“Olağanüstü bir süreç yaşıyoruz. Yakın tarihimizde daha önce böyle bir döneme tanıklık etmedik” diyen Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun eli kolu bağlı maalesef. “Yapacağımız her uygulamada, her değişiklikte sonuç olarak herkesi memnun edemeyeceğiz. İnşallah kulüplerimiz ve insanlarımız anlayışlı olurlar” derken aslında hepimizin çaresizliğine tercüman oluyor. Bizleri memnun edecek çözüm Kovid-19 musibetinin mutsuz olması.
NBA uzatmada, karar vermek için gün sayıyor. ESPN’den Brian Winhorst, “Hafta boyunca Oyuncular Birliği ile lig arasında görüşmeler oldu. Bu görüşmelerde, NBA’in sezonu kapatmasına olanak tanıyacak bir formül üzerinde durduklarını söylediler. Ligin nasıl başlayacağıyla ilgili bir konuşma hiç olmuyor. Sezon kapanırsa mali tabloda neler olacak bunlar konuşuluyor. Açıkçası şu an önemli derecede kötümserlik hakim, NBA’de sezonun geri kalanı iptal edilebilir” ifadelerini kullandı.
‘1 ŞEHiR, 2 SALON’
· Avrupa’da ise Euroleague yönetimi bir yandan sağlık ve güvenlik koşulları en üst seviyeye geldiğinde sezonu tamamlamak istediklerini kulüplere iletirken, öte yandan sözcüleri Edward Scott, ‘format değişikliğine gitmelerinin’ de ihtimaller arasında olduğunu söyledi. Sezonu normal akışında sürdürmek isteseler de bu şu an için pek mümkün gözükmüyor. Bu nedenle çift maç haftalarının artırılması masada. Ancak bunun da çözüm olmama ihtimali üzerine, bir başka seçenek ise takımları tek bir şehirde toplamak ve ‘1 şehir, 2 salon’ üzerinden maçların devamını sağlamak. Şehir seçenekleri arasında İstanbul, Atina ve Moskova bulunuyor.
VTB LiGi’NiN iPTALi EMSAL OLMALI
Gerçekçi olmak gerekirse, bundan sonra herhangi bir ülkede, herhangi bir ligin tamamlanma ihtimali yok denecek kadar az. CSKA Moskova, Khimki Moskova ve Zenit Saint-Petersburg gibi Euroleague takımlarının yer aldığı Rusya, Polonya, Belarus, Kazakistan ve Estonya kulüplerini birleştiren VTB Ligi’nin 2019-20 sezonunu iptal etme kararı da aslında bütün liglere emsal teşkil etmeli.
Sezonu oynanmamış sayarak verilecek iptal kararı mı, oynanmış sayılarak verilebilecek tescil kararı mı daha adil, karar vermek zor. Play-off sisteminin uygulandığı bir ligde, normal sezonu güncel sıralamada lider bitiren bir takımın şampiyon ilan edilmesi ve son
ÇARE üretmekte fast break atmayı seven basketbolcular eli böğründe oturmak istemediler. Salgın nedeniyle büyük ihtimalle hazirana kadar spor salonlarına girilemeyecek olunmasının bilinciyle, Milli Eğitim Bakanlığı’nın evde eğitim programlarına koşut olarak basketbola yeni başlayanlar ve miniklere yönelik #EvdeKalBasketOyna adlı görüntülü konferans eğitim programını geliştirdiler.
Çocukların evde sıkılmalarını ve ekran başında oturup kalmalarını önleyecek çareler aramada tıpkı basketbolun mucidi Dr. James Naismith gibi yaratıcı olmaya çalışıyorlar. Malum asıl mesleği beden eğitimi öğretmenliği olan Naismith, kış aylarında kapalı spor salonlarında İsveç’in cimnastiği yapmaktan başka çaresi olmayan beyzbol ve Amerikan futbolu oyuncusu sporcular için, karşılıklı iki duvara şeftali sepetleri (basket) asarak topu (ball) buralara sokma oyununu (basketball) icat etmişti.
