Kendince espri yapmaya bayılan ‘Özel Biri’ Mourinho bu maçı ‘Belki saçma bir cevap olacak ama daha çok sayı atan taraf kazandı’ diye yorumlardı sanırım. Oysa ki parkede iş o kadar basit değil. Basketbol oyun akış denklemini çözmek yüksek matematik gerektirir. Akşam denklemi; Larkin’in olmadığı gecede verimliliği yüksek oyuncularını, hızlı tempolu oyun akışı içerisinde, topu en doğru kullanacakları yere her defasında getirmeyi başaran Tomislav Mijatovic çözdü.
BOBAN FANTEZiSi KISA SÜRDÜ
NBA’de geçirdiği dokuz yılın ardından Avrupa’ya Fenerbahçe’de dönen 2.25’lik veteran dev Boban Marjanovic’in pota altı aksiyonları için beş başlaması gecenin sürprizi olurken Anadolu Efes’in yeni transferi Jordan Nwora biraz da zorluyor olmasına karşın takımı sırtlayan oyuncuydu. Efes’in 2. çeyrekteki rüzgarını Fenerbahçe Melli, Metecan, Colson ve takımın bütün olumlu aksiyonlarının yıldızı Nigel Hayes-Davis’ın oyuna girişiyle durdurup, ilk yarıda oyunda önde kaldı.
Seriler halinde gidişler gelişler yaşanan oyunda Efes maçı Daniel Oturu’nun smaçları, Ercan Osmani ve gecenin adamı MVP Elijah Bryant’ın müthiş katkılarıyla vites arttırarak ikinci yarıda kopardı. Fenerbahçe momentumu reaksiyon verdi ama maç sonunda hız kazanan şut düellosunun kazananı Anadolu Efes kupanın sahibi oldu.
Panathinaikos’un başında İstanbul’da Galatasaray ile oynadığı hazırlık maçı bittikten sonra Fenerbahçe-Galatasaray derbisine gönderme yaparak ‘3-1’ hareketini yaptı. Ataman ya yakın zamanda Fenerbahçe’ye, Kadıköy’e geleceğini unutuyor ya da gerginlik tohumları atarak Fenerbahçe’nin ve seyircisinin sinir uçları ile oynamaya çalışıyor. A Milli Takım Başantrenörü şapkası olan birisi için çok da güzel hareketler değil bunlar. Gün gelir kendi kaosuna kapılıp gidiverir. Nitekim daha sezon başlamadan Fenerbahçe’nin haklı tepkisiyle karşılaştı. Kardak Kayalıkları’na çıkar gibi Panathinaikos’un başında gittiği Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde pankart krizini yaşadı ama hâlâ ders almıyor maalesef.
İyi günde kötü günde yanında olan taraftarının motivasyonuyla tribün sloganını gerçeğe dönüştürerek zor maç sonrası kupaya uzandı Fenerbahçe. Bu kez turnike atmak yerine üçlük atıp kaçırınca ellerine gelmiş maç 64-64 beraberlikle uzadığında Larkin ‘bitti’ dedi. Uzatmaya kadar Jasikevicius’un da itiraf ettiği gibi şekilde kenarda unutulan serinin MVP’si Nigel Hayes uzatmanın ilk 12 sayısının tamamını atarak şampiyon yaptı takımını.
Anadolu Efes akşam Fenerbahçe’nin sert ve kararlı savunmayla beslenen maç başı 11-0’lık üçlük rüzgarında türbülansa yakalandı. Anadolu Efes 5 dakika sayı bulamayınca baskıyı arttıran ilk çeyrekten Tarık Biberovic’in özel katkısıyla 14 sayı farkı cebine koydu.
LARKIN 'BİTTİ' DEDİ BU KEZ
Fazla kurcalama yüzünden Fenerbahçe, trafikte top kaybedince, 20 farka çıkan maçta çareyi tam saha baskı yapmakta bulan Efes, Larkin’in bireysel performansı yanına eklediği, doğru seçimle Clayburn yerine sahaya çıkardığı Elijah Bryant ve sıcak elli Rodrique Beaubois direnç kıran sayılarıyla rüzgara, 21-4’lük reaksiyon serisiyle yön değiştirterek devre bitmeden maçı yakaladı.
İtiş kakış içinde, futbol deyimiyle golsüz geçen üçüncü çeyrekte skor küçük farklarla gitti geldi. Son karar çeyreğinde faul sayısını erken dolduran Fenerbahçe oyun pota altı zorlama inisiyatifini rakibe bıraktı ama Larkin bu kez turnike atmak yerine üçlük kaçırınca maç 64-64 beraberlikle uzadıysa da maç sonunu domine eden Nigel Hayes-Davis “kupa bizim” dedi.
