Uçağa bindiğiniz. Aklınızdan uzun uçuşta hangi filmi seyretsem diye geçiriyorsunuz. Koltuğunuzun üzerinde sizi plastik poşet içinde ‘çift girişli’ bir kulaklık karşılıyor. Veya kabin memuru, kalkış öncesinde uçuş sırasında kullanacağınız ‘amenity kit’ ile birlikte kulaklık dağıtıyor… Hatta business class’ta verilen, gürültüyü de kesen kulaklıkların ise üç girişi var.
Bu sorunun cevabı olarak hemen akla ‘uçaktan çalınmasını önlemek’ gelse de aslında çift veya üçlü girişin amacı uçuş emniyeti için yapılan anonsun yolcuya doğru olarak ulaştırılmasını sağlamak…
ANONSUN DUYULMASINI SAĞLAMAK
Havacılık kurallarına göre, yolcu uçakları havalanmadan önce acil durumlarda yolculara ne yapılacağının anlatılması gerekiyor. Bu bilgilendirmeyi kabin memurları yapabileceği gibi şirketler hazırladıkları videoları ekranlardan yayınlıyor. Genellikle iki dilde çekilen videolara bazı şirketler işitme engelliler için işaret dilini de açılan pencerede ekliyor.
Bu video oynatılırken veya havada uçuş ekibi herhangi bir anons yaptığında yolcunun söylenilenleri duyması ve uygulaması gerekiyor. Eski uçaklarda kabin eğlence sisteminde anons bazen dinlediğiniz müzik veya film kanalındaki sesi kesemiyordu. İkinci giriş ile anons yolcuya sorun olmadan ulaştırılması hedeflenmişti.
Pamir Sevinçel, ABD’de Georgia Tech’ten mezun genç bir uçak mühendisi. Bir yandan akademik eğitimini sürdürüyor, bir yandan da fırsat bulduğunda farklı kültürleri tanımak için dünyayı dolaşıyor.
Aslında havacılık ve seyyahlık konusunda babası Tufan Sevinçel’in izinde ilerliyor. İnsan kaynakları konusunda uzun yıllar çalışan Tufan Sevinçel, hobi olarak başladığı pilotluğunu ilerleterek tek motorlu uçakla dünya turu yapmış bir ‘amatör havacı’.
Pamir Sevinçel bugüne kadar Kuzey Amerika, Karayipler, Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’da 52 ülkeye adım attı. Seyahat etmek onun için tatil-dinlenmek değil. Dünya tarihini elinde tutarak öğrenmek. Yeni kültürler tanımak, arkeolojik kalıntılar peşinde koşmak.
Öncelikle bu gibi farklı sorular, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü sitesinde (http://web.shgm.gov.tr/tr/yolcular-icin/3889-index) hazırlanan özel bölümde cevaplanıyor. Yeni de sağlık sorununuzla ilgili doktorunuza danışın. Havayolu şirketine de sağlık sorununuzu bildirin. En son olarak havalimanına giderken raporlarınızı yanınıza almayı unutmayın.+ Ameliyattan kaç gün sonra uçabilirim?
Ameliyatın zorluğu ve prosedürlere göre değişiyor. Örneğin küçük yara dikişleri gibi küçük ameliyatlardan 1-2 gün, karın bölgesine ait basit cerrahi işlemlerden 4-5 gün, göğüs ve karındaki ağır ameliyatlardan ise 10 gün sonra uçuşa izin veriliyor. Farklı ameliyatlar için doktorla ve havayolu ile irtibata geçmekte fayda var.
+ Kalp hastaları uçabilir mi?
Kalp rahatsızlığı bulunan ve durumu stabil olanlar havayolunu sorunsuz kullanabilir. Ancak hastanın kalp rahatsızlığı ciddi ve stabil değilse, durumu düzelip stabil hale gelinceye kadar uçuşunu ertelenmesi öneriliyor.
+ Kırık ayakla uçağa binilir mi?
