Attilâ İlhan'ı seyrederken

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Bugün size, yıllardır zevkle seyrettiğim bir televizyon programından söz etmek istiyorum. Programın adı, ‘‘Attilâ İlhan'la Zaman İçinde Bir Yolculuk...’’

Program, TRT-2'de cumartesi akşamları yayınlanıyor, sonra diğer TRT kanallarında, ama belirsiz gün ve saatlerde tekrarlanıyor.

‘‘ZAMAN İÇİNDE BİR YOLCULUK’’

Tek kamerayla görüntülenen yapımda Attilâ İlhan, harikulade Türkçesiyle seyircileri ekrana mıhlayıp, zaman içinde unutulmaz bir bilgi yolculuğuna çıkarıyor. Bazen yakın tarihimizden çarpıcı bir kesit yansıtıyor, bazen de sosyalist gerçekçiliğin yılmaz savunucusu, ama aynı zamanda ‘‘milli’’ci ve jakobenlikten uzak Kemalist bir aydının kültür imbiğinden süzülen eşsiz sentezler sunuyor. Her biri kasetlere kaydedilerek, okullarda ders olarak gösterilmesi gereken bu konuşmaları yaparken asla bilgelik taslamıyor, aksine en güzel aşk şiirlerine imza atan romantik şairin usta ve dostça yaklaşımıyla, ağzından bal damlatarak bizimle paylaşıyor.

Programın tiryakileri, yaklaşık 20 dakikalık sürenin nasıl geçtiğini fark edemedikleri gibi, ülkemizin güncel sorunlarının geçmişteki köklerini görüp, doğru çözüm yollarının neler olduğunu kavrama olanağını buluyorlar.

‘‘Attilâ İlhan'la Zaman İçinde Bir Yolculuk’’un öyküsü, beş yıl önceye dayanıyor. O tarihte yapılan anlaşmaya göre TRT; İlhan'dan 13 bölümlük konuşmalar istiyor. Ancak program öylesine büyük ilgi görüyor ki, TRT yönetimi her yıl sözleşmeyi yenilemek zorunda kalıyor. Üstelik ilk dönemde 10-12 dakika olan program süresi, giderek 15, sonra da 20 dakikaya çıkıyor.

‘‘Zaman İçinde Bir Yolculuk’’ için TRT'nin uygun gördüğü gün ve saat, kanımca kötü bir planlama sonucunda seçilmiş. Çünkü cumartesi akşamları, TRT-2 seyircileri için ideal bir program seyretme zamanı değil. İnsanlar genellikle sosyal veya sanatsal etkinlikleri izlemek ya da eğlenmek amacıyla dışarıda oluyor. TRT'nin program planlayıcıları da bu yanlışlığı fark etmiş olmalılar ki, ‘‘Zaman İçinde Bir Yolculuk’’ hafta içinde TRT-INT ve TRT-3'te tekrarlanıyor. Ama bu kez de gecenin çok geç saatlerinde!..

Programın prodüksiyonunda da belirgin bir özensizlik gözleniyor. Örneğin son bölümde Attilâ İlhan'ın kravatına tutuşturulan mikrofon düşecekmiş gibi duruyor, gizlenme gereği duyulmayan kablolar da seyircinin gözüne batıyordu.

Q FAKTÖRÜ

Televizyonda konuşan kişinin kimliğini, gözleri ve ses tonu belirler. Biz profesyoneller buna ‘‘Q faktörü’’ diyoruz. Eğer konuşmacının ‘‘Q faktörü’’ olumlu ise, seyirci o kişiyi ilgiyle izler ve beğenir. Olumsuz bir izlenim alırsa, adını koyamadığı rahatsızlık duygusunun etkisiyle, hemen başka bir kanala geçer. Yani o kişiye, kötü not verir.

Attilâ İlhan'ı okurları yıllardır şapkasıyla çektirdiği fotoğraflarından tanırlar. Büyük yazar, bu nedenle TV programlarını da şapkasını çıkartmadan sunuyor. TRT-2 stüdyosundaki ışıklandırma tavandan yapıldığı için, bir belgeyi okurken öne eğildiğinde yüzüne gölge düşüyor ve gözleri siyah bir bantın altında kayboluyor. Böylece ‘‘Q faktörü’’ belirsizleşiyor.

Oysa çekimlere özen gösterilmiş olsa, tavan yerine aşağıdan verilecek yumuşak bir ışık dolgusu, saydığım tüm sakıncaları ortadan kaldırır ve İlhan'ın ‘‘Q faktörü’’ hak ettiği en olumlu düzeye ulaşırdı.

‘‘Zaman İçinde Bir Yolculuk’’un dekoru ve tek kamerayla yapılan çekimleri de başarısız bir televizyonculuk örneğini sergiliyor. Attilâ İlhan'ın oturduğu masanın çevresinde yavaşça yapılacak kamera hareketleri, seyircinin ilgisini artırabilir.

Programcılık atağına geçen TRT'nin elinde Attilâ İlhan gibi müthiş bir yaratıcı deha var. Ancak onun Türkiye'deki sosyal patlamaları yıllar öncesinde gözleyip, çarpıcı bir üslupla romana yansıttığı ‘‘Kurtlar Sofrası’’ adlı eseri, ilan edildiği halde yayın günü ekrandan çekildi. Acaba neden?

Sadece TRT yönetimi değil, hepimiz, Attilâ İlhan gibi kategorize edilemeyen ve çevresine sürekli aydınlık saçan üretken bir aydına sahip olmakla kıvanç duymalıyız.

Ve hak ettiği değeri, ona sağlığında vermeliyiz.

Haydi sevgili TRT yöneticisi arkadaşlarım. Kolları bu büyük usta için sıvayın bakalım.













Yazarın Tüm Yazıları