Rakibin net pozisyonları olmasa bile ilk yarı da Beşiktaş kalesine rahat gelen bir Gaziantep Belediyespor vardı. Beşiktaş’ta çok derin bir kadro var ve bu kadronun içinde her yetenekte oyuncu var. Yani Guti oynamıyor, onun vazifesini Ernst yapabiliyor, Fernandes de asist yapabiliyor. Defansif orta sahaymış gibi görünseler de, her ikisi de dikine oynamayı seviyorlar. Ernst’in akıl dolu pası ve Bobo’nun golü geliyor. Yani Beşiktaş’ı sınırlandırmamak lazım. Çünkü her futbolcu her rolü üstlenebilir.
Schuster’i anlamıyoruzİstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında yapması gerekeni 4 gün sonra yaptı sevgili Schuster, ama iş işten geçti. Bazen Schuster’i anlamakta zorlanıyoruz, neden? Daha dirençli takımlara karşı tek defansif orta sahayla oynuyor. Örneğin Aurelio, ama bu maça bakıyorsun Necip, Ernst ve Fernandes var. Tamam, anladık Guti’nin görevini Ernst ve Fernandes de yapabilir; ama orta sahada zaaf olduğu zaman bu tip oyunculardan çok çabuk hamlelerle faydalanmak lazım. Fakat Schuster daha iyisini biliyor diyebiliriz. Ayrıca Ernst ve Fernandes bu takımın banko orta sahasıdır.
Bobo unutulmamalıGelelim küskün yıldız Bobo’ya... Bobo mu, Almeida mı? İkisinin de ayrı özellikleri var ama Bobo’nun gol şansı çok yüksek. Brezilyalı yıldız, Almeida’ya göre bireysel olarak topla daha etkili diyebiliriz. Fakat takımda Portekiz rüzgarı estiği için görünen ilk tercih, Simao ve Q7 ile daha iyi anlaştığı için Almeida forma giyiyor. Ama Bobo gibi bir futbolcu kenarda unutulmamalı. Brezilyalı forvet her an oynayacakmış gibi hazır tutulmalı, her maçta banko oynamasa bile oyuna girmeli ve küstürülmemeli. Beşiktaş’ın İstanbul BŞB yenilgisine aldanmamak lazım. Bu takım ligde 11’e 11 çok zor yenilir. Yenilmesi de sürpriz sayılır.
BEĞENDiM
Beşiktaş’ın oyun disiplinini.
BEĞENMEDiM
Gaziantep BŞB’nin açık oyununu.
DİKKAT
Beşiktaş’ı hayal kırıklığına uğratan faktörlerin 1 numarasında ise Mehmet Aurelio var. Aurelio gibi tecrübeli bir futbolcunun hakemin gözü önünde böyle sorumsuzca rakibe arkadan girip kırmızı kart görmesi affedilir gibi değil. 10 kişi kaldığın bir maçı kazanman çok zordur. Özellikle de deplasmanda... Ama buna deplasman da diyemezsin, zira Olimpiyat Stadı’nda, İnönü Stadı’ndakinden daha fazla taraftar vardı. Aurelio oyunda olduğu sürece Beşiktaş tek kale oynadı. Bütün oyunun kontrolü onlardaydı. Ne var ki, Aurelio atılınca direksiyon tamamen Belediyespor’a geçti. Ama Schuster de gerekli hamleleri yapamadı...
Kulübende Fernandes ve Ernst gibi çok koşan iki orta saha oyuncun varsa ve sen bu hamleleri zamanında yapamıyorsan sevgili Schuster, ben seni tartışırım. Sen de maçı benim gibi seyrediyorsun; orta saha yol geçen hanı gibi. Bir tek Guti var, onun da fizik gücü malum. Belediyespor son vuruşları ve son pasları iyi yapabilseydi, maç çok farklı skorla bitebilirdi.
Hamle yapmayı bileceksinBeşiktaş’ın bir mantalitesi var; top kendisinde iken oynamak. Top rakipte iken oynamayı düşünmüyor. Böyle olunca da futbolun acımasızlığına yenik düşüyorsun. Tekrar Schuster’e sesleniyorum; eğer elindeki malzemeyi iyi kullanamazsan, 2-1’lik yenilgi bile sevinilecek bir sonuç olabilir. Elindeki bireysel yeteneklere fazla güvenmemelisin. Arada sırada birtakım hamlelerle maçı kurtarmak lazım.
Beşiktaş iyi mi oynadı hayır, ama rakibe bu kadar çok gol pozisyonu verecek duruma düşmemesi lazım.
Simao sadece attığı golde vardı. Onun dışında yoktu. Almeida aynı. Bir tek Quaresma bir şeyler yapmaya çalıştı.Beşiktaş’ın yumuşak karnı orta sahası. Çünkü sadece hücumculara iyi paslar atan ve iyi atağa kaldıran bir orta saha var. Bu oyuncular, top rakipte iken zafiyet gösteriyor. Belediyespor ‘önce rakibi nasıl durdururum ondan sonra nasıl oynarım’ mantalitesiyle sahaya çıkıyor ve bunu çok iyi uyguluyor.
BEĞENDiM
Beşiktaş taraftarının maç sonuna kadar desteğini.
BEĞENMEDiM
Bu takımı yalnız Beşiktaşlılar değil, Türkiye’deki tüm futbolseverler seyretmek ister. Ben bile maç bitmesin diye dua ediyorum; çünkü o coşku görülmeye değer.
İlk yarıda harika bir taraftar desteği ve sahada iştahlı, sanki futbola yeni başlamış gibi futbol oynamayı arzu eden bir Beşiktaş. Kanatlara bakıyorsun Simao ve İsmail atak yapmak için bir birbirleriyle yarış ediyor. Hilbert ve Q7 de diğer kanatta; Trabzon’un kanatlarını çökertiyorlar. Ortaya da bakıyorsun Almeida; Giray ile Glowacki’nin dengesini bozuyor, sağa sola deplase oluyor; gol atıyor, kaçıyor ama her pozisyonda topla buluşuyor. Ortada usta Guti kaldığı yerden devam ediyor, müthiş paslarıyla.
Beşiktaş maça konsantre olmuş defans bile fazla pozisyon hatası yapmadı. Trabzonspor’a ilk yarı pozisyon vermediler. İlk yarı adeta Trabzon ceza sahasına giremedi. Yani futbolda konsantre üst seviyede olursa, kapasiten varsa, her şeyi çok iyi yapabilirsin. Bu Quaresma’yı durdurmak çok zor, yaptığı çalımlar, dripling ortalar... Bir futbolcunun, bir takıma bu kadar katkı sağlayabilmesi çok önemli. Aynı şekilde Simao da dün akşam süratini kullanarak Almeida’ya attığırdı ustaca golde kalitesini gösterdi. Eminiz ki Schuster, “Ne şanslıyım böyle futbolcularım olduğu için” diyordur.
İkinci yarı sonucun verdiği rahatlık, özellikle hücumcuların ilk yarıda aşırı güç sarfederek oynaması ve devrenin başı olduğu için oyuncuların fizik olarak yetersiz kalması Beşiktaş’ı etkiledi. Defans bir anlık konsantre eksikliğinden golü yedi. Demek ki futbolda konsantrasyon eksikliğine yer yok. Ama ne olursa olsun, Beşiktaş oynadığı futbolla zevk, keyif veriyor.
BEĞENDiM
Skandalı önleyen Tuncay Yanık’ı.
BEĞENMEDiM
Trabzonspor’un ilk yarıdaki etkisiz oyununu.
