Maç başı 87 sayı ortalamasıyla ligin 2. hücum takımı Madrid’i ilk yarı boyu hücumda tıkayıp skorda kuraklığa soktuk ama bir yere kadar... Suskun Llull arada bir çaktı. Fenerbahçe, Bogdanovic isabetleri ve şok ataklarla ilk yarıda momentumu elde tuttu. 2. yarıda rahvan tempomuzu kırmak için Real gaza bastı. Dixon ve ağır çekim Antic geri adım atmadan adeta, ”Arka Sokaklar” dizisi çevirdiler. Veteran Rudy Fernandez anılarından çıkardığı üçlüklerle ön adımı attı, arkasını genç Doncic getirdi.. Son çeyrekte attıklarını soktular, şans topları da hep onları sevince maç elden kaçtı gitti. Fenerbahçe de Pana, CSKA’yı yenince 7. sıraya kadar geriledi.
TRİBÜNDE TATSIZLIK
“Açık alanda ucuz hızlı hücum sayısı” olmazsa, “tepeden perdele devril” oynayan iki takımdan ev sahibi G.Saray; tribündeki olumsuz Ataman tezahüratları ve onun küsüp soyunma odasına gidip gelmesinden, sahaya konsantre olamadı ve evindeki maçta Baskonia’ya yenildi.
Fenerbahçe’nin dördüncülük sınırı altına düşüp ev sahibi avantajını kaybetmemesi için deplasmanda Real Madrid ve evinde Barcelona maçlarından birini mutlaka aldıktan sonra diğer maç sonuçlarının istediği gibi gitmesi gerekiyor. Mesela Panathinaikos, CSKA ve Maccabi’ye yenilmeli vb... Aksi halde 3’lü hatta 4’lü averaja bakılma durumları olabilir.
REAL’İ YENMEK ŞART
Sona yaklaşırken yıldızları Kostas ve Datome’nin yanı sıra son çeyrekte işi kora korla sokağa dökerek maç kazanma yetisini de kaybetmeye başladı F.Bahçe. Dixon oyun kurucuda bütün maçı götürmekte zorlanıyor. Giderek tüm takımların ‘sert ve çok hızlı’ oynadığı gözlemleniyor. Obradovic’in mecbur kaldığı ‘Sete set düşük tempolu hücum sistemi’ nereye kadar götürecek bakalım Fenerbahçe’yi?
Öte yandan Arap atı gibi geç açılan Efes de sırat köprüsünde. Liderlik kovalayan evinin kralı Real Madrid’i son maçta orada yenmek çok zor. O nedenle hedefi bu hafta Olympiakos’u İstanbul’da yenmek olmalı. Ayrıca G.Saray’ın Baskonia’yı yenmesi halinde durumunu kurtarır yoksa Real galibiyeti şart.
Sahibi henüz belli olmayan 8.’lik için Darüşşafaka’nın matematiksel şansı var ama pratikte çok zor. Sadece kalan deplasmandaki Brose Bamberg ve İstanbul’daki Kızılyıldız maçlarını kazanması ona da yetmiyor. Kaldı ki onun rakipleri bu son pozisyon için var oluş savaşı veriyorlar. Fenerbahçe’ye katılması nerdeyse kesinleşmiş Daçka bakalım bu onur savaşından nasıl çıkacak. ‘Kendisi için bir şey istemenin’ ötesine düşmüş G.Saray Baskonia ve Bamberg maçlarında annemizin ligi için kendini sınarken alacağı galibiyetlerle diğer Türklere hayrı dokunabilir.
Doğuş’un hırsıyla oyuna fırtına gibi giren Anadolu Efes, ancak savunmadan enerji alabildiğince başarılı olabilen, karar verici 2 yıldızından yoksun rakibinin sakin dengesini sarsarak yıldırdı. Doğru seçimleri koş koş temposuyla zımparalayarak örselemekti Fenerbahçe’yi.
