Küfürbaz dümencinin Göçek maceraları

Yelken yarışında rekabetin tüm sporlarda olduğu gibi ölçüleri vardır.

Ve özellikle yelkenin çirkinliklere sahip olmaması beklenir, çünkü deniz geleneğinin çirkinliğe izin vermediği varsayılır. Ancak geçen mayısta Göçek’teki yarışların ardından yaşananlarla ilgili bir dizi yazışma Türkiye’nin önde gelen yelkencilerinin bile hırsa yenilip, yabancı düşmanı durumuna düşebileceğini gösteriyor. İşin kötüsü rakibi İsviçreli sporcuya "pis gavur" diyen kişinin, Türkiye Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olması.

Pek yapmak istediğim bir şey değil ama yazarı öyle istiyor.

Mesajından alıntıladığım bölümde, noktasına, virgülüne, harfine dokunmadan şöyle diyor: "Azat ben beceremiyorum ama bu yazıyı hiç değiştirmeden herkeze duyurmak istiyorum hatta şu guruplara bile. Tabii buna göçek kulübü, Muğla il temsilciliği, tabii fed üyeleri, tayk ve daha kim varsa. İtirazı olan varsada her ortamda karşılıklı görüşmeye hazırım. Bu konuda bana yardımcı olup benim ağzımdan duyurmak için yol gösterirmisin." Yazım hataları yazana ait.

Aktardığım bu paragraf, Türkiye’nin en önde gelen yelken yarışçılarından biri olarak anılan Levent Özgen’in, Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Azat Baykal’a gönderdiği uzun bir mesajın en sonunda yer alıyor. Ve benim bu mesajın her satırına, spor, sporculuk, yelken ve yelkencilik adına itirazım var.

Bu konuyla ilgili olarak elime ulaşan çok sayıda yazışmayı okuduğumda ne yapmam gerektiğini uzun uzun düşündüm. Kol kırılıp yen içinde mi kalmalıydı; yoksa, açığa dökülüp tartışılmalı mıydı? Tartışılması gerektiğine karar verdim, çünkü birazdan okuyacağınız satırları yazan kişi, herhangi biri değil Türkiye Yelken Federasyonu’nun Yönetim Kurulu Üyesi. Yani Türk yelkenciliğinin "resmî" temsilcilerinden biri. Bu işi benim de adıma yapıyor.

Levent Özgen, Federasyon Başkanı Baykal’a, 21 Mayıs 2006 günü gönderdiği mesajda, Göçek yarışlarının denizde güzel geçtiğini anlattıktan sonra, çamları birbiri ardına devirmeye başlıyor. Olduğu gibi aktarıyorum: "Sahneye bir soytarı çıkarttılar." Soytarı dediği kişi Göçek Yat Kulübü’nün kurucularından Reşit Çınarlı. Özgen devam ediyor: "Pis bir gavura yalakalık etmek için." Pis gavur dediği Türkiye’deki yelken sporcularının çok iyi tanıdığı bir isim; 12 yıldır Türkiye’de yaşayan İsviçre vatandaşı Jurg Weber. Mesaj devam ediyor: "Maalesef ben bunu öğrendikten sonra o dangalağı da göremedim." Göremediği ve dangalak diyerek hakaret ettiği kişi, Göçek Yat Kulübü’nün Başkanı Birkan Çetiner.

ÖFKE NEDEN?

Konu şu: Göçek Yarışı’nın IRC kurallarına göre yapıldığı önceden açıklanmış ve yapılan ölçümler Levent Özgen’in dümenini tuttuğu tekneyi, IRC kurallarına göre, birinci kategoriye değil, ikinci kategoriye sokuyor. Özgen ve ekibi daha baştan buna büyük itirazlar getiriyor. Ama itirazlar kabul edilmiyor ve gerginlik, yarış öncesinde brifingde bulunanların anlattığına göre, nedeni anlaşılamayan bir rekabete dönüşüyor.

Yarış başladığında, birbirlerine aslında rakip bile olmayan iki tekne arasında garip bir çekişme yaşanıyor. Çekişmeyi başlatan Özgen. Kendisinden bir üst kategoride olmasına rağmen Weber’in teknesinin peşini bırakmıyor.

İş bununla da bitmiyor. Yarış tamamlanıyor. Organizasyonla ilgili sorunlar nedeniyle, ödüller doğru dürüst verilemiyor. Bu durum da gerginliği ve tatsızlığı artıyor.

