TÜRKİYE'nin IMF'ye verdiği niyet mektubunda, vergi ile ilgili çok önemli konular yer almakta ve iddialı sözler verilmiş bulunmaktadır.
Bu konuda, mevzuatta yapılması gereken yeni düzenlemeler için Maliye Bakanlığı'nda yoğun bir çalışma gözlenmektedir.
Üstelik bu çalışmaların IMF'ye verilen sözlerle sınırlı kalmayacağı, hazır çalışmalar yapılırken vergi kanunlarında yer alan ve birtakım aksaklıklara yol açan birçok hususun da gözden geçirilerek, adeta bir vergi reform paketi hazırlanmakta olduğu anlaşılmaktadır.
Maliye Hesap Uzmanları Derneği'nce düzenlenen ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin de katıldığı bir toplantının konusunu teşkil eden ve 2003 yılından itibaren uygulanmaya başlaması planlanan hususlar tespitlerimize göre şunlardır:
ENFLASYON MUHASEBESİ
Mali tabloların gerçek durumu göstermesi ve vergi matrahlarının gerçek kazancı kavraması amaçları ile uygulamaya geçilmesinde herkesin hemfikir olduğu enflasyon muhasebesi ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.
Halen mevzuatımızda, enflasyonun olumsuz etkilerini törpülemek üzere yer almakta olan ‘‘Yeniden Değerleme’’, ‘‘Maliye Artırımı’’ vs. gibi hususların kaldırılıp genel olarak enflasyonla doğan hayali kazançları vergi dışında bırakacak bir sistemin kurulması ile ilgili çalışmalarda bu uygulamaların mükellefler açısından kapsamının nasıl olacağı, bunun mecburi mi yoksa ihtiyarı mi olacağı hususları değerlendirilmektedir.
YATIRIM İNDİRİMİ
Yatırım indirimi uygulamalarının, teşvik belgeleri kaldırılarak otomatik işleyen bir sistem haline getirilmesi, kapsamının daraltılması ve oranının da bölge ve sektör ayrımı yapılmaksızın % 30 veya % 40 gibi tek bir rakam olarak tespit edilmesi hususlarında çalışmalar yapılmaktadır.
Öte yandan, halen kár dağıtımı olsun veya olmasın indirimden faydalanılan tutar üzerinden % 19.8 oranında yapılmakta olan stopajın, kár dağıtımına bağlı olarak yapılması hususu tartışılmaktadır.
SERBEST BÖLGELER
Serbest bölgeler, şu andaki mevzuata göre büyük vergi avantajları sağlamaktadır. Ancak, bu konudaki mevzuatın, biraz da karışık olması nedeniyle tam anlaşılamamasından kaynaklanan bir ürkeklikle mükellefler bu vergi kolaylığından yeterince faydalanamamaktadır.
Bu konudaki istisnalar, Maliye Bakanlığı'nı rahatsız etmiş olmalı ki, serbest bölgeler mevzuatı bütünü ile ele alınmış ve vergi kolaylıklarını azaltmaya yönelik çalışmalara başlanmıştır.
Bu çalışmalarda,
Gelir ve Kurumlar Vergisi istisnalarına son verilip bazı koşullara bağlı olarak bir miktar Kurumlar Vergisi indirimi yapılması,
Serbest bölgelerde şube şeklinde değil, ayrı bir şirket kurularak faaliyet yapılması,
Yurtiçi ile ticarete sınır getirilmesi,
Ücretlerdeki istisnaların bütünü ile kaldırılması,
Bu bölgedeki şirketlerin tam denetlenmesi, gibi konular üzerinde durulduğu anlaşılmaktadır.
FAİZE VERGİ EŞİTLİĞİ
Temettü gelirleri, kár payları, TL. faiz gelirleri, döviz faiz gelirleri, tahvil ve bono faizleri, repo ve fon gelirleri vs. gibi menkul sermaye iratlarında, vergiye tabi gelirlerin hesabı ve beyanı farklı farklı hükümlere tabidir.
Bunlardan bazıları tamamen vergi dışı kalmakta, bazıları sadece stopaja tabi olup beyan dışı kalmakta, bazılarında büyük istisnalar bulunmakta ve bazılarının beyanı ise miktar sınırlamalarına tabi olmaktadır.
Bu yüzden de, bunlar üzerindeki reel vergi yükleri çok farklıdır.
İşte bu farklılıkların giderilmesi, vergi yüklerinin, beyan koşullarının, beyan sınırlarının, istisna tutarlarının ve vergi matrahı tespit yöntemlerinin eşitlenmesi ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.