Ruh ikizinin gözleri

Bir kadın arkadaşım, âşık olduğu erkekle tanışma anını şöyle anlattı: “Gözlerine baktım ve kendi gözlerime bakıyormuş gibi oldum.”

Haberin Devamı

Vay. Romantik olduğu kadar ürpertici bir deneyim bu.

İnsanın bir başkasının yüzünde kendi gözlerini görmesi sarsıcı bir şey.

Gözler ruhun dışa açılan pencereleri olduğuna göre, arkadaşımın baktığı kendisininkine çok benzeyen bir ruh. Tanıştığı kişi de bir nevi ruh ikizi.

Bir başkasının gözlerine bakıp kendi gözlerine bakıyormuş gibi olduğunda geçmiş olsun, artık geri dönüşsüz bir maceraya dalar.

İki insanın arasında bir evren doğmuştur bile. Bir şey yaşansa da yaşanmasa da o evren var olmaya devam edecektir. Bütün parametreleri, kuarkları, olasılıklarıyla...

Akılımızdan atamadığımız bir ihtimal, potansiyel bir yaşanmışlıklar silsilesi gelecek gözlerinizin önüne. Şartlar birleşmeye izin vermiyorsa bile geleceğinizin artık yeni bir evrenin içinde şekillendiğini içgüdüyle anlayacaksınız.

Bir başkasının yüzünde kendi gözlerimizi görmek, güneş sistemine bakışımızı temelli değiştirir. Teleskopu yeniden ayarlayıp hesapları gözden geçirmemiz gerekecektir.

Ruh ikizimiz bize benzeyecek diye bir şart da yok. Farklı dağlardan akmış iki nehir, farklı iklimlerde yetişmiş iki çiçeğiz ne de olsa. Aynı ruh ikliminden birimiz çöl diğerimiz vaha yaratmış olabilir.

Herkes bilir ki ruh ikizleri şehir olsalar İzmir ve Selanik gibi olurlar. Hem inanılmayacak kadar benzer hem de insana keder verecek kadar farklı.

Birinin gözlerine bakıp kendi gözlerimize bakıyormuş gibi olduğumuzda o kadar şaşırırız ki, benzerliklere değil farklara odaklanır gözümüz.

Ruh ikizimiz bizden en farklı olandır. İkiz olmamız en küçük farkı bile görünür kılar çünkü.

Bu yüzden de aldatıcıdır. Avucumuzun içi gibi tanıdığımızı sanırken sonunda çok pis yanılabilir de insan.

Yine de sadece o anı yaşamak bile bütün bunlara değer. “Gözlerine baktım ve kendi gözlerime bakıyormuş gibi oldum” diyen kişi, dünyada ve ahrette yalnız olmadığını kesinkes anlamıştır. Artık bunu elinden kimseler alamaz.

Haberin Devamı

Cumhuriyetin sonbaharı

Romanın tanıtımı için katıldığım söyleşilerde dile getirmeye çalıştığım fikirler meğer birkaç ay önce kitap olmuş.

Deneyimli gazeteci Merdan Yanardağ “1. Cumhuriyetin Sonbaharı” adlı kitabında 1923 Cumhuriyetini sona erdirmek için yapılanları anlatıyor.

Okuyunca Büyük Ortadoğu Projesi, Türkiye’nin rolü, bu rolü kabul edelim diye yapılanlar ve Ergenekon olayının asıl nedenleri hakkında aydınlanıyorsunuz.

Anlıyorsunuz ki Mustafa Kemal mirası durduğu sürece bazılarına rahat yok.

Şaşkınlığınız daha da artıyor: “Aydın” geçinenlerin bu kadar bariz gerçekleri görmemeyi nasıl başardığına aklınız ermiyor.
 
İncir çekirdeği

Her sevda yeni bir kâinata giriş biletidir.

Yazarın Tüm Yazıları