Hikaye sürüyor. Özgen’in dümenini tuttuğu tekne, sabaha karşı İzmir’deki sahibine teslim edilmek üzere iskeleden ayrılırken, üzerine aborda olmuş Weber’in teknesini çözüp, bırakıp gidiyor. Tekne alargada dolaşıp duruyor. Rüzgar ters esse zarar görecek tek tekne de Weber’in teknesi değil.

Hikaye ne yazık ki hálá bitmiyor ve yelken sporu açısından şanssız bir yazışmalar zinciri başlıyor. Ve bu zincirin ilk halkası da Levent Özgen’in, bazı bölümlerini aktardığım yazısı. Özgen, bunları nasıl bir ruh hali içinde yazdıysa mümkün olduğunda geniş bir kitleye ulaştırılmasını istiyor ve ben de bu isteğe uyuyorum.

YARIŞIN KURALLARI BELLİ

Kuralları belli bir yarışa katılmayı kabul edip, sonra kuralları değiştirmeye çalışmanın anlamı nedir? Bunun mücadelesine neden girilir? Weber’e, ağır eleştiri ve alaylarla dolu bir mesajı Levent Özgen adına gönderdiği anlaşılan İsmet Özbakır diyor ki: "İtirazımız, yanlış olduğunu düşündüğüm IRC tanımlamalarınaydı." Hakemler bu itirazları kabul etmediyse, öfkelenmenin anlamı ne? Yarışa girmeseydiniz o zaman; ama mümkün değildi çünkü bir şirket teknenizin sponsorluğunu üstlenmişti. Yetmedi, yarışı düzenleyen Göçek Yat Kulübü’nü çürütmeci bir anlayışla töhmet altında bırakmanın ve sonuç istediğiniz gibi olmadığında bir mesaj zinciri başlatmanın anlamı ne?

Bence tüm bunların tek anlamı var. Davranmayı bilmemek. Davranmayı bilmeyince, uygar bir tartışma ortamı da haliyle doğamıyor. Dahası, tartışmayı kaybedince iş bitmiyor ve ihtiras teknelerine binilip, öfke regattalarına çıkılıyor ve sonuç... Çirkinlik.

TATSIZ YANLAR

Aktardığım olayın, yelkene kurumsal destek açısından 3 tatsız yanı var:

Sorunu yaratan dümencinin ve teknesinin önemli bir şirket adına yarışıyor olması.

Bu dümenci adına yazan diğer kişinin şirketlere yelken eğitimi veren bir eğitim şirketi olması.

Küfürbaz dümencinin Türkiye Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olması.

Farkındaysanız hiç şirket adı vermedim; özellikle. Şirketlerin yelkene artan desteğinin, bu tür olaylar nedeniyle azalmaması çok önemli çünkü. Şirketler bir yelken yarışına destek olmayı, bir tekneye markalarını koymayı kabul ederken, yenilmeyi belki kabul edebilirler ama markalarının çirkinlikle anılmasını kesinlikle reddederler.

Yarış sırasındaki ve sonrasındaki performansı umut vermese de, şirketlere yelken eğitimi veren şirket sahibinin, yelkeni öğretirken, iskotanın, mandarın, harita bilgilerinin dışında, kursiyerlerine kurallara uymayı, iyi denizciliği ve denizcilik ahlakını da en az küfürbaz dümenciyi destekleyen mesajındaki coşkuyla öğrettiğini varsayıyorum.

Son sözüm de Federasyon ile ilgili.

Konuyu Federasyon Başkanı Azat Baykal ile görüştüm. "Levent Özgen’in Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi olması, Türkiye-İsviçre maçından sonra İsviçreli futbolcunun apış arasına tekme atan güvenlik görevlisinin Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olmasına benziyor" dediğimde, futbolla karşılaştırılmaktan hoşlanmadığını ama Özgen’in kullandığı ifadelerin kendisini de rahatsız ettiğini söyledi. Yönetim Kurulu’nda değişiklik yapmayı düşünüp düşünmediğini sorduğumda yanıt vermedi.

Ne denli başarılı sporcu olurlarsa olsunlar, davranmayı bilmeyenlerin, resmî temsil rolleri olmamalıdır. Buna itirazım var.

Azat Baykal’ın ne adım atacağını merakla bekliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları