Bakın neler kullanıyorlar?
Kısa adı “BaRT” (Bandits for Recommendations as Treatments) olan ve Amazon, Spotify gibi sitelerin başvurduğu yapay zeka yazılımı sayesinde kullanıcı davranışlarına uygun olarak yeni şarkılar günlük rutininiz, yaşınız, his, tempo, tür gibi alanlarda sıralaması değişerek kullanıcıya sunuluyor.
Dolayısıyla daha önce dinlediğiniz müziklere göre bir liste ile karşılaşıyorsunuz. Aralara da mutlak suretle yeni şarkılar karıştırmaya çalışılıyor ki aynı şeyi dinliyorum hissiyatına kapılmayın.
Burada platformun kendi çıkarı hem de keşif imkânı var.
Kendi çıkarından kasıt kullanıcı alışkanlıkları, geçtiği şarkılar ve tamamını dinlediği şarkılar, sosyal medyada paylaşmayı seçtiği şarkılar gibi alanlarda kullanıcı datasını tutması. Keşif imkânı ise tüm dünyada aynı işliyor ve beğenebileceğiniz çalma listelerini, size uygun müzikleri, yılın popüler şarkılarını öneriyorlar.
Bir şarkıyı 30 saniyeden fazla dinliyorsanız otomatik olarak sistem “beğenildi” gözüyle bakıyor. Daha uzun sürelerde dinlediğinizde hatta şarkıları atlamadan kulak verdiğinizde size önerilen listenin başarılı olduğunu kabul ediyor.
Ne kadar detaylı bilgi verilirse verilsin Türkçe “Haftalık Keşif” adını taşıyan “Discover Weekly” listesinin dinamikleri için hâlâ net bir açıklama yapılmadı.
Bilmeyen yoktur ancak kısa bir özet geçmek gerekirse; Anadolu rock müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Moğollar, 1967 sonunda Türkiye’de müzik çalışmalarına başladı. Grup, 1971’de Fransa’da yayınladıkları “Danses et Rythmes de la Turquie” ile ödüllere doymadı ve uzun bir süre yurt dışında yaşadı. 50 yılı aşan kariyerlerine 23 adet 45’lik ve 11 stüdyo albümü sığdırmayı başardılar.
Şimdilerde Cahit Berkay, Taner Öngür, Serhat Ersöz, Emrah Karaca ve Kemal Küçükbakkal’dan oluşan grup, İngiliz “Night Dreamer” isimli plak firmasının orijinal sesleri yakalamak için baş koyduğu yolda Hollanda’daki Artone Studio’da ağırladığı isimler arasına katıldı.
Daha önce Beatles ve The Beach Boys’un kullandığı mix masalarıyla kaydedilen şarkılar “direct to disk” denilen yöntemle hiçbir dijital işleme maruz kalmadan ya da düzeltme olmadan doğrudan plağa aktarıldı. Baştan sona dijital dokunuşların hakim olduğu müzik dünyasında böyle bir cesareti gösterecek isimler arasında Moğollar’ın olması ise şaşırtmadı. Hele hele, 5 günde 16 şarkıyı hücum kayıtla çalıp kaydetmelerine hiç şaşırmadım!
50 küsur yılı geride bırakan grubun bu plağı sadece sevenlerini değil, müzik aşığı herkesi memnun edecektir. Merak edenler grubun Twitter sayfasından stüdyo günlüklerini takip edebilir.
Nihayet yayınlanıyor
11 şarkıda evreni tavaf eden, gezmedik galaksi bırakmamaya niyetlenen Beril, albümdeki tüm söz ve müzikleri de kendi yazmış. Sahneyi beraber paylaştığı Caner Anar ile müzik prodüksiyonu da üstlenen Beril, yüzü Avrupa’ya dönük bir albüme imza atmış. Elektronikten akustiğe türler arasında dolanan albümde her bir şarkıyı beğendim ancak önde gidenler “Uzayın Dibi”, “Petrichor”, “Ha Ha”, “Zaman II”...