Olağanüstü günler yaşamakta olduğumuzdan bizim basketbolsever koçlarımız da sokak oyunu, salon sporunu sanal ortama taşıyıp, ekrana sığdırmaya çalışıyorlar. Görüntülü konuşma imkanı sağlayan ve cep telefonu, tablet ve diğer bilgisayarlara yüklenebilen ‘Zoom’ adlı ‘ücretsiz’ aplikasyonun kullanıldığı bu programla, mevcut basketbol okulları konseptini evden eğitime uyarladılar. Şüpheniz olmasın çok ilgi görecektir bu uygulama. 80’li yıllarda tek kanal TRT’de ODTÜ Yıldız Takımı oyuncularının katılımıyla basketbol temel hareketleri eğitim programı yapmıştım. Çok güzel tepkiler almıştık.
BASKETBOLU SEViYORUZ
Darüşşafaka Basketbol Okulları Beşiktaş şubesinin program paketi; haftada 6 gün temel hareketler/fundamental anlatmanın yanı sıra; konularının ünlülerince sunulan haftada 3 gün kuvvet antrenmanları, 2 gün sporcu beslenmesi, uzmanından beslenme üzerine online dersler, haftada 1 gün hakemlerden maç yönetimi ve sporcu-hakem diyalogları ile ilgili dersler ve yine haftada 1 gün tanınmış koçlardan antrenör-sporcu ilişkisi nasıl olmalıdır konusunda sohbetleri içeriyor. Sinema ve tiyatro oyuncularının sahada özgüven konulu sohbetlerinin de yer alacağı bu programla ‘bir taşla birkaç kuş vurmak’ amaçlanıyor. Basketbola dair her konuda farkındalık yaratılacak. Bu yöntemle basketbolsever çocuklara, açık alanda topa kavuşacakları güzel günler gelene kadar oyunun temel kavramları öğretilmiş olacak. Şimdilik sivil inisiyatifle, tabiri caizse dar alanda kısa paslaşmalar şeklinde, evde, cepte ortalama 10 kişinin canlı bağlanacağı bir online basketbol eğitimiyle sınırlı bir çerçevede geliştirilen sisteme kurumsal omuz vermeler gerçekleşirse pota için çok faydalı bir çalışma olacak. Marazdan iyilik doğmuş olur böylece.
Koronavirüs salgını ile uzun süreli bir kriz dönemine girdik. Ancak dünya savaşları ile kıyaslanabilecek bir krizle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Salgının kendisinin kontrol altına alınması için bile tarih verilemiyor. İyimser tahmin haziran sonu bu virüsün yayılmasının önüne geçilebileceği yönünde. Kötümser senaryo ise 2020’nin sonunu işaret ediyor. Dahası, virüsün yeni dalgalarla gelip gelmeyeceği de belli değil. Virüs dünyayı kasıp kavururken parkeyi de söküyor. Genelde ‘elle gelen düğün bayram’ denir ama bu Kovit-19 tsunamisi çok sinsi ve acımasız. Herkesle birlikte hazırlıksız yakalandık. Söz konusu olan sporcu sağlığından öte, hayatı. Hatta korona sonrası hayatın akışı da tehlikede. Sezonun geri kalanı salgın sebebiyle iptal olursa NBA, 1 milyar dolar civarında bir gelir kaybı yaşayacak. Bu seviyede bir gelir kaybının takımların maaş bütçesinde de büyük bir etkisi olacak.
NBA, FIBA VE ULEB ÇÖZÜM ÜRETEMiYOR
Basketbolun patronları NBA, FIBA ve ULEB farklı tellerden çalıyor, ortak çözüm üretemiyorlar. Euroleague operasyon sorumlusu eduard Scott, “Her şey çok hızlı gelişiyor. Kararları da buna göre alıyoruz. Bizim temel planımız Final Four’u planlandığı gibi Köln’de oynatmak. Euroleague olarak daha fazla ertelemeyi düşünmüyoruz. Hem Euroleague hem de Eurocup’ta şampiyonu bir şekilde belirlemek istiyoruz. Mevcut formatı değiştirmek şu an gündemde değil. Kulüplerle birlikte hareket edeceğiz ve sezonu nasıl bitireceğimize karar vereceğiz” diyor ama bence kendi bile inanmıyor söylediklerine.
