Western tadında ‘Taht Oyunları’...

Üstün güçlere sahip bir cadı, ‘yalnız kovboy’ gibi takılan bir avcı ve kraliçeyle kiliseyi yöneten patrik arasındaki iktidar savaşı... Western estetiğine sahip bir distopik öykü anlatan ‘Kayıp Dünya’yı ‘Ölümcül Deney’ serisiyle hatırladığımız Paul W. S. Anderson yönetmiş, öykünün iki ana karakterini Milla Jovovich’le Dave Bautista canlandırmış.

Haberin Devamı

Kimi bilimkurgularda sıkça rastladığımız ‘kıyamet sonrası’ bir ortam: Karanlık, cehennemi bir atmosfer ve yönetenlerle onlara köle gibi hizmet eden çoğunluk... Metalik bir hava ve haçlı ordularını hatırlatan kostümleriyle bir grup asker ve başlarındaki kadın yönetici, adeta ‘Jeanne d’Arc’ı andıran bir kadını infaz etmek üzereler. Çünkü o bir ‘cadı’dır... Adı Gray Alys olan bu cadı, ortaçağda hedef gösterilen masum kurbanlardan farklıdır çünkü doğaüstü güçlere sahiptir. Kendine özgü yeteneklerini kullanarak idam sehpasından kurtulur ve kaçar. Öte yandan Gray Alys, kendine özel güçler bahşetmesi için gelenleri geri çevirmez, belli bir ‘bedel’ karşılığı (paradan ziyade kıymetli eşya kabul eder) istenilenleri verir. Nitekim hasta yatağında ölümü bekleyen eşinin ardından tahta oturmayı hayal eden Kraliçe Merlange kapısını çalar. Ona âşık olan ve iktidarın bir parçasına dönüşmek isteyen Jerais de... Bütün hükümranlığın kendine bağlanmasını isteyen kilise, yani başındaki patrik ve himayesindekilerse cadının yok edilmesi ve tahtın kendilerine geçmesi için hamle yapar. Kendi başına buyruk bir karakter olan avcı Boyce’un yoluysa Gray Alys’le kesişir ve ikili ‘Kafatası Nehri’ne giderek asıl büyük tehlikeyi, Sardor adlı yaratığı bertaraf etmek için çabalar...

Haberin Devamı

Yukarıda konusunu özetlediğim ‘Kayıp Dünya’ (In the Lost Lands), ‘Game of Thrones’un yazarı olarak tanınan George R. R. Martin’in kısa öyküsünden sinemaya taşınmış. Uyarlamanın yönetmenliğiniyse ‘Mortal Combat’, ‘Ufuk Faciası’ (Event Horizon), ‘Soldier’ gibi filmlerle öne çıktıktan sonra asıl olarak ‘Ölümcül Deney’ (Resident Evil) serisiyle tanınan Paul W. S. Anderson üstlenmiş. Anderson’la birlikte Constantin Werner’in kaleme aldığı senaryonun ifadesi olan yapım doğrusunu söylemek gerekirse tuhaf bir çekiciliğe sahip. Şöyle ki İngiliz yönetmen bu tür yaratıklı grafik aksiyonların ustası bir isim. Atmosfer yaratmayı ve seyircisini filminin içine çekmeyi bilen bir görselliğin en doğru adreslerinden. Nitekim ‘Kayıp Dünya’da da kayıtsız kalınamayacak bir stil ve özel bir dünya var.

Haberin Devamı

İktidar savaşı

Kadrajları itibariyle aslında bir yanıyla bilimkurgu, bir yanıyla metalik renklerle donatılmış bir western izliyoruz. Büyük bir savaşın ardından kıyamet sonrası ortamda western türüne dair klişelerden oluşan bir anlatı var, lakin senaryonun yüzeyselliği, özellikle de kimi diyaloglarda karşımıza çıkan bu durum biçim ve öz arasındaki mesafenin bir hayli açılmasına neden olmuş. Boyce karakteri gereğinde tabancasına ve tüfeğine başvuran ‘yalnız bir kovboy’ adeta. Gray Alys ise karanlık güçlerin diyarından gelip iyinin yanında olan ve mücadele eden bir karakter. Öte yandan hikâyenin son katmanında iş başka bir türe uzanıyor ve karşımıza ‘Kurt Adam efsanesi’yle bu türün kendine özgü kuralları (ancak gümüşle yok ediliş gibi) çıkıyor. Meselenin ‘Taht Oyunları’ yanına gelince; öyküde Kraliçe’yle patrik arasındaki iktidar savaşını da izliyoruz.

