Paylaş
Çıkarlarınız için doğayı yok etmeye çalışmanın nasıl da başarısızlıkla sonuçlandığına da tanıklık etmiştik. Şimdi ikincisi sinemalara gelmek üzere. İlk Avatar çıktığında da Dünya gezegeninin büyük bir sıkıntı içinde olduğunu biliyorduk. Ancak şartlar şimdi daha da ağırlaştı.
Yani iki Avatar arasında çalışmalar hız kazansa da Dünya’nın yıkımı ondan da hızlı arttı.
Artık, karbon salımı, küresel ısınma, yeşil ekonomi ve sürdürülebilirlik gündemimizin vazgeçilmezleri.
*
BUSİAD’ın 12. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu da ana tema olarak Sürdürülebilirliğin DNA’sını seçmişti. Dolu bir salonda gerçekleştirilen sunumlardan biri de Prof. Dr. Türker Kılıç’ınki oldu. Beyin ve Sinir Cerrahı olan Prof. Dr. Kılıç, beynimizi tokatladı tabiri caizse.
Prof. Dr. Kılıç, ormanda yan yana olan yaprakların kendilerini biricik kabul ettiklerini ve ormanın onlar için var olduğunu sandıklarını ifade ederken, “Orman yaprak için değil, yaprak orman için...” diyerek bir an önce insan merkezli anlayıştan vazgeçmemiz gerektiğini de anlatmış oldu.
*
“Aradığımız sihir bilimin kendisindedir” diyen Prof. Dr. Kılıç, “Çocukları bilimle modellenmiş zihinlerle yetiştirmek önemli. İnsan, sahip olmak değil, yaşamla bir olmak zorunda. Eskinin yıkıldığı ve henüz yeninin kurulamadığı bir dönemdeyiz. En verimli şey iki kulağınızın arasındaki şey” ifadelerini kullandı.
“Kendinizi geliştirmek istiyorsanız, yanınızdakini geliştirin. Enformasyon işleyen bir sistem içinde er ya da geç zeka üretiyor” sözleriyle damlaya damlaya göl olur diyor sanırım zeka açısından da. Prof. Dr. Kılıç’ın, “Yaşamdaşlık anlayışında, yaşamın hakkını, insan karşısında koruyan bir hukuka ihtiyacımız var. Dünya uygarlığı için de her hücreye ihtiyaç var” sözleri ise kendimizi sınırlamak için zamanın çoktan geldiğine işaret ediyordu.
*
Keyifli, güzel bir sunum oldu. Yani o kadar da önemsememek gerekli kendimizi. Yaşanan küresel ısınmanın aslında sorun çıkardığı tür biziz. Biz olmasak da dünyada yaşam sürmeye devam edecek.
Kalın sağlıcakla...
Paylaş