Efes savunmada da kabuğunu sertleştirerek baskıyı arttırdı. Yalnız kalan 34 yaşında ki yorgun savaşçı Dixon üzerine yoğunlaşan Efes, Fenerbahçe’nin top kayıplarına tavan yaptırdı. Skor liderliğini baştan sona elinde tutan ev sahibi tansiyonu hiç düşürmedi.
GAYRETLERİ YETMEDİ
Son maçlarını Granger performansıyla kazanan ev sahibi bu kez onun yanı sıra top ve sayıları tüm takıma paylaştırdı.
2. yarıda sakatlıktan dönen Bogdanovic’in gayretleri de Fenerbahçe’yi maça geri getiremedi. Daha doğrusu paniklemen, zorda olsa dinginliğini koruyan Efes buna müsaade etmedi.
Her maçta küllerinden doğan Galatasaray, ilk yarıda vazgeçmişlik modundaki oyunuyla ev sahibini uyuttu. Rehavetten farkı eridiğini son beş dakikaya kadar fark edemediler. Seyircisiyle birlikte ‘aldık maçı’ havasında rahatlayan Olympiakos, aslarını banka alıp soğutunca, üçlük olup yağan Galatasaray rakibini boks deyimiyle kontra vuruşla nakavt etti. Başka bir teselliyi önümüzdeki maçta Kazan kaynatarak bulabiliriz.
ANADOLU ATEŞİ
Havaya girmiş Bamberg’in gazını alıp kaçan Fenerbahçe, haftanın ikinci başarılısıydı. Bu hafta serbest düşüşteki Maccabi’yi evinde yenerek ‘İmparatorlar Yürüyüşü’nü sürdürür amiral gemimiz.
DÜŞENİN dostu olmazmış... Sallan yuvarlan giden Barcelona’ya bir tokat da Darüşşafaka attı. O da önce uzak ara oynadığı maçın sonlarında daraldı ama baştaki kredisinden yiyerek lehine bitirdi maçı. Sırat köprüsünde ki Daçka, mucizeyi Moskova’da ki CSKA maçında arayacak.
HER geçen gün daha kolektif oynayan Anadolu Efes’e Maccabi maçını 22 sayı atarak getiren oyuncu, paletine keskin nişancılığını da ekleyen Granger oldu. Yanına Heurtel de katılınca lacivert beyazlıların dış silahşörleri can yakıyor. Bu hafta ilk sekizi kovalayan Zalgiris’e karşı deplasmanda ateşle imtihanı var temsilcimizin.
Sarı kırmızılılar, topu tutmaya ve oyunu sete set oynamaya çalışan F.Bahçe karşısına, ‘oyunu açık alan koşusuyla hızlı akıtma’ anlayışıyla başladı. Anlayış doğruydu ama gerisini getiremediler. Dixon’ı uzun süre kilitlediler ama sokak çocuğu sonunda gene yaptı yapacağını. Obradovic akıllı seçimle; Udoh’u oyuna alıp klasik ikiz kulelerine dönerek ve keskin nişancı Melih’i erken sahaya sürerek çevirdi maçı.
BOGDANOVİC YANGINI
G.SARAY’ın Pleiss ile ikili hücumları ve tam saha topa baskılı savunması etkili olurken momentum, F.Bahçe’nin üçlük kaçırması nedeniyle, uzun süre ev sahibinin oldu. F.Bahçe, ikinci yarıda yıpranan G.Saray’da savunma ve hücum etkinliği aksayınca Dixon’un sayılarıyla geri geldi. Son çeyrekte Fenerbahçe maç sonu oynama deneyimini konuşturarak Bogdanovic’in sayılarıyla 15 farkı eritip sahadan hakkıyla galip ayrıldı.
Kısaları çok iyi takım karşısında maçın büyük bölümünü Dixon’sız oynamak büyük hata oldu. Udoh ve Kostas’ın yokluklarını fena halde hissettik. ‘Topun kıymetini bilerek kontrollü hücum sever sağlamcı takım’ Fenerbahçe, vazgeçilmezi ‘yüksek tempoda hızlı hücumla fazla açık alan sayısı’ olan rakibi havaya sokmadan baştan vurup geçmeliydi.