Anadolu Efes koçu Tomislav seri başından bu yana boynunda taşıdığı havluyu atmaya yanaşmadı ve Larkin’in son kroşesiyle F.Bahçe’yi nakavt ederek avantajı geri alıp seriyi uzattı. İlk iki deplasman maçını beklendiğinden çok daha rahat kazanmıştı Fenerbahçe. Anadolu Efes iki maçta tükenmişlik yaşayan, her maça farklı beşliklerle çıkarak okeye dönen bir görünümdeydi. Çarkıfelek tarzı, yay gerisinden sıkılan şutların isabet şansının kendisine gülmesini bekleyen, maç kazanma ihtimalini üçlük atışların isabetine bağlamış Fenerbahçe ‘açık alanda koş koş at, sürümden kazan’ ritmindeki basketboluna ‘pota altını kullanmayı’ ekleyemedi.
EFES SERiYi KIRDI
F.Bahçe, kaybedecek bir şeyi kalmadığından ‘nereden inceyse oradan kopsun’ mantığıyla iyice sertleşen Efes karşısında karar akşamında çok fazla oyuncu değiştirerek ritim tutturamadığından maçı ilk yarıda kıramadı. Sert savunması yüzünden Efes faul problemine erken girince sayı sıkıntısındaki Fenerbahçe serbest atış çizgisine sık gelerek yakın ara giden oyunda kaldı. Düğümün çözümü ise son çeyreğe kaldı. Seneye ailevi nedenlerle Monaco’ya gidecek olan ‘Son Mohikan’ Calathes her zamanki gibi, atarak attırarak, Papagiannis’i pota altında besleyerek devleştirerek, en fazla da Efes’in eline baktığı Larkin’i savunmayla bezdirmesine rağmen ‘küçük dev adam’ Larkin takımı adına son sözü söyleyerek gecenin adamı oldu.
Fenerbahçe’nin pota altını kullanmadan, açık alanda koşup yay gerisinden şut sıkmaya endeksli basketbolu, Panathinaikos oyunu yarı sahaya kilitleyip sete set düşük skora mahkûm edince tuş oldu. Boş şutu bulamayıp, zorlama atışlar da girmeyince çember seni sevmiyor ve maç kazanamıyorsun.
Sahada olumlu yapılanlardan, kayıpları çıkartarak bulunan PIR’de (Performans Verimlilik Puanı) 91-44 geride kalmış olmamız neden kaybettiğimizi anlatıyor. Beş yıl aradan sonra Euroleague’de yarı final oynamak ‘evet ama yetmez’, bu başa güreşen Fenerbahçe’yi kesmez.
SON PERiYOTTA DiNGiNLiĞiMiZi KAYBETTiK
Açılışı Kendrick Nunn’la yapan Panathinaikos 12-0’la maç kontrolünü erken ele aldı. Çembere giderek, ısınan ellerimiz ve bütün gecelerimizin kurtarıcısı Nigel Hayes-Davis’in özel katkısıyla toparlanarak geri gelip oyuna tutunduk.
İkinci yarıda Calathes ve suskun Dorsey de beklenen oyunlarını sergileyince maçı yakaladık. Ancak son çeyrekte dinginliğimizi kaybedince maç kelimenin tam anlamıyla elimizden kaydı gitti. Kısa takımla uzunsuz oynayıp hücum ribaundu alamayınca, kaderini bağladığın üçlüklerde de 35’te 9’da kalınca kazanamıyorsun.
BASKETBOLDA YILDIRIM OPERASYONU ŞART
Basketbola Fransız şube yöneticileri, Aziz Yıldırım eseri Zeljko Obradovic mirasını yediler bitirdiler. Salona sarı duvar ören coşkulu taraftarın enerjisine yazık ettiler. Ancak Aziz Yıldırım başkan, şube yöneticisi Mahmut Uslu, genel manejer Ömer Onan formatında ‘şampiyonluk fabrika ayarları’na geri dönebilir Fenerbahçe. Gerisi yalan olur... Haybeye nümayiştir...
F.Bahçe, İstanbul’da sarı duvar örmüş taraftarlarının önünde kaçırdığı Berlin biletini Monaco’da kazandı. Hem de iç sahada oynanan 18 beşinci play-off maçının hepsini ev sahibi takımların kazanmış olması kabusunu da kırarak! Kanarya müthiş gerilimli maçı 35’te 15 (% 42) üçlük performansıyla, bileğinin hakkıyla kazanıp dörtlü final rezervasyonunu yaptı.
Son maçta 62 sayıda tutarak düşük skorlu yarı saha basketboluna mecbur etmişlerdi bizi. Dün akşamda aynı tarifeyle, kendimizi özgü ‘koş koş at’ hücum basketbolumuzu oynatmadılar. Sakatlıktan dönmüş olan Motley’i tek uzun olarak Motiejunas’ın panzehiri olarak ilk beşe aldı Jasikevicius. Bu şok seçimi Monaco’yu başta telaşa soktuysa da biz erken rotasyona girince tedirginliklerini ilk çeyrek bitmeden attılar. Ligin en iyi kısalarına sahip Monaco el yakan üçlük isabetlerle kaçmaya başladı. Yıldızları James’in skor olarak suskun olduğu fazda, Sestina ve Biberovic’in bank katkısı sayılarıyla oyuna tutunup yakın takipte kaldık.