İyi niyetli alternatif rock
30 Nisan-5 Temmuz tarihleri arasına yayılan, Türkiye’nin en geniş çatılı caz festivallerinden biri olan ve 4. yılını kutlayan PSM Caz Festivali bünyesinde blues’dan elektroniğe, etnik müzikten funk’a, klasikten rock’a ne ararsanız var. Basın toplantısında 80’den fazla ismin festivalde yer alacağını Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas, gururlu bir ses tonuyla açıkladı.
Sahne alacak isimler arasında en dikkat çekenler Pet Shop Boys, Yellowjackets, Woodkid, Black Pumas, EOB (ya da bilinen ismiyle Radiohead’ten tanıdığınız Ed O’Brien), Angel Olsen, Hiromi, Billy Cobham...
Yalnızca bu çeşitlilik değil, festival sırasındaki uygulamalar da heyecan yaratan bir diğer unsur. Festivalde kadın ve erkek sanatçı sayılarının eşitlenmesi, engelli ve ihtiyaç sahibi bireylerin rahatlıkla takip edebilmesi hazırlanan uygulamalar bütünlüklü bir proje ortaya koydu. Ayrıca Abbas, “İki büyük isim daha açıklayacağız” diyerek daha da heyecanlandırdı.
YOK YOK
82 yaşındaki caz piyanisti Steve Kuhn’un konseriyle ‘start’ verecek olan festivalde “yok yok” desek, yanlış olmaz. Bir kere cazsever bir kitleyi mutlu etmenin yanı sıra, Temples, Suede, Wishbone Ash ile Jethro Tull hatta Peter Hook& The Light gibi efsane isimler programda yer alıyor. Bitmiyor; Grammy adaylıkları olan sanatçılar havalarda uçuşuyor.
Kuşkusuz Angel Olsen ve EOB genç neslin en çok heyecanlandığı isimlerden. Olsen, geçtiğimiz yıl albümüyle büyük sükse yapmıştı. Ed O’Brien ise Murat Abbas’ın da tanıtım toplantısında söylediği gibi “Şimdilik Radiohead’ten bir kişiyi getirebildik. Umarız parça parça hepsi gelir” sözlerinin karşılığı olarak umut veriyor.
Favorilerim arasında Tinariwen, Suede, Temples, Angel Olsen, EOB, Lisa Ekdahl, Metronomy, Rufus Winwright, Chromatics, Nerve gibi isimler öne çıkarken yerli projelerin zenginliği de merak unsuru oldu. Henüz açıklanırken “buna da giderim, buna da gidelim, buna kesin gidelim” dedirten listede Ozan Musluoğlu ‘35’, Jazz Sisters, Ferit Odman Quintet, Bilal Kahraman Trio, Yavuz Akyazıcı Project, Korhan Futacı, Çağrı Sertel ‘multiverse’, Hakan Başar Trio, Alp Ersönmez – Cereyanlı, Kalben performs The Beatles: Atan Kalpler Kulübü, maNga ve Tuluğ Tırpan’ın projesi Antroposenfoni de var. Daha sığdıramadığım isimler, merak ettiğim sahne performansları, açıklanacak iki ismin sabırsızlığı var.
“Müzik Endüstrisindeki Kadınlar: İmkanlar ve Dezavantajlar” adını taşıyan, Amerika’da yapımcı, şarkıcı, prodüksiyon ekibinde yer alan ve müzik gazeteciliği yapan 2 bin kadınla bir araştırmaya imza attılar.
Erin Barra, okulun Şarkı Yazımı Bölümü’nde doçent, Becky Prior Kurumsal Araştırma bölümünde yardımcı direktör ve Sharon Kramer Kurumsal Araştırmalar bölümü dekanı. Hal böyle olunca, 2 bin farklı etnik yapıda ve yaşta kadınla yaptıkları anket sonucunda katılımcıların dörtte üçünden fazlasının cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını öğrenmiş, cinsiyetin istihdam konusunu olumsuz etkilediği kanısına varmışlar.
Özetle “Erkekler daha kolay müzik sektöründe iş buluyor” diyorlar.
Aynı katılımcılar yine de sektörde çalışmaktan büyük keyif aldıklarını söylemiş... Katılımcıların dörtte üçü işlerinden memnun, iş yaptıkları yerde rahat olduklarını ve destek gördüklerini de belirtmiş. Kadın yöneticilerden destek gördüklerini hatta birçoğunun mentörlüğü sayesinde yükseldiklerini ifade etmiş.
