Koç Ivkovic verdi maçı. Bir kere ilk maçtakinin tersine yumuşak bir beşle başlayarak baştan baskı koymadı.
İkincisi Nenad Krstic’i pota altında gayet güzel kullanırken alıp yanına oturttu.
Egemenlik bayramında takımlarını Real’e egemen kılmaya kararlı taraftarların İspanyollar üzerinde ki müthiş baskısıyla ortam çok uygundu.
Geçen maçın adamları Matt Janning ve Cedi Osman’ı da az kullandı.
Yangın halinde başvurdukları kurtarıcıları Sergio Rodriguez’i erken oyuna alarak kafamızı kaldırmamıza müsaade etmediler.
IVKOVIC GÖREMEDİ
2. çeyrekte Efes klasiği haline gelen Heurtel&Krstic perdele-devrilleri gayet güzel yaparken, savunmalarının yumuşak karnı pota altlarına pivotumuz Krstic’i eksen oyuncu kıvamında kullanarak hücum ederken koçumuz dört kısaya döndü.
3. çeyrekte kendi oyunumuzla sahadan silindik.
Real’in hücum zenginliğini bozmaya kararlı anlayışla savunmada gayretli, fakat hücumda aceleci başladık maça.
Birkan’la her şeyleri Llull’u kilitleyerek oyun kurmalarını geciktirmekti amaç.
Ritmlerini aşağı düşüremediğimizden top kayıplarımızı değerlendirerek momentumu ellerine aldılar.
Cedi Osman özel gayretiyle hücumu sırtlayarak oyundan kopmamamızı sağladı.
Heurtel, Krstic’i içeride güzel besledi. Onun smaçlarının yanı sıra Perperoglou da devreye girince hücumumuz toparlandı.
Cedi’nin Rodriguez’in turnikesine, Drapper’ın Llull’un şutuna blok kapağı yapmaları muhteşemdi.
Ucuz top kayıpları yapmasak savunma ribaunt üstünlüğümüzün sağladığı ivmeyle ilk yarıda vurup geçecektik.
Bu turda deplasmanda 7. maçını kazanan dış saha sihirbazı Fenerbahçe, yarını kalmamış Maccabi’yi, ‘baştan coşturmama’ akıllı seçimini yaptı.
Dün akşam İstanbul’da Semih’le kitlediğimiz Sofoklis’in kendi evinde oyuna farklı ağırlık koyacağını bekliyorduk.
Etrafında takımca kalabalıklaşarak işi, seyirciyi kışkırtacak itiş kakışa sokmasına fırsat vermedik.
Ev sahibi pota altına yüklenerek hücum ederken, hızlı ritmini smaçlarla bezeyerek başladı maça.
Savunmada ise oyun planları Sofoklis’i pota altında kaleci gibi tutarak Fenerbahçemizin etkin hücumu ‘pick&roll’ları yaptırmamaktı.
NEREDEYDİN ZİSİS?
OBRADOVIC yerinde adam değiştirmelerle erken gelebilecek kâbusa önlem alarak dışarıdan ısırmayı yeğledi.
Maccabi 20-13’le geçti ilk çeyreği. İlk maçın adamı Jeremy Fargo zorlarken, Nikos Zisis’in 19 can alıcı sayısıyla Maccabi rüzgârını dindirdik.
Lig kimin? Bakmayın siz adının ‘THY Avrupa Ligi’ olduğuna; davul finansman yönünden bizim boynumuzda ama tokmak onlarda. Lig İspanyol’ların. Final 4 nerde? Madrid’de. Ligin en iyi 1, 2 ve 3 numaraları Rodriguez, Llull ve Fernandez nerde? Real Madrid’de. Peki, nedir İspanyol gerçeği?
1- Keşfettikleri Amerika kıtasının NBA’ine öykünmeden, ülkelerini gerekmedikçe abur cubur sokak Amerikalılarıyla doldurmadılar.
2- Sırp ekolü koçlarına da itibar etmeyip milli basketbollarını geliştirdiler.
23 yıllık hüsran
4 takımla katıldıkları Euroleague’in nabzı onların elinde. Demirel ve döktükleri milyon dolarlara rağmen, onun sustasından kurtulamayan kulüpler, geçen 23 yılda elbirliğiyle basketbolumuzu hüsran noktasına getirdiler. Akşam kötü başladık ama 14 hücum ribaundumuz sayesinde ilk çeyrekte beraberlikle oyundan kopmadık. 2. çeyrekte 29-15’le nerdeyse katladık sayımızı. 45-37 önde gittik odaya. 2. yarıda Real Madrid Felipe Reyes artistiğinde, savunma değişikliğiyle 13-0’lık seriyle rüzgar estirmeye başlayınca hatalar sarmalına girdik. Farkı eritip son çeyrekte kafa kafaya soktular maçı. Krstic’in (23 sayı)olağan üstü katkısıda makûs kaderi değiştirmeye yetmedi.
İyi başlayıp iyi bitirdiler.
Başlamak için Obra’nın doğru seçimi Semih Erden bloklarıyla Sofoklis Schortsanitis’i yıldırırken, perdele devril/pick&roll sayılarıyla Fenerbahçe’ye ilk coşkulu ivmeyi verdi.
Büyük bir keyif veren 30-14’lük ilk çeyrek yaşadık.
HAHAM PİLAV YEDİ
İyi ki de yaşamışız çünkü sayı bulamadığımız durgunluğumuz yararlanan Maccabi, cesur yürek Semih kenardayken pota altını kullanarak,oyuna geri döndü.
Müthiş Semih performansıyla (12sayı, 5ribount) sahaya dönünce savunma kaynaklı ritmimizi yeniden yakalayarak topladığımız hücum rebountlardan bulduğumuz sayılarla 16 sayılık farkla 50-34 kapattık devreyi.
Devrenin adamı fark kadar, oyunda kaldığı süreye doğru orantılı,17 sayı atan Andrew Goudelock’dı.
SEMİH’İN GECESİ
Perşembe günü de aynı salonda ki maç için İsrail ekibine ‘geç bunları anam babam geç bunları’ mesajı verdi.
Nikos Zisis, Bogdan Bogdanovic, Nemanja Bjelica, Andrew Goudelock, Oguz Savaş beşiyle başlayan Kanarya karşısında 8-0’lık şokla başladı Maccabi. İlk sayımızı 4 dakikada atabildik.
Allah’tan Jan Vesely’in oyuna girmesiyle çabuk toparlayıp oyunda kalmayı becerdik. Ancak onların evlerinde oynuyormuş gibi attıklarını sokmalarına karşın biz çok dağınıktık.
Çeyrek 22-16 aleyhimize bitti. İlk yarıda oyunda kaldığı 19 sayıya ulaşan Jeremy Pargo’yu bir türlü durduramadık.
SÖZ SAVUNMANIN
Ligin en iyi 4 numarası Nemanja Bjelica yavaş yavaş devreye girerek momentumu çevirmeye çalışan Fenerli oldu. Devin Smith’in atışlarına bu kez Melih Mahmutoğlu’yla yanıt verdik.
Vessely smaçlarına başlayınca kendimize geldik. Luka Zoric de girince katkı verdi. Savunma yumuşaklığımız yüzünden kolay sayı yemesek, yüksek tempolarına kendimizi kaptırmasak 22-20 önde bitirdiğimiz 2. çeyrekte odaya maçı kırmış giderdik.
2. yarıya istediğimiz gibi başlayamayınca bu kez Ohayon’la skoru koşturdular.
Ama koçları Winnicki ne takımının kapasitesinin farkındaydı ne de iki gömlek daha zayıf rakibin basit oyun anlayışının farkında.
Fenerbahçe kızları ilk devrede hücum kanallarının tıkanıklığından sayı bulmakta çok zorlandı ama genede oyun liderliğine devre sonuna kadar kaptırmadı.
Evsahibi sayılarını beş oyuncusuna yayarken Petrovic kritik yerlerde canımızı çok yaktı.
Her zaman ki sıcak elimiz Zellous’dan sayı katkısı alamadığımız bu dönemde Hollingsworth ile pota altından bulduğumuz sayılarla odaya 28-27 önde gittik.
KOÇ KURBANI KANARYA
Karşılıklı kısır isabet ve pota altında ki neticesiz zorlamalarımız ev sahibinin 2. yarıya 9-0’lık seriyle skor üstünlüğüyle girmesine neden oldu.
Çok iyi uzunlarımız olmasına rağmen boyalı alanı değerlendirememeyiz inanılır gibi değildi.
Pota altını Prag adeta teslim aldı. İkili oyunlarla pota altımızda fink atarlarken koçumuz Winnicki’nin alan savunmasına geçmesi gerekirdi.
Doğum sıralamasına aldırmadan horozluğunun gereğini yaptı. Neyse ki Malaga Labarol’i yenerek Anadolu Efes’i son sekize taşıdı tek kapıya kalmadık.
Sırp koçların yok aslında birbirlerinden farkı. Hangisinin, reklamda ki deyişle, Osmanlı Bankası olduğuna gecenin şans meleği karar veriyor. Ekürinin meslek sırrı şu; sırtlarını kariyerlerine yaslamış eski kurtlar, otoriteleri ve hırçın mizaçları sayesinde takımda ki, tribünde ki hatta evinde ki tüm oyunculardan her birine ‘kendisinin takım dişlisinin en önemli parçası’ olduğu inandırıyorlar. Her maça farklı beşle çıkarak ve fakat her biriyle 7/24 uğraşarak formda tutuyorlar. Oyuncular kendilerine verilen rol ve sürede hiç yüksünmeden maksimum kapasitelerini verecek şekilde her daim hazırlar.
Ivkovic ektiğini biçtiKoçlarda aldıkları astronomik paralara doğru orantılı muazzam hücum düzenleri, harika savunma sistemleri, görülmemiş oyun okuma ve kontra taktikler filan hak getire. Sırp ustalar (ki türün mucidi Ivko’dur) salıyorlar çayıra Mevla kayırırsa ne ala!
Gelenek bozulmadan her iki tarafta rotasyon fırtınasını sürdürürken ev sahibi isabetli atışlarla skor üstünlüğünü 23-12’yle kaptı ilk çeyrekte. Odaya giderken Anadolu Efes, ufak bir kıpırdanışla, farkı makul rakama getirecekti ama Nemanja Bjelica müsaade etmedi.