Uçuşta alçıya bağlı kan dolaşımının etkilenmesinden kaynaklı ödem oluşabilir. Birçok havayolu, alçı uygulandıktan sonraki ilk 24-48 saat arasında uçuşa izin vermiyor. Atel içindeki basınçlı hava, uçak içindeki basınç değişikliklerinden etkileneceğinden dolayı uçuş için uygun değil. Alçıyla uçacağınızda yanınızda tarihi gösteren raporu bulundurun. Ayrıca alçılı yolcuların acil çıkış kapılarının önündeki koltuklara oturtulamıyor.
Birçok tatil noktasının özel dönemleri vardır. Pek az yer 12 ay gidebilirsiniz. ABD’nin en önemli turizm noktalarından biri olan Los Angeles işte böyle bir yer. Dünya film başkenti, ‘Melekler tüm yıl boyunca size yazın ilkbaharı, kışın da sonbaharı yaşatıyor. Yağmur nadiren yağıyor. ABD’nin güneyini vuran kasırgalar ise pek görülmemiş. Tek risk depremler. Bu nedenle evlerde kullanılan en önemli malzeme ağaç. Yüksek binalar sadece özel bir bölgeye yer alıyor. Çölden gelen havanın okyanusun nemini durdurduğu Los Angeles keşfettikçe yeni bir şeyler bulduğunuz farklı bir şehir. Bu nedenle “Buraya bir kere gelen bir daha gelir” sözü boşuna söylenmemiş.
Dünyanın film başkenti
Film endüstrisinin kalbinin attığı Los Angeles sokaklarında dolaşırken her an bir ünlüye rastlamanız mümkün. Ellerinde fotoğraf makineleri ile dolaşan paparazziler, ünlülerin fotoğrafları için sokak başında hazır bekliyor.
Uzun bir uçuşta saatlerce aynı koltukta oturuyorsunuz. Hareketsizlik nedeniyle şişen ayaklarınız sizi rahatsız ediyor. Önce ayakkabınızın bağcıklarını gevşetiyorsunuz. Ama yeterli gelmiyor. Ayakkabınızı çıkartıyorsunuz. Bunu çorapların fora edilmesi izliyor… Sonra da çıplak ayaklarınızı koridora doğru uzatıyorsunuz. Hatta hızını alamayanlar ayaklarını dikip ön koltuğa dayıyor.
Kabin memurları ve yolcular arasında yapılan araştırmada uçakta karşılaşılan en ‘tiksindirici’ konuların başında yemek tepsisinin, koltuk kollarının üzerine çıkmış, öndeki koltukta oturanı rahatsız edecek durumda olan veya koridora yayılmış çıplak ayaklar geliyor. Koltuğunuza doğru uzatılan çıplak ayağın size yanlışlıkla dokunması ise bir başka facia. Uçakta bu nedenle çıkan kavgalar bile var…
Uçakta kokular hızlı yayılıyorGörüntü karşısında gözlerinizi kapatabilirsiniz. Ya o ayaklardan kötü koku tüm kabine yayılıyorsa? Kabindeki yüksek irtifa, düşük nem gibi durumlar koku ve tad duyularını etkiliyor. Uçak yemeklerine yolcular bu nedenle daha fazla karabiber, tuz atıyor. Veya yerdeyken çok fazla içilmeyen ‘domates suyu’ bir anda en çok ilgi gören içecek haline gelebiliyor.
Unutmayın, kabinde yayılan kokulara karşı burnunuz çok daha hassas. 7-8 sıra gerideki yolculunun ayak kokusunu hemen alabilirsiniz. Veya aktarmalı uçuşlarda saatlerce ayakkabınızdan çıkmayan ayaklarınız uçakta özgürlüğüne kavuşturduğunuzda pek de hoş olmayan kokusunu tüm kabine dağıtabilirsiniz. Ayakların kokma nedeni, ter bezlerinin bu bölgede daha fazla olması. Yetişkin bir insanın ter bezleri günde çeyrek litre ter salgılıyor.
Ne yapmalı?Böyle bir durumda, ayaklarını çıkartmış yolcuyu nazikçe uyarabilirsiniz. Veya kabin memuruna rahatsız olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Kabin memuru, kokunun diğer yolcuları rahatsız ettiğini belirterek o yolcuyu uyaracaktır.
