Asmalı Konak’ı önce moda diye seyrettim ama sonra hayran oldum
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bu diziyi evvela, snobe ettiğimden dolayı seyretmiyordum. Ukala Sevgi Gönül neden sonra bulunduğu muhitlerdeki bazı fikirleri paylaşabilmek için diziyi seyretmeye karar verdi.
Bir bölümünü seyrettikten sonra kendisinde daha sonraki bölümleri de seyretmek arzusu uyandı ve bütün kasetleri baştan sona izledi. Ukala Sevgi Gönül'ü bir tarafa bırakalım, gerçek Sevgi Gönül olarak konuşalım: Ben bu diziye bayıldım.
Geçen hafta bütün gazetelerdeki haberler ve köşe yazıları Asmalı Konak'la ilgili idi, dolayısıyla ben de bu modadan geri kalmamak için kendi gözlemlerimi burada yansıtmaya karar verdim.
Bu diziyi evvela, snobe ettiğimden dolayı seyretmiyordum. Ukala Sevgi Gönül neden sonra bulunduğu muhitlerdeki bazı fikirleri paylaşabilmek için sonuna doğru diziyi seyretmeye karar verdi. Bir bölümünü seyrettikten sonra kendisinde daha sonraki bölümleri de seyretmek arzusu uyandı ve dizinin bütün kasetlerini elde ederek baştan sona izledi.
Ukala Sevgi Gönül'ü bir tarafa bırakalım, gerçek Sevgi Gönül olarak konuşalım: Ben bu diziye bayıldım ve sonuna kadar büyük bir zevkle izledim.
ATV televizyonu sıkıntıya düştüğü zaman herkes terk edip gitti. Terk edilmiş müesseseyi ayakta tutabilmek için başa getirilen yakın dostum Fatih Ediboğlu bu dizilerle televizyonunu ayakta tutmaya çalışmaktaydı ve 'Asmalı Konak', 'Çocuklar Duymasın' gibi diziler o kadar çok tuttu ki adeta reyting rekorları kırdı. Nitekim aldığı reklam yoğunluğu sebebiyle herkesi ağlatacağı söylenen son bölümü seyrederken fenalık geçirmek üzereydim. Reklamlara ayrılan vakit, dizinin süresini neredeyse geçmişti. Tebrik ederim seni Fatih'çiğim, medya dünyasındaki başarıların için.
KİM OSKAR ALIR SEÇİM YAPAMIYORUM
Gelelim 'Asmalı Konak' dizisine... Evvela fevkalade bir jenerik müziği ile başlamaktaydı. Müziğe bayıldım. Şayet bu ülkede bir Oskar dağıtılsaydı herhalde müzik yapımcılarına bir ödül mutlaka verilirdi.
İşin zor tarafı şimdi başlıyor, başka kimlere Oskar verirdik diye düşündüğümde... İşte burada seçim yapamamakta ve aciz kalmaktayım. Bir kere senaryo son derece kuvvetli ve hoştu. Bazı fantezileri olmakla birlikte gerçeğe uygun tarafları ve verilmek istenen birtakım mesajları da vardı.
Sanatkárlar, dizide rol alan herkes, rolüne çok yakışmıştı ve hepsi harika oynuyordu. Bu dizide hiç kimseyi yadırgamıyordunuz, en ufak rolden en baş oyuncuya kadar komple herkes süper bir oyun çıkarıyordu. Burada isimleri tek tek anmak istemiyorum, zira kimseyi birbirinden ayıramamakla beraber Koç Grubu müdürlerinden Cihat İlkbaşaran'ın hanımı Selda Alkor başta olmak üzere, türkücüyken rol alan Özcan Deniz dahil herkes harikulade bir oyun çıkarmaktaydılar. Hele mutfaktaki hizmetkárlar birbirinden iyi idi. Adeta bana İngilizlerin ‘‘Yukardakiler- Aşağıdakiler’’ isimli çok sevdiğim dizisini hatırlattı. Dizide herkes kendine has bir karakter olmakla birlikte hepsi de rolünü çok iyi oynadığı için müthiş bir ahenk vardı. Burada kime en iyi oyuncu ödülü verilirdi bilemiyorum, seçim yapamıyorum ve içinden çıkamıyorum.
Soap opera tarzı, Dallasvari bir dizi gibi başlamışlar ama bütün çarpık ilişkilerde müthiş bir seviye mevcuttu. Çarpık olmalarına rağmen ilişkilerden asla rahatsız olmuyordunuz; bilakis bazı bölümlerde o ilişkiyi yaşayanlara hak bile veriyordunuz. Kendinizi onların yerine koyuyordunuz. Dolayısıyla bu ilişkilerin seviyesi de bizim Türk halkının çok hoşuna gitti. Bir taraftan romantizm yaşanırken hemen gerçeğe dönen ilişki silsileleri farkında olmadan insanları büyüledi.
TİPİK VE GÜZELMEKANLARDA ÇEKİLMİŞ
Dizinin bana en hoş gelen tarafı ise, o yörelere ait güzel ve tipik mekánlarda çevrilmiş olmasıydı. Zira Türk filmleri hiçbir zaman güzel ve zevkli evlerde veya dekorların içinde çevrilmiyorlar.
Nitekim çocuklarını o bölgeye götüren arkadaşlarım, 'Asmalı Konak' dizisinin çevrildiği mekánı ziyaret etmek isteyenlerin oluşturduğu kuyruklardan bahsettiler ve Özcan Deniz'in tuttuğu yerlere dokunmak isteyen insanlarla dolu olduğunu anlattılar. Konağın mimarisinin müthiş bir karakteri vardı, yaşam stili de hoştu ve bizim örf ve adetlerimize uygundu. Burada bizlere, bizlerin yaşam biçimine uymadığını zannettiğim yegáne taraf ise Orta Anadolu'daki ailenin boyuna şarap içmesi ve Sümbül Hanım'ı canlandıran Selda Alkor'un danslı gece kulüplerine gidişiydi. Bu bana ters geldi ama belki de ben yanılıyorum.
Velhasıl, Türk yapımcılarına sesleniyorum: Türk halkı iyi yapılan her olayı değerlendiriyor. Dolayısıyla bunu hiçbir zaman göz ardı etmeden çalışmalı ve bir eser ortaya koymalı. 'Asmalı Konak'ta çalışan herkesi, özellikle de yapımcısı Abdullah Oğuz'u ve diziyi cesaretle destekleyen Fatih Ediboğlu'nu tebrik ederim.