◊ Aslıcım acın çok taze, başın sağ olsun...
- Çok teşekkür ederim Tülay... Allah kimseye bu acıları yaşatmasın. Ölümün bile hayırlısı dilenir ya, doğru. Öyle ani oldu ki... O yüzden kabullenemiyor insan.
◊ Annenle baban olabildiğince izole yaşıyorlardı diye biliyorum.
- Öyleydi zaten. Abim (Saruhan Hünel) ve ben bile “taşıyıcı olabiliriz” korkusuyla onları çok sık ziyaret etmiyorduk. Deniz kenarında bir yazlık evleri vardı, orada kalıyorlardı. Ekim ayına kadar da her şey yolundaydı.
◊ İşler ne zaman kontrolden çıktı?
- Bir gün babam aradı, nezle olduğunu söyledi. Market alışverişine çıkmış, dönüşte yağmura yakalanmış. “Herhalde o gün üşüttüm biraz, hastayım” dedi.
◊ Nezle olduğunu söylediğinde hiç aklına korona olabileceği gelmedi mi?
- Düşmez olur mu? “Baba emin misin? Bir test yaptır” dedim. “Yok, ilaç aldım” diye diretti.
Dünya pandemide ikinci dalga kaosu yaşarken havalimanlarında neler olup bitiyor, Avrupa’da durum ne, yeni önlemler var mı diye de meraktaydım açıkçası...
YOLCU AZLIĞI YÜZÜNDEN UÇUŞLAR BİRLEŞTİRİLİYOR
Amsterdam’a ulaşım için her zamanki gibi yine Türk Hava Yolları’nı tercih ettim.
Uçaklarda yoğunluk devam ediyor ama sebep eski hareketliliğe dönülmüş olması değil. Seyahat edenlerin sayısı ciddi biçimde azaldığından uçuşlar birleştiriliyor.
Mesela ben bilet alırken, o gün için 2 ayrı sefer vardı ama sonrasında yolcu azlığından dolayı iki uçuş birleştirildi.
Hâl böyle olunca da çoğu zaman uçak saatiniz değişiyor, planlanan saatte uçamayabiliyorsunuz.
Yola çıkma hazırlığı yapanların bunu göz önüne almasında fayda var.
UÇAKTA VARDİYALİ YEMEK DÖNEMİ
◊ Bursa’da yeşilinden kültürüne, binalarından hanlarına büyük bir dönüşüm başlamış. Böyle geniş çaplı bir projeler zincirine neden gerek duyuldu?
- Şöyle bir girizgah yapayım. Türkiye’nin 81 ili, 925 ilçesi ve hepsinin de çok ciddi özellikleri var. Ama Bursa gerçekten farklı, gerçekten çok özel bir şehir.
◊ Nedir onu diğer şehirlerden farklı kılan? Sonuçta sizin de dediğiniz gibi Türkiye’nin her köşesi ayrı bir değer...
- Bursa, Osmanlı’yı kuran, Osmanlı’ya dair ciddi izler taşıyan bir şehir. Ama hepsi bu değil tabii... Şehir, Osmanlı’dan önce de farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış. İznik’i gördünüz, tam anlamıyla bir açıkhava müzesi hüviyetinde. Ama şu ana kadar ciddi mesafe alamamış, hak ettiği ilgiyi görmemiş.
Dünya Göçebe Oyunları gibi organizasyonlarla, orada yaptığımız bazı restorasyonlar ve sahil düzenleme çalışmalarıyla kendini toparlamaya başladı gerçi... Restore etmek falan güzel ama yine de bunları dünyaya tanıtmadan olmaz.
◊ Yani diyorsunuz ki şehir genelinde başlatılan dönüşüm yeterli değil. Ne yapacaksınız o halde?
- Onun için de bazı girişimlerimiz var. Güney Kore, Japonya, Malezya ve Endonezya’da fuarlara katıldık, görüşmeler yaptık, büyükelçiler aracılığıyla çeşitli firmalarla bir araya geldik. Güney Kore’de bir ajansla anlaşıp tanıtım faaliyetini başlattık. Oradan turizm acenteleri, hatta YouTuber’lar bile getirdik.
◊
Cumhuriyete uzanan destansı yolculuğun birbirinden özel kareleri, 29 Ekim kutlamaları kapsamında İstiklal Caddesi ve Galata Köprüsü’nde sergilenmeye başlandı.
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, serginin açılışında yaptığı konuşmada, İstiklal Caddesi’nin önemini de vurguladı. Yıldız, “Caddeye ‘İstiklal’ adı Kurtuluş Savaşı’nın sonunda verildi. Biz de belediye olarak Kurtuluş Savaşı’nı anlatan sergimizi vatandaşımızla burada buluşturduk” dedi. İkinci sürpriz ise 29 Ekim’e özel çıkarılan Beyoğlu Gazetesi’ydi.
Kapağında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı ile onun unutulmaz “Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözünün yer aldığı gazetenin kendisi kadar dağıtım şekli de etkiledi beni... Vatandaşların önceki gün Taksim Meydanı’nda “Yazıyor yazıyor, yarın Cumhuriyet’in ilan edileceği yazıyor” diye bağırarak koşan çocukları gördüklerinde şaşkına dönmüş olduklarına şüphem yok. Kendilerine uzatılan gazeteye baktıklarında da birçoğunun duygulandığından adım kadar eminim.
Şahsen o çocukların fotoğraflarına bakmak bile benim gözlerimi yaşarttı.