14 puan geride olmasına rağmen, sanki takımı lidermiş gibi bu kadar destekleyen, bu kadar oyunun gidişatına katkı sağlayan ve sahadaki futbolcuyu coşturan müthiş tezahüratı, uzun zamandır ilk defa gördüm. Sahadaki futbolcular da bu coşkuya, sevgiye karşılık verdiler.Buca’nın gücü belli, Samet Hoca takımını çok adamlı savunma, kalabalık orta saha, adam markajı ve oyunu dar alanda oynatmaya çalıştı. Ama güç yetmedi. Çünkü sahada müthiş bir organitizatör vardı: Guti. Göstere göstere 30 metre, bazen 5 metre müthiş asistler yapıyor bütün oyunu yönlendiriyor. İspanyol yıldız aynı zamanda defansı da ikaz ediyor. Gecenin aktörüDün gecenen baş aktörü Guti’ydi. Ama müthiş bir Q7 vardı. Müthiş driplingleri ve çalımlarıyla Buca savunmasını allak bullak etti. Yetmez gibi öteki tarafta arkadaşı Simao da aynı şeyleri yaptı ve golünü de attı. Almeida’ya gelince bu ikili ayak uyduramıyor. Bu ikili süratli oyuncular, sıfıra inen oyuncular, bazen de kaleye kadar inebilen oyuncular. Almeida’nın istdeği tarz oyuncular değil. O havadan orta bekleyen başarılı bir oyucu ama istediği ortaları alamıyor. Stil olarak havadan orta yapan oyuncular değiller. Sıfıra inip kısa pas ya da top kesen oyuncular; Almeida da çok çabuk olmadığı için ve gol atamadığı için strese girmiş, şu an özgüveni yok. Gizli santrfor NobrePas hataları yapan ağır bir oyuncu. “Yani bu ikilinin santrforu acaba Bobo mu olmalı?” diye düşünüyor. Bobo da onun kadar yetenekli, ondan daha hızlı. İleride Bobo bu formayı alırsa şaşırmayalım. Çünkü Bobo da Almeida’dan aşağıda kalır bir oyuncu değli. Bir de gizli santrfor Nobre orta sahaya geliyor, rakibi karşılıyor, pres yapıyor. Aynı zamanda Almeida’nın arkasında gizli santrfor rolü üstleniyor. Nitekim penaltıyı da yaptırdı.
BEĞENDİM
Çarşı’nın müthiş şovunu...
BEĞENMEDİM
Almeida’yı ilk maçında beğenmedim.
DİKKAT
Savunma pozisyon hatası yapıyor.
Saha zemininin buzlu olması, F.Bahçe’nin oyun planını bozdu. Stoch olsun, Semih olsun, Niang olsun; son hareketleri zeminin azizliğinden dolayı yapamadılar. Sarı lacivertlilerin yumuşak karnı sol tarafı. Vedat Hoca Fenerbahçe’yi iyi analiz etmiş, rakibini Mehmet Topuz’un tarafından değil; Stoch ve Caner’in olduğu bölgeden devirmeyi planlamış. Ve Malatya’nın tüm pozisyonları sol taraftan gelişti. F.Bahçe ilk 8 dakikada bu bölgeden arka arkaya aynı şekilde 3 yüzde yüzlük gol pozisyonu verdi. Sarı lacivertliler kaleci Mert’in kurtarışıyla ya da topun auta gitmesiyle atakları savuşturdu.
Stoch yeterli değilFenerbahçe yavaş bir takım, kanatları iyi işlemiyor çünkü Topuz bir kanat oyuncusu değil, Stoch da çok yeterli bir oyuncu değil. Slovak futbolcu fizik olarak güçlü değil, ikili mücadeleri kaybediyor. Ve topu aldığı zaman hep içeriye doğru kat eden Stoch, kanatları kullanamıyor. Dolayısıyla Niang istediği pozisyonları bulamıyor. Niang fizik olarak iyi duruma gelmiş ama Alex’in yokluğu Senegalli yıldızın verimini düşürmüş. Alex olduğu zaman F.Bahçe’nin oyun kalitesi ve pas yüzdesi artıyor. Sarı lacivertliler çok kolay pozisyon veriyor, Yobo, Caner’in kademesine girmekten yoruldu. Her pozisyonda isyan ediyor. Caner’in defansif kapasitesi bu, ama Stoch adam kovalamıyor ve çok çabuk oyundan düşüyor.