SEKTÖRDE SORUNLAR
Haziran 2018’de ankete başlayan ekibi en çok katılım coşkusu şaşırtmış. Katılmaları için anket gönderdikleri her bir kadın çalışan, sektördeki diğer dostlarıyla da paylaşmış. Araştırmada yer alan Erin Barra, kendisi gibi sektörde cinsiyet ayrımcılığı yaşadığını söyleyip (özetle erkeklere öncelik verildiği) tüm yaşanan zorluklara rağmen işinden son derece memnun olan kadınları görünce kendi gibi hisseden çok kişi olduğunu duyduğuna sevindiğini ifade ediyor. Raporda en etkilendiğim kısım ise kesinlikle “sektördeki kadınların yüzleştiği sorunlar” grafiği oldu.
Grafiğe göre cinsiyet ayrımcılığı ve tacize (sözlü-fiziki) uğrayanlar yüzde 45’lik dilimde. Kariyer konusunda erkeklerle eşit şansa sahip olmadığını düşünenler yüzde 12, finansal açıdan durumu kötü bulanlar yüzde 10, yaş ayrımcılığına uğrayanlar yüzde 3, ırk ayrımcılığına uğrayanlar ise yüzde 2.
Grubun “The Long Goodbye Tour” isimli turnesi kapsamında Life Park’ta sahne alacak olmaları hepimizi sevindirirdi.
Bunun üzerine güzel bir haber daha aldım. Deep Purple konserinin ana sponsoru olan Aktif Bank,
Neo Events ile bir kez daha el sıkıştı ve ortaya “Hollywood Vampires” konseri çıktı. 13 Eylül Pazar günü yine Life Park’ta yapılacak organizasyonda sahne alacak olan Hollywood Vampires’ı bilmeyenler için altını çizmek istediğim birkaç anekdot var.
Grupta dev isimler Johnny Depp, Alice Cooper ve Joe Perry çalıyor. Yani bu dünya yıldızlarının ayağımıza kadar gelmesi demek.
Alice Cooper’ın yanına Aerosmith’ten Perry’i ve ünlü oyuncu Depp’i koyuyorsunuz, sahnede görsel bir şölen ortaya çıkıyor. 72 yaşındaki Alice Cooper, 70 yaşındaki Joe Perry ve 57 yaşındaki Johnny Depp’in oluşturduğu ana kadro, Avrupa turnesine çıkacağının haberini geçtiğimiz aylarda vermişti. Özel fiyattaki biletlerle konser öncesi hayranlarıyla tanışma imkanının olacağını belirtmişlerdi. Türkiye’de de ‘VIP paketle’ bu özel insanlarla tanışabileceksiniz.
Konserlerinde AC/DC, The Doors, The Who ve David Bowie cover’ı söyleyen grup, kendi şarkılarını da çalıyor. Ekip, müziğiyle bazen iyi bazense ortalama kritikler alıyor. Ama şüphesiz böyle bir süper grubun konserini izlemek her zaman nasip olmaz. O yüzden önerim, bu fırsatı iyi değerlendirin.
Feyk Fest
Billie Eilish, ödül töreni tarihinde en genç Grammy alan sanatçı, dört ana dalda da uzun zaman sonra ilk kez dört ödülü toplayan isim oldu. Bunu yapan ilk kadın sanatçı olması ise cabası.
18 yaşındaki Eilish karşısında devasa müzik stüdyolarında kayıt alan isimlerle yarıştı. Evde kaydedilen albümü “When We All Fall Asleep, Where Do We Go?” ile yılın albümü ödülünü almakla yetinmedi, 22 yaşındaki abisi Finneas O’Connell da yılın prodüktörü ve yılın kaydı ödülünün sahibi oldu.
Abi-kardeş, aileleriyle yaşadıkları evin bir odasına kurdukları (o odada abi Finneas yatıyordu hatta) mini stüdyoda bu albümü kaydetti. Evde kayıt yapma nedenleri Finneas’ın sözleriyle “ev bir stüdyoya göre daha iyi ışık aldığı” içindi. Tabii büyük paralar vermeyecek olmaları da bir artıydı.