Dünya pandemiye rağmen Sakarya’da buluştu
İki teker tutkunları geçen hafta sonu Sakarya’da bir araya geldi. Ama bu kez ortalık sessiz sedasızdı. Çünkü yarışanlar egzoz sesleriyle kulakları sağır eden motorcular değil dünyanın dört bir yanından gelen bisiklet sevdalıları oldu.
Şehir, üç gün boyunca
◊ Birçok müzisyen gibi sizin de aylardır sesiniz sedanız çıkmıyor. Nasıl geçiyor pandemi günleri?
- Mart sonu, nisan başı gibiydi. Sabahattin Ali’nin “Aldırma Gönül” oyununun Türkiye turnesindeydik. En son Samsun’da sahneye çıkmıştık. İstanbul’a döndükten sonra pandemi nedeniyle iki ay hiçbir şey yapamadım. Aslında bu süreç, benim için bir eğitim ve bilinçlenme süreci oldu diyebilirim.
◊ Ne tür bir bilinçlenmeden bahsediyorsunuz?
- Malum 3 ay eve kapandık. Başlarda neler olup bittiğini idrak etmeye çalıştık, sonra karamsarlık dönemi ve arkasından kabulleniş geldi. Ben ondan sonra da süreci nasıl verimli hale getiririm diye düşünmeye başladım.
◊ Bu yol mutfaktan da geçti mi? Malum, o dönemde mutfağa girip ekmek, börek yapmayana uzaylı gözüyle bakılıyordu.
- Tabii ki... İdrak sürecinde herkes gibi ekmek yapma, yemek pişirme çabaları falan bende de oldu. Ama şöyle bir avantajım vardı, müzik stüdyom yan tarafta. Aynı zamanda küçük bir televizyon stüdyomuz var. Yukarısı yaşam, aşağısı çalışma alanıydı.
◊
Bu da turizmin gelişmesini, turist sayısının günden güne artmasını sağlıyor.
Şehirde 2000’li yılların başında 2000 olan yatak kapasitesi bugün itibarıyla 40 bini geçmiş.
Bu rakamda Sümela Manastırı’nın payı büyük.
Geçen yıl göreve başlayan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, “Avrupalı turistleri Trabzon’a çekecek altyapıları oluşturmamız lazım” diyor ve ekliyor:
“Sümela Manastırı’mız Trabzon’un batıda da en çok bilinen mekanı. Orada ciddi bir restorasyon yapılıyor. Yeni düzenlemeler de söz konusu... İsteyen herkes aracıyla yukarı kadar çıkabildiği için orada acayip bir trafik oluşuyordu mesela... Yolun iki tarafına park edilmesi kaos yaratıyordu. Bu sene aşağıda büyük otoparklar yaptık. Önümüzdeki yıldan itibaren Büyükşehir olarak insanları ringlerle taşıyacağız.”
◊ “Neler Oluyor Hayatta” yayınından az önce çıktın. Program takip ettiğim kadarıyla gayet güzel gidiyor, kutlarım.
- Teşekkür ederim. Evet, çok iyi gidiyor. Sağ olsun izleyicimiz bizi hiç yalnız bırakmıyor.
◊ Korona tüm dünyanın rutinini bozsa da sizin ekibi yolundan alıkoyamadı. Kısıtlama sürecinde bile ara vermediniz.
- Yok, hiç ara vermedik.
◊ Kimi korkudan kimi de yasaklardan dolayı evine kapanmışken, sen virüsten ötürü hiç tedirginlik duymadın mı peki?
- Kanal yönetimi bize müthiş sağlıklı bir ortam sağladı. Yapımcımız Hülya Sepken’den teknik ekibimize kadar herkes çok değerli, hepsi de gerçekten işini layığıyla yapan insanlar. Ve hepsi de bu konuda çok hassas davrandı. Çok şükür en ufak bir sağlık sorunu yaşamadık. En azından şu ana kadar. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde devam eder.
◊ Hakan Ural, sokaktaki insanın Hakan Abi’si mi oldu? Kime senden bahsetsem “abi” diyor.
- Estağfurullah...
Genel Başkan Mehmet Ali Dim’in çabalarıyla 14 Ekim 2019’da kurulan KGK, hem Türkiye özelinde hem de dünya genelinde kısa sürede başarılı çalışmalara imza attı.
Ankara’da genel merkez binası ve İstanbul’da bir çalışma ofisi bulunan konsey, 79 ilimize de temsilci atadı.
Yanı sıra 34 ülkede temsilcisi bulunan KGK, yaygın, yerel ve dış medyayı bünyesinde barındıran ilk ve tek basın meslek örgütlenmesi olarak yoluna devam ediyor.
Küresel Gazeteciler Konseyi’nin bir önemli misyonu da Türkiye aleyhindeki olumsuz propaganda ve algı faaliyetlerine karşı tepki ve eylem ortaya koyabilmek amacıyla, her türlü medya aracını da kullanarak ülkemizin kamu diplomasisi faaliyetlerine destek vermek...
Böyle bir oluşumda görev almaktan gurur duyuyor, bu vesileyle hem yönetimimizin hem de üyelerimizin birinci yıl dönümünü kutluyorum.
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Veliler servisten kaçıyor
Okullar açıldı ve yeniden yüz yüze eğitime başlandı. Gerçi Milli Eğitim Bakanlığı pandemiden dolayı okula gitmeyi zorunlu tutmuyor, kararı ebeveynlere bırakmış durumda.