Ayrıca F.Bahçe’nin yediği 2. golde Lugano da yerinde değildi, Uruguaylı ilk işi olan savunma yapmaktan çok gol atmayı düşünüyor. Tamam golünü atıyor ama takımı da kademe hatasından gol yedi. Sarı lacivertliler fizik olarak çok iyi değil; ama bu maç ölçü olmaz. F.Bahçe yumuşak düz ve aynı oyunculardan kurulu. Fazla koşmuyorlar. Koşan takım Fener’e üstünlük ağlar. Malatya ise çok koşan ve rakibi bozan bir takım görüntüsü verdi. Son olarak Aykut Hoca’nın sol beke mutlaka oyuncu alması gerekiyor ve takımının daha disiplinli oynaması gerekiyor.
BEĞENDİM
Yeni Malatyaspor kalecisi Mesut’u.
BEĞENMEDİM
Fenerbahçe’nin sol tarafını.
DİKKAT
Yeni transferler Simao ve Almeida, takıma tam uyum sağlayamamışlar ama tartışmasız kaliteleri çok yüksek. Özellikle Almeida’nın hücum presi ve toplara sert vuruşları dikkat çekiyor. Simao da çok hareketli, Quaresma ile kanatlarda değişerek oynuyorlar. Beşiktaş’ta sorun, top rakipteyken ortaya çıkıyor. Siyah beyazlılar bu oynadığı sistemle her zaman gol yer. Eğer yemezse bunun sebebi rakibin beceriksizliği olur. Beşiktaş’ın oyun yapısı gol yemeye çok müsait. Önde kurulan çizgi defansın ofsayt taktiği yapması, arkaya atılan toplarda her zaman tehlikeli olabilir.
Guti damga vurduSiyah beyazlıların müthiş bir hücum gücü var ama henüz form tutmamışlar. Q7’nin bireysel olarak yaptığı hareketler çok iyi ama dünkü maçta sonunu getiremedi. Beşiktaş’ta maçın yıldızı, attığı gol ve yapmış olduğu 2 asistle Guti’ydi. Beşiktaş top ayağındayken keyif verirken, top rakipteyken keyifler kaçıyor. Çünkü Beşiktaş orta sahası çok kolay geçiliyor. Dünkü maçta sadece Aurelio defansif yönü olan futbolcuydu. Diğerleri oyunu tek yönlü oynamayı seviyorlar. Dolayısıyla rakibe çok pozisyon veriliyor.
Schuster’in işi zorSchuster’in işi çok zor, şu anlamda zor: Kulübede Bobo, rakibi Almeida. Ernst’e bakıyorsun; rakibi Guti. Ersan dersen... Toraman’la tatlı bir rekabet içerisinde. En önemlisi, bu takım savunma yapmayı sevmiyor ve bilmiyor. Takım savunması, yediği gollere bakın hep aynı şekilde. Alman teknik adamın bunu düzeltmesi lazım.
Schuster, kadro kurarken zorlanıyor, işinin zor olduğu kesin. Ama bu Beşiktaş özellikle İnönü Stadı’nda bu hücum oyuncularıyla şov yapabılir. Ama hücumcular özellikle Q7, Almedia ve Simao gol ve goller atamadığı sürece agresifleşebilir ve bu Beşiktaş’a zararlı olabilir. Her maçta gol atar ama gol de yer. Schuster bu sorunu çözmeli. Çünkü beklenti çok büyük.
BEĞENDİM
Beşiktaş’ın kazanma hırsını...
BEĞENMEDİM
Beşiktaş çok kolay gol yemesini.