Uçaklar temiz mi?Yolcu uçaklarına iki sefer arasında hızlı bir temizlik yapılıyor. Ama bu temizlik daha çok kabindeki çöplerin temizlenmesiyle sınırlı. Yemek tepsileri, koltuklar, halılar kısa sürede mikrop yuvası haline geliyor. Çıplak ayakla yere basmak, hatta işi abartıp uçakta tuvalete bu halde gitmek ne kadar sağlıklı?
İş seyahatindesiniz. Uçaktan indikten sonra önemli bir toplantıya gireceksiniz. Kafanız günlerdir çalışmaktan karışık. Zihninizi toplamakta zorluk çekiyorsunuz. Veya kıtalararası uçuşta saatlerdir aynı koltukta, aynı pozisyonda uçmaktan sıkıldınız.
Meditasyon yapıp zihninizi boşaltmaya, aynı zamanda da kaslarınızı esnetmeye hazır mısınız? Nerede olduğunuzun hiç önemi yok. 10 bin metrede koltuğunuzda otururken de yoga yapabilirsiniz.
Geçen yıl, Los Angeles – Mexico City uçağında bir kadın yaptığı yoga ise sosyal medya fenomeni haline gelmişti. Üçlü koltuğun koridor tarafından oturan yolcu, yanındaki diğer iki kişinin uyumasına rağmen inanılmaz esneme hareketleri sergilemişti.
HAYDİ BAŞLAYIN
BOYUN HAREKETLERİ: Yoga’da birçok teknik var. Boynunuzu yukarı-aşağı veya sağa-sola çevirerek başlayabilirsiniz. Omuz ve sırt hareketleriyle devam edebilirsiniz.
Terminale normal saatinde geldiniz. Sıra daha kapıdan girmeden başlıyor. Dakikalar geçiyor. Kontuara bile ulaşamadınız. Yurtdışı çıkış pulu alacaksınız. Veya yeşil/görev pasaportunuz varsa, ayrı bir masaya uğrayacaksınız. Sonrasında ise pasaport kuyruğu, ikinci güvenlik kontrolü var…
Yüksek ihtimalle uçağınızı kaçıracaksınız. Ceza da ödeseniz, bir sonraki uçuşa yer bulabilecek misiniz? Tüm tatil planınızı alt üst edebilecek böyle bir sorunu nasıl aşabilirsiniz? Ekonomi uçuyorsunuz. Özel yolcu programında statü kartınız veya terminallerde özel hizmet veren sistemin kartı da yok. Sırayı aşmanın yolu, önünüzdekilerden yer vermelerini rica etmek.
SIRA ADABI
Bileti havayolunun internet sitesinden satın aldınız. Ödeme faslı bitti zannediyorsunuz, değil mi? Daha sizi bekleyen ekstra ücretler var. Koltuk seçimi, check-in, kargoya verdiğiniz bavul, hatta kabine aldığınız çantanız, sipariş ettiğiniz yemek, içtiğiniz su, izlemek istediğiniz film… IdeaWorks tarafından hazırlanan havayollarının ekstra gelir raporuna göre, 2007’de dünyanın önde gelen 10 havayolu yılda 2,1 milyar dolar kazanıyordu. Bugün gelirler 28 milyar dolara ulaşmış durumda. Toplamda ise havayolu sektörü yılda 65 milyar dolarlık gelir elde ediyor. Yani ortalama olarak bir havayolunun gelirinin dörtte biri bu hizmetlerden. Rekor Amerikan Spirit Havayolları’nda. Şirketin yolcu başına ekstra geliri tam 49,89 dolar.
RAKİP OLDULAR
Havayolları arasında en büyük rekabet bilet fiyatlarında yaşanıyor. Kısa-orta mesafeli uçuşlarda düşük maliyetli havayolları hızla pazar paylarını artırıyor. Onlara karşı daha büyük havayolları ise ‘sade sınıf’ olarak adlandırılan yeni bir ürün sunuyor.
Biletini en ucuz alan ‘sade sınıf’ yolcuları, kabin bagajından koltuk seçimine kadar her hizmet için ek ücret ödüyor. Büyük şirketler arasında bu uygulama hızla yayılıyor.