ELiNE SAĞLIK CALATHES
Oyun iyice karşılıklı ‘sallabol’a dönüştü ikinci yarıda. Hücum ribaundlarını fazla verdiğimiz için ikinci topları da onlar kullandı. Üçüncü çeyrekte beraberliği yakaladığımız noktada korkulan dakikaları başlayan Mike James inisiyatifini koyarak maçı eline aldı. Dış şutlarla oyuna tutunarak nefesimizi Monaco’nun ensesinde hissettirerek tek sayı önde girdik son karar çeyreğine. El üstünden zorlama atışlar, başı boş içeri bireysel dalışlarla oynanan kaosta kimse maçı kıramayınca uzatmaya gidildi.
Sallabolunu iyi savunma yaparak devşirdiği toplarla arkalayan Fenerbahçe’ye uzatmada peş peşe attığı iki üçlükle Berlin biletini kazandıran oyuncu Calathes oldu.
Zenginlik ve pahalılığın başkentinin, Euroleague’de üç yıllık mazisi olan, kendisi küçük hissedilir etkisi büyük ‘ülkecik’ takımı Monaco seriyi 2-2 getirirken Fenerbahçe’nin beş yıllık Dörtlü Final hasretini sonlanamadı. Euroleague’in bireysel anlamda en iyi kısa rotasyonuna sahip konuk ekip gene, iyice sorumluluk almayı kafaya koymuş Mike James, Diallo ve Okobo’yla ürettiği ‘bireysel’ çözümlerle oyuna tutundu.
KISIR VE GERGiN iLK YARI
Erken bitirme telaşımızdan yararlanarak futbol maçı gibi gol sıkıntısı yaşanan kısır ve gergin ilk yarıda Motiejunas ve Hall’u pota altımıza yerleştirerek içerde uzun kalmaya çalışıp bizi uyutma amaçlarına ulaştılar. Marko Guduric ve Scottie Wilbekin’in sıcak elleriyle ve Calathes’in akıl dolu asistleriyle kısır döngüye pansuman yaptık ama öne geçemedik.
SADECE ATARAK OLMUYOR
Saras Jasikevicius’un endişelendiği ‘kendi kendimizle olan telaşlı mücadelemizin’ bir türlü kıramadığımız maçın üçüncü çeyreğinde, enerji yoğunluğuyla beslenen kararlılıkla ve fakat ‘bir bizden bir onlardan’ skor akışıyla kopmadan sürdü. Rakibe geri adım attıramadan kafa kafaya girdik son 5 dakikaya. Kıran kırana geçen gerilimli maç sonunda daha diri ve sert kalan taraf olamadan, sıcak ellerine gereken savunmayı yapamadan göz göre göre Berlin yolumuza takoz koymalarına engel olamadık.
Şimdi enseyi karartmadan Ataşehir havasını Monaco’ya taşıyıp tribünlere sarı duvar örerek ‘Mayısta başkadır Fenerbahçe’ filmimizi mutlu sonla bitirmeye odaklanalım.
Yer aynı, seyirci aynı, 5 yabancı oyuncu tercihli kadroların güç dengesi görece aynı. Peki cuma akşamı play-off’u garantileme rahatlığıyla çıktığı Euroleague maçında tek basketle yenilerek Anadolu Efes’e play-in yolu açan Fenerbahçe Beko’da geceyi kurtarmak için değişen ne olmalıydı? Yanıt: Gerilimi ve sertlik derecesi yüksek savunma yapma motivasyonu.
Söz konusu lig şampiyonluğu olunca ‘gemi azıya alarak’ işi sıkı tutmalıydılar. Fakat koçu Mijatovic ile mükemmel senkronize olan Efes, 3 gün önce olduğu gibi, kendi durağan, kısır skorlu basketbolunu kabul ettirerek, tabir caizse uyutarak yendi Fenerbahçe’yi.
KANARYA'NIN ESKİ TADI YOK
Sayıların ‘bir sizden bir bizden’ gittiği maçın başında Jasikevicius rotasyonu geniş ve yerli oyuncu yoğun tutarak takım enerjisini yüksek tutmayı amaçladı. Ancak başlayan 5’ini sabit tutarak dinginliğini bozmayan Efes, Larkin’in içeri dalışları, pota altında doğru Oturu, Ercan kullanımı ve Beaubois üçlükleriyle oyunu hep yakın ara elde tuttu. Keskin nişancı yokluğundan Tarık Biberovic’in eline kalan Fenerbahçe, Efes’in durağan, ribaundları çekerek 2. şans topları kullanan basketbol temposuna mahkum oldu. Çarelerin kimi tükendiği noktada Wilbekin-Larkin ikili maçına dönüşen oyun sonunda her topun kıymetini bilen Efes’in oldu maç.