Ancak oyun kurucu olarak Bogdanovic’i kullanırken hareketli kısa Larkin karşısında bütün maç bocalayarak oyunu koparamadık.
LARKİN KABUSU
Bogdanovic (toplamda 21 sayı) zaman zaman içeride girerek skorer kimliğini konuşturdu ama takımın gerisini oyuna sokamadı. Pas trafiğini sağlayamadı. Fenerbahçe savunmada kabuğunu sertleştirmesine rağmen alışılmışın aksine ‘sıcak isabet gecesini oynayan rakibin’ gazını bir türlü alamadı.
Dixon kenarda uzun kalınca ve de çaylak Berk, Larkin savunmasında aksayınca Baskonia maç boyu kaçmayı sürdürdü. Her zaman ki gibi sonradan giren kaptan Melih isabet rüzgarıyla maça döndük ama Dixon’ın etkili olamadığı kısmetten çıkmış gecede kimse yaraya merhem olamadı. Öte yandan G.Saray varlık gösteremeden Moskova’da lig lideri CSKA’ya teslim oldu.
Zirveye tırmanamayacak olsa da taraftarın ‘gönüllerinin şampiyonu’ oluyor acıların takımı G.Saray. Efes, Kazan’ından kaynamadan çıkarak, ilk 8’i pekiştirdi. Brose maçını da alır. Arap atı gibi giderek açılıyor Efes, Maccabi, Olympiakos, F.Bahçe ile evinde oynayacak. Aksilik olmazsa ilk 8’deki 2. takımımız olur. F.Bahçe ile birleşeceği neredeyse kesinleşen Darüşşafaka Doğuş, önündeki büyük engel Panathinaikos’u ‘öldük öldük dirildik’ maçında yendi.
F.BAHÇE ALEV ALEV
Her maç tansiyonumuzu sınayan Daçka’nın zorlu maçları var. Maç sonlarının sıkıntılı ismi Blatt’ın öğrencilerinin ‘açık alan koş koş’ları bakarsınız her şeye denk gelirse play-off yapar.
F.Bahçe, Vesely ve Kostas’sız Litvanya cehenneminden çıktı. Baskonia’yı da Bose’yi de yener. Maccabi’ye bir ders daha verir ve Efes’le kapışır.
Madrid’deyse Real ile “Avrupa’nın aslanı kim?” maçı oynar. Play-off’a 3. girmek çok yakışacak amiral gemimize.
Önemli 2 eksiğine rağmen kadro kapasitesini akıllı taktiklerle olumlu kullanan Obradovic, takım oyununu sonuna kadar kullandı. Makine düzeni içerisinde Ekpe blok ve smaçlarıyla, Dixon üçlükleriyle yıldızlaştılar. Salon ateşiyle agresif başlayan Zalgiris; Sloukas’un yokluğunda Fenerbahçe hücumunu tıkayıp, kendi koşarak tempoyu yüksek tutup, açık alan sayıları kovaladı. Pota altında Vesely de olmayınca tepeden devrilmelerle etkili oldular.
Kaptan gemiyi yüzdürdü
Kafa kafaya geçen ilk yarıda düşük skorla taraflar maçı koparamadılar. Jankunas boyalıda krallık ilan etti. Ama çabalarını nafile yapan adam Melih oldu...
Keskin nişancımız Melih kenardan hayret bir şekilde sıcak gelip, babasının evinde gibi, peş peşe üçlükleri (7 dakikada 4’te 4) yağdırdı. Kaptana diğerleri sakin oyunlarıyla katılınca maçı kırdık. Son çeyrekte ki üçlüklerle geri gelme çabalarına bu kez Datome ‘Hayır’ dedi.
ASLAN, MADRİD’İ TARAFTARIYLA DEVİRDİ
Takım zincirlerinden boşanınca top çevirip doğru atışları bularak bir başarıya daha şık imza attık.
‘Daha önceleri nereler deydiniz’ dedirten cinsten Galatasaray dalga dalga tüm maça yaydığı performansıyla vefakar taraftarına müthiş bir zafer gecesi yaşatarak Real Madrid’i eli boş gönderdi İstanbul’dan.