Paylaş
Böylece 20 Temmuz Suruç eylemi ve PKK’yla çatışma haline varan süreci açıklamaya gayret edeceğim.
KÜRTLER:
PKK uzantısı PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le savaşırken ABD ile kurduğu, devamlı gelişen yakın ilişki ve bu sayede bölgede sağladığı ilerleme İncirlik kararının en ağırlıklı sebebiydi. Kürtlerin kuzeybatıdaki son kanton Afrin’e de ulaşıp Türkiye-Suriye sınırının yüzde 80’ini kontrol altına alma ihtimali, ABD-PYD ilişkisinin PKK’ya sağlayacağı çıkış, Türkiye’yi ABD’yle işbirliğine zorladı demek yanlış olmaz. Nitekim Washington’la yeniden kurulacak işbirliğinden Ankara’nın en büyük beklentisi de, Kürtler konusunda duyulan kaygılara Amerikalıların şimdi daha duyarlı olması. Obama Yönetimi de farkında. Çünkü Pentagon da İncirlik’ten kalkacak, IŞİD hedeflerini Türklerin onayıyla vuracak uçakların, PYD’yle koordinasyonlu yürütülen, Kürtlerin ilerledikleri bölgelerde gerçekleşen saldırılarda değil, Ankara’nın Kürtleri uzak tutmak istediği, Cerablus-Azez arasındaki bölgede kullanılacağını tahmin ediyor. O zaman da şu soru gündeme geliyor? Peki o bölgedeki saldırılar için yerde kiminle koordinasyon kurulacak?
ILIMLI EL KAİDE:
İşte Erdoğan’ın planının ikinci ayağı. Türkiye; Cerablus ve Azez arasındaki bölgede Kürtleri istemiyor. IŞİD’i de istemiyor. Onun yerine adına ister çekirdeğini El Kaide uzantısı Nusra Cephesi’nin oluşturduğu Fetih Ordusu deyin... İster Ankara’nın kağıt üstünde başlamış gözüken ama 50 kişilik ilk dönem eğitimiyle aslında hiçbir önemi olmayan, şimdi İncirlik’in karşılığında daha etkin hale getirilmesi beklenen eğit-donat programındaki Özgür Suriye Ordusu deyin... “Ilımlı” Suriyeli muhalifleri istiyor.
Daha önce IŞİD’e karşı koyabilecek böyle bir güç yoktu bölgede. Ama Erdoğan’ın 2 Mart’ta Suudi Arabistan Kralı Selman’la toplantısından sonra alınan karar sonucu, Türkiye-Suudi Arabistan-Katar destekli, “Fetih Ordusu” denilen oluşum 28 Mart’ta Idlib’i ele geçirdi. Ve IŞİD’e karşı bir tür “ılımlı El Kaide” yaratıldı. Nitekim IŞİD’in Türkiye’ye bakışının değişmesi de bu süreçte oldu.
İRAN ANLAŞMASI:
Peki neden şimdi yapıldı mutabakat? Çünkü İran’la süren nükleer görüşmelerin sonlanması gerekiyordu. Yol haritası MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Mayıs başında Washington’a yaptığı gizli ziyarette oluştu. İran’la gidilen süreci gören ve anlaşmadan sonra Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmak isteyen Türkiye opsiyonlar hazırladı. 7 Haziran seçimleri beklendi. Çıkan koalisyon hükümeti sonucundan sonra Türk tarafı yeşil ışık yaktı. 30 Haziran salı ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden - Cumhurbaşkanı Erdoğan gizli telefon görüşmesi ve 7-8 Temmuz’da Amerikalıların Ankara temaslarıyla mutabakata son şekli verildi. 14 Temmuz’da İran anlaşması imzalanınca bu sefer Amerikalıların yeşil ışığı geldi. Erdoğan bunu mutlaka Obama’yla konuşarak sonlandırmak istediğini söyleyince de 22 Temmuz’da ikisi arasındaki telefon görüşmesi oldu. Türkiye’nin sürüklendiği kaosu umursamayan Obama da işi kendi kamuoyuna “Türkiye’yi ikna etmeyi başaran lider” olarak pazarladı.
İÇ POLİTİKA:
Tabii iç politikayı düşünen sadece Obama değildi. Erdoğan bu anlaşmayla bir kuş daha vurdu. Ve PKK’nın yaptığı hataları da çok iyi kullanıp istediği erken seçim için ihtiyacı olan, HDP’yi baraj altına itecek zemini oluşturmada bir adım daha ilerledi.
Paylaş