Paylaş
Eskiye nazaran bayağı bir yol aldık. Türkiye’nin aldığı yolu rakamlar da kanıtlıyor zaten...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, birkaç gün önce 6. Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgüdüm Kurulu Toplantısı’ndaydı.
Soylu, yaptığı konuşmada yeni projeler, iyileştirilen karayolları ve artan acil müdahale imkanlarıyla trafik kazalarında ciddi bir azalma sağlandığını açıkladı.
BM Genel Kurulu’nun “2011-2020 arasında trafik kazalarındaki ölüm vakalarının yüzde 50 azaltılması” hedefini tutturabilen iki ülkeden biri olmamız da başarının kanıtı...
Bir eğitimci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki trafik eğitimi mutlaka küçük yaşta başlamalı. Çünkü çocuklar, gerekliliği ve sebebini küçükken öğrendikleri kuralları, büyüdüklerinde de unutmuyor.
Yetkililer de trafik bilincini küçük yaşta oluşturmak için gerekli adımı attı, çok önemli bir projeyi hayata geçirdi.
Hazırlanan “trafik eğitim parkları” ülke çapında hızla yaygınlaşıyor.
Bu yıl itibarıyla 6 ilde daha park yapımı tamamlandı. 25 ildeki parklarda yenileme yapıldı. 24 ilde ise yapımı sürüyor. Şu ana kadarki toplam park sayısı 134’ü buldu. 127’sinin de 2023’e kadar bitirilmesi planlanıyor.İşin güzel yanı, çocuklar oyun oynar gibi bilinçleniyor, sıkılmıyor, trafik polisleri eşliğinde yonca kavşak, yaya geçitleri, yaya üst geçitleri ve kavşaklarda hangi kurullara uymaları gerektiğini uygulamalı biçimde öğreniyor.
Bu tarz projelerin artması, her konuda çok daha bilinçli bir kuşak yetişmesi hepimizin arzusu...
Umarım benzer projeleri, güzel haberleri peş peşe okumaya, paylaşmaya devam ederiz.
Komplo teorisine doyduk
Allah’a şükür herkesin Covid-19 aşısı hakkında fikri var! Hatta onlar her şeyi doktorlardan, bilim insanlarından iyi biliyor.
Haftalardır komplo teorileri havada uçuşuyor. Kimi “Aşı 3’üncü faz çalışmaları tamamlanmadan yapılıyor, kobay mıyız?” diye feryat figan, kimi “Bize çip takacaklar” paranoyasında...
Onlara en güzel yanıt Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan geldi.
Koca, Çin aşısıyla ilgili teoriler, itirazlar karşısında: “Türkiye bu kadar zavallı mı? Sonuçlarını bilmediğimiz aşıyı 83 milyona yapacağımızı mı düşünüyorsunuz?”
Doğru söze şapka çıkartılır. Açıkçası korona korkusundan aylardır kabuslar gören ben, sıra bana gelir gelmez gidip aşımı yaptıracağım. Hem sağlık çalışanlarına hem de devletime inancım, güvenim tam.
Boşuna dememişler “Reklamın iyisi kötüsü olmaz” diye
Öykü Çelik adı nicedir duyulmuyordu.
Pandemi döneminde gündeme geldi, o da yasaklara rağmen yapılan partilerin değişmez ismi olarak!
Ben dahil Kelebek yazarlarının sık sık “umursamazlığı” sebebiyle eleştirdiği Çelik, son olarak eskisini de aratacak bir konuyla gündemin ilk sıralarına geçip oturdu.
Oyuncu şöyle buyurdu: “Ben Karadenizliyim. Mini etek giymiş kızla benim kültürüm aynı mı!”
Kültürü de etek boyuna indirgedi ya, pes... Başkasının etek boyundan kime ne? İstersen giyersin istemezsen giymezsin.
Her neyse, öyle ya da böyle, oyunculuğuyla değil ama Öykü Hanım bir şekilde hep gündemde. Sonunda amacına da ulaştı.
Reytingin kokusunu kilometrelerce öteden alan Acun Ilıcalı, sansasyonel sözleri ve mesajlarıyla düzenli biçimde karşımıza çıkan Çelik’i fark etti. Direkt “Survivor” teklifi götürdü. Tabii ki beklenen fırsat kaçırılmadı, Çelik “evet” deyip yeni kadroya ekleniverdi.
Yani reklamın iyisi kötüsü olmuyormuş, bunu bir kere daha gördük. Ama herkes tercih eder mi, hiç sanmıyorum. Zira kötü reklamın ömrü de kısa, bir “Survivor”lık canı var.
Paylaş