Hayatın İçinden

Tuğrul ŞAVKAY
Haberin Devamı

Cuma yazıları

DİKKATLİ okuyucular, yeni yılda cuma günkü 'Hayatın İçinden' köşesinin özel bir düzeni olduğunu fark etmişlerdir sanırım. Bugün köşemde tartışmalı konulardan uzak durmaya çalışıyorum. Cuma, hafta tatilinin arifesi. İki günlük tatil için yapılmasını önerdiğim konuları bu köşeye taşımak bana İstanbul’un sorunlarını tartışmaktan daha çekici geliyor.

Hafta tatilinde ne yapılır? Herkes için bu sorunun cevabının farklı olduğunu biliyorum. Ben elbette kendi önerilerimi gündeme getirmekle sınırlıyım.

Mesela İstanbul’u gezmek bana çok cazip gelen işlerden biri. Kendini hafta içi yorgunu saymayan, her dem genç olanlara en yürekten tavsiyem bu kenti keşfetmek.

Bir başka önerim, hafta sonu tatilinde sergilere, operaya, baleye, tiyatroya, konsere veya sinemaya gitmek.

Yorgunlara öneriler

Kendini iyice yorgun hissedenler için de öneriler eksik değil. Mesela hafta sonunda niçin bir kitabı okuyup bitirmeyelim? Ya da bazen ilginç bir CD dinleyerek konseri evimize taşımayalım? Bu konuda da zaman zaman önerilerde bulunuyorum.

Cuma günleri için başka önerilerim de var. Ama şimdilik saklı tutuyorum. Yine de böyle dediğime bakmayın. Birkaç haftaya kalmaz, baklayı ağzımdan çıkaracağımdan da şüpheniz olmasın.

Ancak....

Bu hafta bu düzeni biraz bozacağım. Çünkü elimde bir ilginç okuyucu mektubu var. Onu sizlerle daha geç paylaşmaya gönlüm razı olmadı....

Köprü zammı

BİR okuyucu mektubu da köprü zammı üzerineydi. Üstelik, 'işte vatandaş' dedirtecek bir okurun mektubu.

'Arkadaş grubumdan başlayarak köprü zammını protesto için taraftar toplamak üzere kolları sıvadım' diyor, sadece adını veren okuyucum Zeynep.

Umudunu da şöyle dile getirmiş: 'Umarım, Türk milleti olarak, zannettiğimiz kadar tepkisizleşmemişizdir ve umarım diğer olaylar gibi, bu da iki gün sonra sineye çekilen bir haksızlık olmaz.'

Elektronik isyan

Zeynep yazıyı okuduğu günün sabahı arkadaşlarına ve üye olduğu bazı 'mail' gruplarına elektronik posta yoluyla bir mektup göndermiş.

Mektubun metni şöyle:

’’Günaydın Arkadaşlar,

Ben kafayı köprü zammına taktım ve bu sefer geri adım atılmadan, iki gün sonra unutmadan, protesto edilerek zammın iptal edilmesi için bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorum. Şu küçük grup bile bir şeyler başlatabilir herkes neler yapılabileceği konusunda fikir beyan ederse sevinirim.

Belli bir tarih ve saat aralığı belirleyelim. Örneğin bu cumartesi yoğun bir akşam saati ve herkesi köprüden para vermeden veya sadece 1.000.000 TL vererek geçmeye davet edelim. Bunu da zaten bu konuya geniş yer veren gazetelere duyuralım ve kitlesel bir hareket başlatalım derim. Umarım bu sefer halk sesini duyurmadan vazgeçmez.'

Mektup güzel. Ama unutmayalım ki, bu bir sivil itaatsizlik örneği ve apaçık suç. Cezasına katlanmayı göze alana diyeceğim yok. Romalıların deyişini unutmayın: ' Kanun sert olabilir, ama yine de kanundur.' Bence yapılması gereken başta bu kararın siyasal sorumlusu Ulaştırma Bakanı olmak üzere ona ve bütün İstanbul milletvekillerine protesto mektupları yağdırmak.

Basını da, çözüme ulaşılıncaya kadar, istim üzerinde tutmak.

Yazarın Tüm Yazıları