Haberin Devamı

Filmde öyküyü taşıyan iki ana portreden Boyce’u Dave Bautista canlandırıyor. Eski Amerikan güreş şampiyonlarından olan tecrübeli aktör hatırlanacağı gibi ‘Galaksinin Koruyucuları’ (Guardians of the Galaxy) serisindeki Yok Edici Drax karakteriyle öne çıkmıştı. Bautista ‘Kayıp Dünya’da Boyce üzerinden bir western tipolojisini ete kemiğe büründürmekte son derece başarılı. Cadı Gray Alys’te de Milla Jovovich’i izliyoruz. Malum, Ukrayna kökenli yıldız bu tür aksiyonlarda karşımıza fazlasıyla gelmiş bir isim. Burada da Bautista’yla gözü tırmalamayan bir ikili oluşturuyor (bu arada yazının başında ‘Jeanne d’Arc’ı andırma vurgusunu da kendisinin 1999 yapımı ‘Joan of Arc’ta bu tarihi figürü canlandırmasına gönderme olarak hatırlatmak istedim). Filmde Kraliçe Melange’da Amara Okereke’yi, patrikte Fraser James’i, Jerais’te Simon Lööf’ü, patriğin kadın komutanı Ash’te Arly Jover’ı, Mara’da Deirdre Mullins’i, Ross’ta da Sebastian Stankiewicz’i izliyoruz.

Haberin Devamı

Sonuçta çizgi romanlara ya da yeni ismiyle grafik romanlara ilgi duyuyorsanız ‘Kayıp Dünya’ ana hattını western türü üzerinde kuran, büyülü bir dünyayı fonuna yerleştiren, ‘Kurt Adam efsanesi’ne de göz kırpan, izlemesi keyifli ama içeriği görsel ustalığıyla aynı paralellikte seyretmeyen bir film olmuş (finaldeki Gray Alys’le ‘Sardor’un mücadelesi grafik olarak çok güzeldi).

Son bir not: ‘Ölümcül Deney’ serisinin çoğunu izledim ama ilk kez ‘Kayıp Dünya’ vesilesiyle yeni bir bilginin farkına vardım; meğerse yönetmen Paul W. S. Anderson’la Milla Jovovich evliymiş ve çiftin üç çocuğu varmış...

Western tadında ‘Taht Oyunları’...
Ve diğer seçenekler...

◊ Büyük bir yıkımın ardından harabe dünyadan uzaklaşarak bir tuz madeni içinde izole bir hayat kuran ve lüks bir eve dönüştürülen bir yerde yaşayan bir grup insan. Ailenin oğulları bu sığınakta doğmuş ve bütün hayat tecrübesini kendisine aktarılanlardan ve kitaplardan öğrenmiştir. Derken aralarına bir kız katılır ve topluluğun dengeleri değişir. Joshua Oppenheimer’ın yönettiği ‘Son’ (The End) adlı bu distopik müzikalde başrolleri George MacKay, Tilda Swinton, Michael Shannon, Moses Ingram, Bronagh Gallagher ve Lennie James paylaşıyor.

Haberin Devamı

◊ Clover adlı genç bir kadın kaybolan kız kardeşinin izini sürmek üzere arkadaşlarıyla ıssız bir vadiye gider. Terk edilmiş bir ziyaretçi merkezinde karşılaştıkları maskeli bir katille başlayan kâbus, zamanın tekrar eden yapısıyla daha da karanlık bir hal alır. Zaman döngüsü teması etrafında şekillenen ‘Şafağa Kadar’ (Until Dawn) Play Station dünyasının büyük ilgi gören korku oyunlarından sinemaya uyarlanan yapımı David F. Sanderg çekmiş, kadroda Ella Rubin, Michael Cimino, Odessa A’zion ve Ji Young Yoo var.

◊ Haftanın menüsündeki diğer yapımlar şöyle: ‘İçimdeki Mutluluk’ (El Hana El Ana Feeh Yön: Khaled Marei), ‘Öldürdüğün Şeyler’ (Yön: Ali Reza Khatami), ‘Tepe’nin Uşakları 2: Zifin’
(Yön: İsmet Eraydın), ‘Sitare Cin Kraliçesi’ (Yön: Gökhan Aksu), ‘Sürmeli’ (Yön: Mirac Ufuk Öz), ‘Asil Prenses’ (Pysna Princezna/Yön: Radek Beran ile David Lisy). Quentin Tarantino’nun ‘Ucuz Roman’ı (Pulp Fiction), Christopher Nolan’ın ‘Yıldızlararası’sı (Interstellar) ve George Lucas imzalı ‘Star Wars: Bölüm 3-Sith’in İntikamı’ (Star Wars: Episode III-Revenge of the Sith) bu hafta tekrar vizyona çıkan yapımlar arasında. Bu arada Pink Floyd’un 1972’de verdiği muhteşem konserin filmi ‘Pink Floyd at Pompeii MCMLXXII’ (Pink Floyd: Live at Pompeii/Yön: Adrian Maben) de bu hafta gösterimde.

Yazarın Tüm Yazıları