UZATMALAR OYNANIYOR
NBA Başkanı Adam Silver 30 gün uzatma verdi. NBA’in en az 30 gün süreyle askıda olacağını ve bunun sonunda durumu tekrar değerlendireceklerini belirtti. Salgın sürecinin uzaması halinde NBA’de sezonun pas geçilme ihtimali olduğunu da vurgulayarak, geçici aradan sonra bu sezonun komple iptal edilebileceğini söyledi ve, “Herkes kendini güvende hissettiği zaman sezona devam etmeyi planlıyoruz.” dedi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nı bilinmeyen bir tarihe ertelerken Kanada ve Avustralya katılmama kararı aldıklarını açıkladılar bile. Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA), koronavirüs nedeniyle sezon sonuna kadar bütün organizasyonları askıya aldı. Buna göre Kadınlar Avrupa Ligi, Kadınlar Avrupa Kupası, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Kupası maçları yapılmayacak ve bir olasılıkla gelecek sezona kaydırılacak. Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) da ligleri erteledi. Eğri oturalım doğru konuşalım; takım ve oyuncu kontratlarını olduğu gibi gelecek sezona devrederek yeni sayfa açmak en doğrusu.
“Başkan Koç inanılmaz basiretsizlikle efsaneyi bitiriyor. Geldiği günden beri, ‘Şube sırtımızda kambur. Gider var, gelir yok’ beyanatlarıyla basketbolun üzerine gri bulutlar gönderip durdu. Şimdi ise altına yönetim yapımı bomba döşüyor!”
FENERBAHÇE, çimden sonra parkeye de havlu atmak istemiyorsa zorunlu virüs arasından yararlanarak basketbol takımını kemiren virüsünün çaresini bulmalı. Öncelikle tavan yapmış tükenmişlik sendromu karantina altına alınmalı. Zeljko Obradovic, “Oyuncularım birçok şeyi anlamıyor” diyerek serzenişlerini dillendirmeye başladı ki, artık bu köprüden önceki son çıkışa gelindiğini gösteriyor. Koç yanılıyor bence, oyuncular bir şeyi çok iyi anladılar; sözleşmesi yenilenmeyen koç yolcu. Yüzde 80’inin garanti kontratı olan oyuncular ise hancı. Koç Obradovic çuvaldızı kendine batırmıyor, oyuncuların motivasyon ve konsantrasyon eksikliğinden yakınıyor.
POTA AZiZ’iNi ARIYOR
Altı yıldır Fenerbahçe’ye altın dönemini yaşatan Zeljko Obradovic’e reva görülen askıda bekletme muamelesi bu zor katlanır durumun tek sebebi. Bütçeyi 10 milyon dolarla sınırlayınca önerilen sözleşmeye; “Teşekkür ederim beyler” diye kapıyı vurup çıktığı söyleniyor koçun. Başkan Ali Koç inanılmaz basiretsizlikle efsaneyi bitiriyor. Şunu iyi bilmeli ki; Fenerbahçe sadece bir futbol kulübü değildir. Geldiğinden beri, “Şube sırtımızda kambur. Gider var, gelir yok” beyanatlarıyla basketbolun üzerine gri bulutlar gönderip durdu. Şimdi ise altına el, pardon yönetim yapımı bomba döşüyor! Obradovic öncesi (Taş Devri’nde), ne idüğü belirsiz koçlar elinde oradan oraya savrulan, parkelerin sıra takımlarından biriydi Fenerbahçe. Fabrika ayarlarına döndürüp, back to the future (geleceğe dönüş) yapmanın vebalinin altından kalkamaz.
EĞiTiCi DEĞiL, MODERATÖR ANTRENÖR iSTiYORLAR
MESELE çok basit aslında; oyuncular, eğitici koç yerine NBA’de olduğu gibi moderatör koç istiyorlar. Her hareketlerinin fırçalama düzeyinde, kıyasıya eleştirilmesi yerine, kariyerlerine kıymet verilerek kenardan oyunun genel akışını yönlendirici koçluk bekliyorlar. Obradovic, eski usul (old school) kaldı sizin anlayacağınız. Çok geç (too late) artık... Nando de Colo’ya her topu nasıl kullanacağını anlatamazsın. Elin adamı, shved’i kendi haline bırakıyor ama limon gibi sıkıp maksimum verimi alıyor.