Kayıtlar tamamlanınca son adım olan mix’i ise Rob Kinelski’ye göndermişlerdi. Finneas, yatak odasındaki kayıt cihazlarının çok pahalı olmadığının da altını albümün hit olması sürecinde sıklıkla çizmişti. Sonuç iki kardeş eve 10 Grammy ile döndü.
Bu yüzdendir ki Finneas “yılın şarkısı ödülü”nü kardeşiyle birlikte kucaklarken “Bu ödül yatak odalarında müzik yapan bütün çocuklar için” dedi.
Jacob Collier de YouTube’da başladığı acapella yolculuğunu Grammy’e taşıdı. Bu yıl “en iyi aranjman, enstrümantal ya da acapella” dalında “Moon River” şarkısıyla ödül kazandı. Yetinmedi “en iyi aranjman, enstrüman ve vokalde” de Lionel Richie’nin “All Night Long” şarkısının coverı ile ödülün sahibi oldu. Grammy’de bu yıl rap kategorisinde ödül kazanan yeni isimlerin ise “rap” türünde müzik yapmadığı da eleştiriler arasında yerini aldı.
Instagram’ın İngiltere’deki müzik ve işbirlikleri departmanının başındaki isim Sunil Singhvi, müzisyenlere Instagram’da müziği yaymanın yollarını açıklamış. “HeatOnTheStreet” isimli web sitesine röportaj veren Singhvi, 2020’de Instagram üzerinden müzisyenlerin bilmesi gerekenleri adım adım anlatmış.
Rock grubundan, bağımsız sanatçıya, rapçiden popçuya birden fazla kullanım yolu olduğunun altını çizen Singhvi, otantikliğin önemine vurgu yaparak şu notları paylaşmış:
◊ İnandığınız şeyi destekleyen şeyler paylaşın. Kendiniz olun.
Bu konuda Billie Eilish’in Instagram hesabını kullanım stili, son üç yılın sosyal medya vizyonu hakkında iyi bir örnek. Küçük bir grupla yola başladı. Saygısız paylaşımları da vardı ama tutarlıydı. Birçok konuda kendisini örnek göstereceğimden kuşkunuz olmasın.
◊ Elimizdeki verilere baktığımızda Instagram’ın en çok beğenilen hesaplarının komüniteden bağımsız olan hesaplar olduğunu görüyoruz. Bunlar kalabalık içinde bir adım öne çıkmayı başaran özgün hesaplar.
◊ Birçok sanatçı zamanla miyop oluyor. Demek istediğimiz, izole olup çok fazla iş düşünmeye başlıyorlar. Kendinizi bir kalıba sokmak zorunda değilsiniz. İnsanlarla samimi ilişkiler kurmalısınız.
İsmi Ozan Yıldırım. 26 Ocak’ta Los Angeles’ta düzenlenecek Grammy Ödül Töreni’nde Altın Gün dışında adaylar arasında yer alan prodüktörümüz. 61. Grammy Ödülleri’nde “Travis Scott-Sicko Mode” ile en iyi rap şarkısı dalında adaydı. Bu yıl yani 62. Grammy Ödül Töreni’nde ise “Rick Ross ft Drake-Gold Roses” ile en iyi rap şarkısı adaylığı aldı.
Türk asıllı İsviçre vatandaşı olan Ozan Yıldırım ya da Amerikan rap dünyasının tanıdığı ismiyle “OZ”; G-Eazy, Migos, Drake, Trippie Redd, Travis Scott gibi isimlerle çalıştığı için biliniyordu.
Muazzam beatleriyle, rap prodüktörleri arasında iyi bir yer edinmeye başaran Yıldırım’ın geçen yıl The View dergisine verdiği röportaja denk geldim.
Bir arkadaşından çıkan “kendi beat’lerini üret” fikrinin ardından demolarını ünlü prodüktörlere göndererek dünyaca tanınan rapçilerle çalışma fırsatı bulmuş.
İsviçre’de yaşamına devam edip kısa dönemlerde Amerika’ya gittiğini belirtmiş.
Ve sadece ilk adaylığının ardından şunu söylemiş: “Kendrick Lamar, Kanye West veya Future gibi isimlerle de çalışmak istiyorum”. Dediğini de yapmış.