Önce zihniyet değişmeli

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Dolmabahçe Sarayı'ndaki rezaletin yankıları hâlâ sürüyor. Hele saray bodrumunun içler acısı görünümünden sonra, Askeri Müze'de kültür varlıklarına gösterilen özenin Arena'da ekrana getirilmesi, kamuoyunun tepkisini daha da artırdı.

Şimdi seyirci soruyor:

‘‘Dolmabahçe Sarayı'nın bodrumundaki tarihi eşyalar çürürken, Askeri Müze'nin bodrum katındakiler, nasıl korunuyor? Öyle ya, ikisi de bodrum!..’’

Bugün size bu sorunun yanıtını kolaylaştıracak ilginç bilgiler sunuyorum. Aşağıdaki tabloyu gördükten sonra, şaşkınlıktan ağzınızın bir karış açık kalacağına bahse girerim!

ŞAŞIRTAN RAKAMLAR

Efendim, Dolmabahçe Sarayı'nın bakım ve onarımı için bir vakıf kurulmuş. Saraya gelen ziyaretçilerin giriş ücretleriyle gelir sağlayan bu vakfın adı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı, İstanbul Şube Müdürlüğü... Vakıf, Milli Saraylar Daire Başkanlığı'na bağlı olarak çalışıyor. Vakfın kadrolu 60 çalışanı var.

Gelelim, Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nın bu yıl içinde, onarım hizmetleri için çalıştırdığı teknik eleman ve işçi sayısına... Şimdi sıkı durun, 1998 yılında, yevmiye ödenerek iş yaptırılan teknik eleman sayısı 650!.. (Bunlar arasında akrabalık bağlantılarıyla işe alınan kişiler var!)

Milli Saraylar Daire Başkanlığı, bünyesindeki köşk ve sarayların bakımı için asıl yüklü ödeneği, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden sağlıyor. Hemen 1997 yılı bütçe rakamlarını veriyorum:

Meclis'ten sadece personel harcamaları için 2 trilyon 200 milyar lira civarında bir ödenek gelmiş. Yatırım, yani bakım ve onarım için ayrılan para ise 670 milyar lira... Bunun sadece 150 milyar liralık bölümü harcanmış! Personel ve yatırım giderleri için ayrılıp da, bir sonraki yıla aktarılan paranın toplamı 1 trilyon liradan fazla!

Peki, Dolmabahçe Sarayı'nda yüzlerce tarihi değer taşıyan kültür varlığı çürümeye terk edilmişken, yetkililer bu yatırım harcamalarını nerelerde yapmışlar? Sırasıyla sayalım:

- Fatih'teki bir türbenin çatı onarımında,

- İstanbul Vilayet Binası'ndaki koltukların tamiratı ve tavandaki kalem işlerinin yenilenmesinde,

- Dolmabahçe Camii'nde görev yapan hocaların lojmanlarındaki tadilat işlerinde,

- Selamiçeşme'deki Filizi Köşk'ün onarımı ile TBMM Vakfı'nın burada vereceği kokteyllerde kullanılmak üzere, amerikan bar yapımında. (Filizi Köşk, emekli parlamenterlerin dinlenme tesisi olarak kullanılıyor!)

- Florya'da bulunan ve Meclis personeline tahsis edilen tesislerdeki tadilatta,

- Yıldız'daki Lojmanlar Sitesi'nde, milletvekili çocukları için yurt binası yapımında,

- Beşiktaş'taki Parlamenterler Konuk Evi'nde gerçekleşen bazı onarım işlerinde,

- Bir üniversitenin bünyesinde yer alan, profesörler ve öğretim üyelerine ait ‘‘dinlenme köşkü’’nün onarımında,

- İzmir-Alsancak'ta, parlamenterlerce kullanılan köşkün tadilatında. (Açılışa katılan bazı konukların uçakla gidiş-geliş ücretleri ve kokteyl harcamaları, TBMM Vakfı'nca karşılanmış!)

- Yalova'da milletvekilleri ve Meclis çalışanları için hazırlanan dinlenme tesisinin yapımında.

Aldığımız bilgilere göre, milletvekilleri ve Meclis çalışanları için bunca para harcanırken, Dolmabahçe Sarayı'nda, kalemkârlık işleri de dahil olmak üzere, hiçbir ciddi onarım çalışması gerçekleşmemiş! Bu arada harabeden farksız bir durumda olan Maslak Kasrı'na da, dostlar alışverişte görsün kabilinden, bir iki müdahalenin dışında el sürülmemiş. Yağmur suları halen kasrın içine akıyor!

Gördüğünüz gibi, Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nda para var, eleman ise istemediğiniz kadar!

Eksik olan şey, Harbiye'deki Askeri Müze'de egemenliğini sürdüren zihniyet...

Askerler, bu kadronun ve ödeneğin belki de onda biriyle, koruma altına aldıkları 50 bin tarihi objeyi özenle saklıyor, 5 bin parçayı da gururla teşhir ediyor. Bu açıdan bakıldığında, Dolmabahçe Sarayı'ndaki rezalete el koyan TBMM Başkanı Hikmet Çetin'in işi hiç kolay değil!

Çünkü zihniyeti değiştirmek, tarihi yapıları onarmaktan daha zordur. Yine de iyi niyetli yaklaşımına teşekkür ediyor ve ‘‘Dolmabahçe Sarayı Operasyonu’’nda başarılar diliyoruz.













Yazarın Tüm Yazıları