı siyasetçiye güvenince siyasetçi de halkına güvenir. İşte o zaman etrafında koruma ordusuna ihtiyacı yoktur.
Peki, sizce bizim ülkemiz sosyal devlet olma özelliğini taşıyor mu? Hayır
Danimarka ile bir kıyaslama yaptığımda sorumun cevabı hayır.
Danimarka’da insanların hayat güvencesi vardır. Parasız kalma, çoluğuna çocuğuna bakamama gibi bir derdi yoktur.
Yaşlanınca beni kim bakacak, işsiz kalınca evimi nasıl geçindireceğim, çocuğumu nasıl okutacağım derdi de yoktur.
Ben Allah’ın şanslı kullarından biriyim. Danimarka gibi bir ülkede yaşama ve tanıdığı tüm haklardan yararlanma hakkına sahip oldum.
Burada sınıf farkı yok, olsa da bunu hissetmezsiniz. Ekonomik sıkıntı da yok. Gelecek korkusu zaten yok.
Ama ülkemdeki insanları düşününce üzülmemek elde değil. Başta işten çıkarılan çok sayıda meslektaşım olmak üzere, işsizler, onca yıl emek verip üniversite bitirmesine rağmen iş bulamayan gençler, evine ekmek götüremeyen insanlar, birileri saraylarda yaşarken, derme çatma barakalarda, gecekondularda yaşayanlar, hangi birini sayayım ki?
Umarım bir gün, siyasilerin, ülkeyi yönetenlerin vicdanı sızlar, biraz kabuklarından çıkıp gerçekleri görürler. Örneğin İskandinav ülkelerinin nasıl sosyal devlet olduğunu öğrenip, paylaşma, ülkemizi sosyal devlet yapma yönünde ciddi adımlar atarlar.
Paylaş