Şımarık mahalle çocuğu gibi oyun istediği gibi gitmeyince topunu aldı ve çekti gitti. Ne güzel değil mi, kulüplerimiz Anadolu Efes ve Fenerbahçe Avrupa’nın zirvesinde ama milli takım ortalarda yok! Hollanda, İsveç vb. sıra takımları karşısında telef oluyoruz.
Bir zamanların efsane 12 dev adamını pencereden aşağı atan, kıymeti kendinden menkul, FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel’in keyfi yerinde. Başkan olana kadar geleneksel olarak, sezon sonunda oynanan dünya şampiyonaları, Avrupa şampiyonaları, olimpiyat elemeleri vb. milli takım maçlarını sezon içi haftalık pencerelere alınca milli basketbolumuz patladı. Uluslararası hiçbir turnuvada yokuz ve bu gidişle olma imkanımız sıfır! Yıllarca Türk basketbolunun sırtına basarak yükselen Demirel, eski köye yeni adet getirdi. Sene ortasında oynanan maçlara NBA’deki oyuncularımız Cedi Osman, Ersan İlyasova ve Furkan Korkmaz’ı getiremiyoruz. EuroLeague maçlarıyla çakıştığından orada oynayan oyuncularımızdan da yteerince faydalanamıyoruz.
FIBA-ULEB KAVGASI BİZİ BİTİRDİ!
Aslında FIBA böyle yangın çıkaramaz. Malum FIBA olimpik basketbolunun kural ve esaslarını tespit eden üst kuruluş, bir nevi noterdir. Kulüpler arası ligleri ULEB (Avrupa Kulüpler Birliği) organize eder. Türk Hava Yolları’nın isim sahibi olduğunu EuroLeague’de Fenerbahçe ve Anadolu Efes yıllardır zirvede yer alırlarken Milli Takım’ın bu halde olması kabul edilemez.
Basketbolumuzun yerli oyuncu havuzunu kurutan da aynı adam aslında. Demirel 20 küsur sene önce Federasyon Başkanı olduğunda ligdeki yabancı oyuncu sayısı (1) birdi. Bu sayede Hidayet Türkoğlu’lar, Mehmet Okur’lar, İbrahim Kutluay’lar yetişti ve ‘12 Dev Adam’ efsanesi yaratıldı. Hazret geldi masal kitabını rafa attı. Döneminde basketbol liglerini ikinci sınıf yabancı oyuncu cennetine çevirdi. Bugün 5 sahada+1 kenarda+2 tribünde olmak üzere sekiz yabancı var takımlarda. Alt yapıdan gelen iki oyuncu şartını da kaldırdığından kulüpler oyuncu yetiştirmeyi bıraktılar. Hazıra konuyorlar. Her yıl aynı oyuncular takım değiştiriyorlar. Oyuncu menajerleri para kazanırken milli basketbol dibe vurdu. Kulüplerde zirvede iken Milli Takımımız parkede sürünüyor.
İlk 100 TL'lik iddaa oyununa 10 TL hediye Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!
Aslında Euroleague de yaşanan gel-git’lerin üstesinden gelmek ve moral motivasyonu pekiştirmek için gerekliydi Fenerbahçe’ye bu kupa. Etkili savunmasıyla finale gelmiş Selçuk Ernak’ın Eurocup’ta sekizli final kovalayan Daçka’sı da büyük kozu Hamilton ile geri adım atmadan asıldı maça. Fenerbahçe’nin yüzde 10’la demir dövdüğü, düşük skorlu, çok hatalı oyunda vurup geçebilen olmadı ilk çeyrekte. Zirvelerin deneyimsizliğiyle telaş yapan Daçka gereksiz erken kullanılan şutları kaçırarak hücumda tıkanınca Fenerbahçe 6-0’lık mini seriyle kafayı kaldırdı. Ama itiş kakış arasında ilk yarının kazananı olmadı.
