Annelere özgürlük

Koltuğun hangi köşesinde oturacağıma bile o karar veriyor, şort ya da etek giyince “Bu kadar kısa giyme” karışmaları başladı, tuvalete bile yalnız gitmeme izin yok. Elimde olmadan haykırıyorum: “Annelere özgürlük”

Haberin Devamı

Kızım olsaydı da böyle mi olurdu bilmiyorum ama ana-oğul olmak demek gerçekten siyam ikizi olmak gibi bir şey. Bir yanıyla dünyanın en müthiş duygusu. Düşünsenize siz olmadan yapamayan, duramayan yanından kalktığınız an bile ağlayan bir erkek var. Şımarmalardan şımarma beğeniyorum, zevkten dört köşe, onore olmaktan sekizgen oluyorum. Ammaaa gelin görün ki bazen nefes alamıyorum.
“Güneşlenme, ben güneşi sevmiyorum” diyor, “Yemeğin bitmedi mi hâlâ, hadi yeter” diye söyleniyor, “Yazı yazma benimle oyna” diye tutturuyor, “Sen gelmezsen parka gitmem, yanında kalacağım” diye ağlıyor. Koltuğun hangi köşesinde oturacağıma bile o karar veriyor, şort ya da etek giyince “Neden bacakların çıplak! Bu kadar kısa giyme ama” diyor. Küçük maço halleri beni çok güldürüyor. Hava sıcak, sıcakta bacaklar açılabilir diyorum, bu sefer kendisi de şort giymeden sokağa adımını atmıyor.
Tuvalete bile yalnız gitmeme izin yok. Kendisi de tuvaletini yalnız yapmıyor. En değerli hazinesini kanalizasyona bırakıyor ya illaki elini tutacağım. Bir de “Anne neden kaka çıkmıyor” sorularına “Ikın oğlum, hadi ıkın” diyerek motive edeceğim.
Dedim ya bazen bana sağdan sağdan geliyor. Bu çocuklara annelerin de bir birey olduğunu nasıl anlatacağız? Sert yapayım diyorum bu sefer iyice delleniyor. Eline geçeni fırlatmaya, dikkat çekmek için tuhaf akrobasi hareketleri yapmaya başlıyor. Geçen gün gözümün içine baka baka salonun ortasına işedi. Neden “Anne benimdir benim kalacak” inadı yüzünden. “Bana ilgi göstermezsen salona da işerim, kafana da...” demeye getirdi. Mesajı aldım mı, aldım. Allah sonumuzu hayretsin.

Haberin Devamı

Rüzgar’dan son gariplikler

* En sevdiği oyun ne biliyor musunuz? Temizlik yapmak. Bırakın sabaha kadar elektrik süpürgesi yapsın, cam silsin, toz alsın. Klasik bir başak. Okulda da herkesin babası gibi davranıyormuş zaten. Bilmiş cüce ne olacak!
* Birçok şeyi söyleyemiyor ama beni en çok üç ve ayakkabı diyememesi güldürüyor: Üç yerine “üyş” ayakkabı yerine de “abıkka”... Bir, iki, üyş diye bir koşuşu var gülmekten izleyemezsiniz.
* En sevdiği yemek kesinlikle somon saşimi. O kadar seviyor ki sabahları uyandığında nasıl uyudun oğlum sorusunu bal gibi değil de somon gibi diye cevaplıyor.
* Son günlerde çikolata bağımlısı oldu sanıyorum. Daha fazla çikolata yiyebilmek için her yolu ama her yolu deniyor. En son şöyle bir şey yaptı: Önce gözlerini doldurdu, alt dudağını sallandırdı ve “Beni sevsen verirdin” dedi. Bravo Rüzgar ya, yazarken bile inanamıyorum. Oğlum senin yaşın daha 2.75! Bu sömürü kabiliyeti nereden?
 * Nereye gitmek istersin sorusunun popüler cevabı: “Vahşi ormanlara.” “Ne yapacaksın orada?” deyince de vahşi hayvanları sayıyor. Geçen gün fil, aslan, zürafa diye devam ederken ben koyun deyiverdim. “Hayır anne o Ali Baba’nın çiftliğinde” dedi de ağzımın payını aldım.
* Kimden öğrendi bilmem durup dururken “Ayyy ayyy çok sinirlendim” diye bağırıyor. Neden diye sorunca da “Çünkü Pepee’nin burnu yok” ya da “Matkabımı bulamıyorum” ya da “Bu pedalı çeviremiyorum” ya da “Benim annem yok” gibi şeyler söylüyor. Sonuncusunu karşısında duran bana söylüyor üstelik. Nereye gidebilirsem?

Haberin Devamı

Aramızda bebek var izlensin

Geçen hafta vizyona giren ‘Aramızda Bebek Var’ ilk çocuklarının doğumuyla birlikte tasasız hayatları kesintiye uğramış genç bir çifti anlatıyor. Yani birçoğumuzun hikâyesi. Film, genç bir annenin günlüğünden hareketle, hamilelik ve doğum tabusunu yıkıyor.
Eliette Abécassis’in otobiyografik romanından uyarlanan ve ünlü Fransız yönetmen Rémi Bezançon’un üçüncü uzun metrajı olan bu sıcak ve hınzır film, prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapmış.
Ben en çok şu cümleleri sevdim: “Hayatımı tepetaklak etti, köşeye sıkıştırdı beni, sınırlarımı zorları. Dibine kadar kendimden vazgeçmeyi, şefkati ve fedakârlığı öğretti bana. Peki, annem bana bunları niye hiç anlatmadı? Niye kimse bu konudan bahsetmiyor?”

Yazarın Tüm Yazıları