Yalancının mumu

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Uğur Mumcu suikastı sanığı Abdullah Argun Çetin'in idam istemiyle yargılanmasına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlandı.

Perşembe günü yapılan ilk duruşmada sanık Argun Çetin, daha önceki açıklamalarını inkâr ederek, ölüm tehdidi altında olduğunu, bu nedenle konuşamayacağını söyledi.

Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz'in, hakkında ruhsal rahatsızlık geçirdiğini belgeleyen raporlar bulunduğunu hatırlatması üzerine de ‘‘Daha önce ruhsal tedavi görmedim!..’’ dedi.

Davaya müdahil olarak katılan merhum araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'nun kardeşi Avukat Ceyhan Mumcu, sanığın aklı başında biri olduğunu ve doğruları söylediğini savundu. Ancak mahkeme, Abdullah Argun Çetin'in Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde gözlem altına alınmasına karar verdi.

Bugün size, yıllardır kamuoyunu meşgul ettikten sonra, şimdi de yargıyı oyalamaya çalışan bu teşhirci kişilikle ilgili iki tanık ifadesi sunuyorum. İlk ifade Ruh Hekimi Kemal Aydınalp'e ait. Bakın Doktor Aydınalp onun için neler söylemiş:

‘‘SOSYOPATİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU’’

‘‘Argun Çetin isimli hasta, bana ilk olarak 1981 yılında geldi. O sırada henüz 19 yaşında idi. Kendisini getiren babası Osman Çetin, oğlunun eğitimine devam edemediği gibi, belirli bir işte de çalışamadığını ve evden bazı şeyleri çaldığını söylüyordu. Bu şikâyetlerle başladığımız tedavi, ertesi yıl da sürdü. Babası, sorun çıkarttıkça onu bana gönderiyordu. Babası adına çek düzenlediğini, borç takıp ödemediğini, işten çıkartıldıktan sonra yeni bir işe girmemek için direndiğini biliyorum. Hastayla olan görüşmelerimiz, 1981 ve 82 yıllarında kayıtlı olarak gerçekleşti. Babası ile aynı sosyal kulüpte üye olduğumuzdan, ilerleyen yıllardaki görüşmelerimizi kaydetme gereğini duymadım. Hasta hakkındaki teşhisim, 'sosyopatik kişilik bozukluğu'dur.’’

Şimdi de bir başka ifade okuyacağız. Bu ifadeyi veren kişi ise H.A. isimli bir kadın. Önemli bir kamu kuruluşunda çalışan H.A., ‘‘Uğur Mumcu suikastı’’na iştirak ettiğini söyleyen Abdullah Argun Çetin'le kısa süren bir arkadaşlık dönemi yaşamış. İşte H.A.'nın ifadesi:

‘‘23 Nisan 1998'de bir arkadaşımla birlikte Ankara'daki Metropol Sineması'na gitmiştik. Argun Çetin ile orada tanıştım. Yanımdaki koltukta oturan Çetin, daha önce yüzbaşı rütbesiyle Silahlı Kuvvetler'de görev yaptığını, iki yıl süreyle askeri ataşe olarak Afrika'da bulunduğunu, sonra istifa ederek ordudan ayrıldığını ve halen turist rehberi olduğunu söylüyordu. Böylece başlayan arkadaşlığımız zamanla ilerledi. Ancak bir gün, benden 1 milyon lira isteyince hakkında kuşkulanmaya başladım. Kaldığı otele 17 milyon lira borç takıp ayrıldığını öğrendiğimde kuşkularım artmaya başladı. Bu arada otelden ayrılıp benim evime taşınmıştı. Günün birinde Romanya'ya gideceğini söyleyerek 600 dolar vermemi istedi. Parayı vermediğim takdirde beni ve bir yakınımın 5 yaşındaki çocuğunu öldüreceğini söylüyordu. Çok korkmuştum. Direnince üzerime saldırıp ameliyatlı burnumu sıkarak boğmaya çalıştı. Ardından çantamdaki tüm paramı, kolumdaki künyeyi ve komodindeki ziynetimi aldı. Ayrıca zor kullanarak, bankamatik yoluyla hesabımdan 60 milyon lirayı çektirdi.

Amerika'da antiterör eğitimi aldığını ve yanında bir aileyi yok edecek kadar bomba bulunduğunu söylediği için paniklemiştim. Bu nedenle karakola yaptığım şikâyeti de geri almak zorunda kaldım. Daha önceki konuşmalarımızda Abdullah Çatlı, Oral Çelik ve ‘Yeşil' kod isimli Mahmut Yıldırım'la ilişkisinin olduğunu iddia ederek ‘Ben devletim, beni bana mı şikâyet edeceksin?' demişti.’’

DOLANDIRICILIKTAN SABIKALI

Evet talihsiz kadın H.A., idam istemiyle yargılanan sanık Abdullah Argun Çetin'le yaşadığı serüveni bu şekilde anlatıyor.

İfadelerdeki şaşırtıcı ayrıntılar, doktorunun ‘‘sosyopatik kişilik bozukluğu’’ teşhisini koyduğu Argun Çetin hakkında bu köşede yazdıklarımızın ne kadar doğru olduğunu belgeliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri'yle hiçbir ilişkisi bulunmamasına karşın, sağda solda ‘‘yüzbaşılıktan ayrıldığı’’ yalanını söyleyen bu dengesiz kişilik, belki tipik bir deli değil ama, tipik bir dolandırıcı...

ARENA ekibi, araştırması sırasında onun dolandırıcılık suçundan cezaevinde yattığını ve kredi kartını kullanarak, erkek kardeşini bile çarptığını ortaya çıkardı.

Kamuoyunu hezeyanlarıyla oyalayıp, araştırmacı gazeteciliğin önderi Uğur Mumcu'nun gerçek katillerinin bulunmasını engelleyen Abdullah Argun Çetin, artık yüce yargıya hesap veriyor.

Bakalım bu müthiş yalancının mumu ne zaman sönecek?

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin kliniklerinde mi, yoksa yüce yargının şaşmaz terazisinde mi?

Hep birlikte göreceğiz.



Yazarın Tüm Yazıları