OBRAKADABRA KUPAKOLİK
Üçüncü çeyrekte deneyimi ağır basan Fenerbahçe, suskunluğunu bozan Nando De colo’nun sıcak eliyle şutlarını sokarak ritmini bulurken, kadrosunda yeterli sayıda skorer oyuncusu olmayan Daçka’nın hücum tıkanıklığı sürünce momentum kora korun uzmanı Fenerbahçe’ye geçti. Doğuş, Gerson ve colson 3. çeyrekte Daçka’yı oyuna geri getiren oyuncular oldular. Hücum ribaundları Daçka’ya güldü ama faul çizgisinde çok başarısız kaldılar. Karar çeyreğine de kafa kafaya girildi. Akıllı seçimle, Ali Muhammed’i tek bırakarak takımı uzattı Obradovic. Daçka’nın büyük oynayan pota altı devi Hamilton ile Kanarya keskin nişancısı maçın adamı Datome arasındaki ‘bir sizden bir bizden’ gerilim düellosunu noktayı, maç sonundaki 6 serbest atış isabetiyle Sloukas koydu ve kupanın kulpunu yakaladı. Günün sonunda ‘ObraKadabra’ şapkadan bir tavşan daha çıkardı.
Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!
Sakatlarına rağmen koçlarıyla birlikte sözleşmelerinin üç yıllığına uzatılmasının kafa rahatlığıyla havasını bulmuş Maccabi varını yoğunu ortaya koyunca gerilimi yoğun bir oyun izledik. Hücum ribauntu canavarı Hunter’ın ikili oyunlarıyla onlar, Sloukas’ın üçlükleriyle biz sayı bularak ilk yarı sonuna kadar, itiş kakış, ortada götürdük oyunu...
BASİRETİMİZ BAĞLANDI
Üçüncü çeyrekte, vidaları sıkarak, yokluğunu hissettiğimiz savunma sertliğini arttırdık. Dar rotasyonla oynayan Obradovic doğru ellerle maçı kırma hücum yollarını sürekli aradı ama bir türlü gereken rüzgarı yakalayamadık. Sayı kısırlığı yaşayan Nando De Cola ve son maçın adamı Westermann’dan verim alamadık.
Hırslı D.Williams bizi taşırken Reynolds da onlara renk verdi. Kafa kafaya girdiğimiz son 10 dakikada skor sorumluluğu Nando’nun bire birlerine bırakıldı. Anlamsız top kayıpları yaparak 5 dakika sayı bulamadık. Eller soğuk, şut seçimleri yanlış olunca kendi çemberimiz bize ihanet etti. Bitime 4 saniye kala Hunter’ı pota altında serbest bırakmak yakışmadı.
Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!
Yaşadığımız krizli perşembenin gelişi salıdan belliydi. Salı akşamı biz 21 sene sonra ilk defa CSKA’yı Moskova’da yenerken örselendik. Öte yandan üç galibiyet alan Zalgiris’in ise hevesi artmıştı.
Pota altında iyi olan, açık alan ve yüksek ritim meraklısı, sert ve ters bir takım olan Zalgiris performansına, yüzde 63 oranla 19 adet üçlük isabetini de ekleyerek kulüp rekorlarını kırarken ilk sekize kalma hırsıyla oynadı. Başlangıçtaki tutukluğumuzu Ergin Ataman’ın yerinde müdahalesiyle aştık ve Micic’in dingin oyunuyla ilk yarıda rakibi yakaladık. Son çeyrekte bütün maç adeta kilitledikleri Larkin’in özüne dönerek bire birleriyle 25 sayıya ulaşmasıyla takım kendine geldi. Sertliğimiz artınca krizden çıktık. Olumlu bitirişe Simon ve Singleton da büyük katkı verdiler.
FOTO ŞİP ŞAK
Lami cimi yok, Efes’in dörtlü final yürüyüşü sürüyor. Peş peşe dokuzuncu galibiyetle kulüp rekoru kırılırken “Efes’e yenilmek ayrıcalıktır” göreneği pekiştirildi. Ataman meseleyi “Koş, koş, at” formatında; geçiş oyunları ve üçlük atışlarla kısaların skoru aralarında nasıl paylaşacaklarıyla, pota altında uzunların ekmeklerini nasıl taştan çıkaracaklarına indirgemiş. Herkesin en uygun atışını kullanabileceği akış ve ‘spacing’ı sağlamış... Anadolu Efes basketbolu Polaroid öncesindeki hızlı, rötujsuz, acil banyo edilip verilen vesikalık fotoğrafları andırıyor. Larkin, eli hafif iğneci gibi, yanından geçip sayıyı yapıyor, hissetmiyorsun bile... Gardları Walkup özelinde Zalgiris’e ‘walk away’ (yürü git) yaptık.
Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!